27-) Sena Şener- Teni Tenime
Neye uğradığımı şaşırmıştım.
Kendimi bir kuş misali havada süzülüyormuşum gibi hissediyordum.
Zaman durmuş gibiydi.
Etrafımızdaki herkes karanlığa hapsolmuş da, biz güneş ışığıylaymışız gibiydi.
Sanki, sadece o ve ben varmışız gibiydi.
Duygularımı anlatacak bir dil tanımıyordum.
Dudaklarıma yasladığı dudaklarını geri çekti. İnsanların alkışlarını duyar gibi olmuştum ama o tarafa yönelemedim.
Yüzümüzde flaşlar patladı ancak gözlerine daldığım için o bile irkiltemedi beni.
Kendime gelmek ister gibi yutkunup başımı iki yana salladım. Sırf insanların alması gereken bir kaç fotoğraf karesi için beni bu şekilde kullanamazdı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsu..." Dememe kalmadan kaşlarını kaldırıp, "Şşş, şuan sırası değil." Diye fısıldadı. Kaşlarım çatılırken elini belime yerleştirdi ve beni bir yere doğru çekiştirmeye başladı. Ne olduğunu anlamıyordum ama odaya girmeden kısa bir an önce insanların yavaş yavaş dağılmaya başladıklarını gördüm.
Odanın kapısını kilitlediğinde burasının neresi olduğunu bilmediğim için O şekilde ayakta durmaya devam ettim. Işıklar kapalıydı ve bu yüzden göremiyordum.
Bana döndüğü an hiç beklemeden elimi kaldırıp yüzüne okkalı bir tokat attım. Başı hafifçe sağa düşerken sinirli gözlerle bana bakmaya başladı. Onu gram umursamadan ikinci tokadı atmak için elimi kaldırmıştım ki, bileğimden yakaladı. "Birine müsamaha gösterdiğim ikincisine göstereceğim anlamına gelmiyor." Dedi sertçe.
Elini zorla bileğimden ayırıp ona baktım. "Ne yapıyorsun ya sen?" Üzerine yürümeye başladım. "Ben senin kuklan falan değilim!" Göğsünden ittim ancak milim kıpırdamadı. "Beni bu şekilde kullanamazsın!" Diye bağırırken tekme atmak için ayağımı kaldırdım. Tam sert bir tekmeyi atıyordum ki, birden ayak bileğimden yakaladı. Ayağım havada kaldığı için ve yırtmaçlı olduğundan, bacağım düpedüz önüne serildi.
Utançla geriye çekilmeye çalıştım ancak izin vermedi. Üzerime doğru yürümeye başlayınca zıplayarak geriye kaçmaya çalıştım. "Ya bıraksana!" Sırtım soğuk duvara değdiğinde, diz kapağımı kırıp havada bekletmeye devam etti. Üzerime iyice abandığında, "Ne yani, hoşuna gitmemiş miydi?" Diye fısıldadı. Gelen bu soruyla afallerken kaşlarım çatıldı. "Saçmalama istiyorsan! Neden hoşuma gitsin?"
O sırada kendini âdeta bir rüyada gibi hisseden koca yürekli Sırma;
Neyse orayı karıştırmıyoruz.
Kaşları havalandı. "Bana, beni yiyecek gibi bakıyordun." Ağzım açık kalırken tam itiraz için dudaklarımı aralamıştım ki, birden yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Sanki tüm uvuzlarım kitlenmiş gibi hiçbir harekette bulunamadım.
Dudağının kenarı kıvrıldı. "İşte tam da bundan bahsediyordum."
Bir anda geri çekilmesiyle yere çakılmışım gibi hissettim.
Bana arkasını döndü ve kilitlediği kapıyı açıp dışarı çıktı. Gözlerimi devirip, "Mal." Diye mırıldandım. Ardından gözlerimi yumup bir kaç saniye kendime gelmek için çabalayıp, daha sonra derin bir nefes alarak odadan çıktım.
Salonun bizimkiler hariç boş olduğunu görünce kısa bir an şaşkınlıkla doldum. Hemen yerime geçip telefonumu aldım ve saate baktım.
00:01
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRMA SAÇLIM (Düzenleniyor...)
ChickLitAcıyla yere düştüğümde kalkamayacağımı anladım çünkü çok sert vurmuştu. Karnım müthiş bir sancı ile baş başa kalırken bir anda yanıma gelip art arda tekmelerini karnıma savurmaya başladı. Acıdan olsa gerek en ufak bir tepki bile veremiyordum. Daha s...