Acıyla yere düştüğümde kalkamayacağımı anladım çünkü çok sert vurmuştu. Karnım müthiş bir sancı ile baş başa kalırken bir anda yanıma gelip art arda tekmelerini karnıma savurmaya başladı. Acıdan olsa gerek en ufak bir tepki bile veremiyordum.
Daha s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alp sakin hareketlerle adamın omzuna dokundu. Genç adam Alp'e döner dönmez yüzüne sert bir yumruk yedi. Öyle bir ses çıkmıştı ki, normalde hak edenlere yumruk atan ben bile bu sese karşı gözlerimi yummuştum.
Adam kanayan burnunu tuttuğunda yumruğunu sıkıp bir anda Alp'e savurdu. Ama Alp ani gelen bir refleks ile başını yana eğerek yumruktan kurtuldu. Tabii ki bu hareketini karşılıksız bırakmayacak adamın kolunu tutup çevirdi. Adam öyle bir bağırdı ki güvenlik koşarak buraya geldi.
''Efendim, durun lütfen!'' Diyerek onları ayırmaya çalıştığında etraftaki bir kaç güvenlik daha buraya geldi. Sonunda ayrıldıklarında Alp sıkı bir yumruk yemiş olmalı ki dudağı patlamıştı. Karşıdaki genç adama göz gezdirdiğimde yüzümü buruşturdum. O derece fena bir hâldeydi.
Dudakları patlamış, gözü morarmış ve elmacık kemikleri kızarmıştı. Alp'e döndüğümde çatık kaşlarla bana baktığını fark ettim. Gözlerini sonunda benden çekmiş güvenliklere yöneltmişti. ''Çalışanınızın eşime sarkıntılık yaptığından haberiniz var mı?'' Diye kükrediğinde hepsi sus pus olmuştu.
Nerden eşin oluyorum be senin!
Bir anda aklıma gelen gerçekle derin bir nefes aldım. ''Bu çalışanın bilgilerini istiyorum. Dava açacağım'' Dediğinde tekrar adama göz gezdirdi, dişlerini sıktığında sanki daha öfkesini çıkaramamış gibiydi.
Dişlerini ve yumruğunu sanki sıkabilecekmiş gibi daha da sıktı. Artık olaya müdahale etmem gerektiğinin farkına varıp iki adımda yanına vardım.
Parmak uçlarımla koluna dokunduğumda bir anda buz gibi gözlerle bana döndü. ''Hadi artık, uzatmayalım.'' Dediğimde onun aksine fazla hissiz konuşmuştum.
Güvenliğin de o adam ile birlikte gitmesini beklediğinde artık dayanamayarak kolunu tam anlamıyla tuttum. Herkes buradan uzaklaştığında o benden tiksinirmiş gibi bir ifade ile bana döndü ve kolunu sertçe çekerek benden uzaklaştı. Odaya girmek yerine asansöre yöneldiğinde arkamı dönerek odaya girdim.
Sanki ben sana çok meraklıyım egoist!
Koltuğa oturup gelinliği çıkarmanın bir yolunu düşünürken aniden kapı çaldı. Alp olamazdı çünkü onda kart vardı. Yine de giderek kapıyı açtım.
Karşımda oda servisini gördüğümde afalladım.
Genç kadın tepsiyi alarak bana uzattı. ''Efendim istedikleriniz.'' Dediğinde hemen bu halimden sıyrılıp, ''Ben bir şey istememiştim.'' Dediğimde kaşlar havalandı. Daha sonra bir şeyi hatırlarmış gibi baktı, ''Eşiniz sizin için gönderdi.'' Dediğinde başımı salladım. Kadın tam gitmek üzereydi ki bir anda aklıma gelen şey ile onu durdurdum. ''Şey affedersiniz, bir dakika içeri gelebilir misiniz?'' Dediğimde başını salladı.
İçeri girdiğinde kapıyı kapatıp hemen ona döndüm, ''Lütfen fermuarı indirir misiniz?'' Dediğimde afalladı. ''Lütfen'' Deyince başını sallayarak arkama geçti. Fermuarı indirdiğinde ''Teşekkür ederim.'' Diyerek ona baktım. ''Rica ederim efendim.'' Diyerek odadan çıktı.
