Hello çilekli şekerlerim!!!
Bölümün fazlasıyla geç geldiğinin farkındayım. Sayıca az olmamıza rağmen açıklama yapmak istiyorum. Uzun süredir mental çöküşteydim, arada sırada bölüm atıyordum ama son zamanlarda yazmakta da zorlanıyorum. Yazmayı bırakmayı düşündüm. Sonra kendime zaman tanıdım, düşündüğümde okuyucu kitlesi az olsa bile yazmak istediğimi anladım. Hiçbir duygusal çöküşün sizi benden almasına izin vermem. Yazmayı sevdiğim gibi sizleri de seviyorum.
Bizi sal da okuyalım yazar ne konuştun.
Neyse işte çok uzattım qwlkqjkwg şu an iyiyim elimden geldiğince bölüm atacağım bolca yorum ve oy bırakmayı unutmayın.
Seviliyorsunuz.. Bölüm sonunda görüşürüz<3
Okumaya başlamadan önce bir zambak bırakalım⚜️
Şarkı: It's ok, you're ok
22.BÖLÜM: "İHANET"
'Yıkım yaratan güvenmek değil, güvendiğin kişi...'
İnsanoğlunun dünya üzerinde zorlandığı durumlardan biri yüzleşmektir. Kimisi kendisiyle yüzleşmekten korkar, kimisi de karşısındaki insanla. Sizce hangisi daha zor?
Bu sorunun cevabı hastanede gözlerimi açtığım günlerde yanıtsız kalabilir yahut kalmasa dahi geri planımda tutmak isteyeceğim mesele olabilirdi. Olabilirdi diyorum çünkü düşündüğüm herhangi bir şeyin düşüncemde kalabilmek gibi bir alışkanlığı yok.
Önce kendimle yüzleştim. Karanlık parkta, zamanın dokunduğu eskimiş bankın üzerinde, hastaneden çaldığım dosya vesilesiyle geçmişimle yüzleştim. Sonra bu sabah, ışığın aydınlattığı ancak olay örgüsüyle kasvete boğulan odada Dolunay'la, kendimle ve geçmişimle yüzleştim. Beklediğimden daha zordu ama ilk zorlukla pes edecek karaktere sahip değildim. İçimde yıllardır uyuyan günümüzdeki Lilya'nın yerini almaya çalışan kız o zorluklara boyun eğemeyecek olgunluktaydı.
Dolunay'ın söz ettiği geçmişim denizin dibindeki yosunlar gibiydi. Ayaklarıma dolanmış, yüzeyi görmeme katiyen izin vermiyorlardı. Dilediğince karanlık sularına çekmeye yeltenebilirlerdi. Ne de olsa geçmiş hatırlanmak isterdi. O karanlığın dibini görmeyi ne ben ne de arkadaşlarım izin vermezdik, vermeyecektik. Çünkü gelecek geçmişin sadece mazide kalan anı olmasını isterdi.
Sorumun yanıtını yine kendimde bulmuştum. Yüzleşirken yok etmeyi, yok ederken geleceğimi şekillendirmeyi hedeflemeliydim.
Dizlerimi karnıma çekmiş, başımı dizlerime yaslayıp kapalı gözlerimle düşüncelerimin arasında kaybolmuştum. Saatler öncesinde Dolunay ile gerçekleşen yüzleşmemizin ağırlığını omuzlarımda, zihnimde, ruhumda kol gezindiğini hissediyordum. Lavanta kokulu mumlarımın stresimi azaltmasını beklerken zihinsel olarak kendimi hazırlanan baloya adapte etmeye çalışıyordum. Çok değil, sadece birkaç saat sonra kalabalık bir topluluğun önünde kürsüye çıkacak, konuşma yapacaktım. Yaşananları zihnimin karanlık kısmına gömüp yaşanacak durumlara zırhımı kuşanmalıydım. Başaracağım. Yenilmeyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMBAK-SIRLAR (DÜZENLENİYOR)
ActionLilya, ailesiyle birlikte geçirdiği trafik kazasında yaşama tutunabilmiştir. Fakat iki yıl sonra bir hastane odasında gözlerini açabilmeyi başardığında kendisini bekleyen zorluklardan habersizdir. Hatırlaması gereken acı dolu geçmişi onu beklerken...