17.BÖLÜM: "SARMAŞIK"

12 4 0
                                    

Merhaba sevdiceklerim<3

Bu bölüm yazdığım bölümler arasında en uzun olan bölümdü. Umarım keyifle okuyorsunuzdur.

Okumaya başlamadan önce bir zambak bırakalım⚜️

Şarkılar: Model- Sarı Kurdeleler
Fleurie- Love And War

Şarkılar: Model- Sarı KurdelelerFleurie- Love And War

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

17.BÖLÜM: "SARMAŞIK"

'Aşk sarmaşık gibidir kalbi sarmalar sonra da sizi öldürür...'

Yaşam ve ölüm arasında duran ince çizgi... Çizginin bir tarafı aydınlıkla kaplıyken diğer tarafı karanlığa hapsolmuş. Aydınlığın ve karanlığın arasındaki ince çizgide duran bizler. Bizleri karanlığa hapsetmeye çalışan hayat... Evet, her insan hayatın zorluğuyla başa çıkamayabilir. Evet, umudumuzu tekrar tekrar kaybedebiliriz. Çizginin üzerinde olsanız bile yüzünüzü karanlığa değil aydınlığa dönün. Savaşmaktan korkmayın kurtarabileceğiniz hayatınız için savaşın. Savaşın, umudunuzu bulun ve ona kucak açın. Karanlık değil aydınlık olun...

Bir odanın önündeydim. Hastane odalarından birinin önündeydim fakat neden burada olduğum hakkında en ufak fikrim yoktu. Etrafıma bakındığımda var olan tek odanın karşımda duran oda olduğunu gördüm, gerisi sadece pürüzsüz beyaz ışıktı. Derin bir nefes çekip kapalı kapıya doğru ilerledim. Titreyen elimi havaya kaldırıp kapının kolunu tuttum. Kapıyı açıp birkaç adımla odaya girdiğimde görmeyi beklemediğim manzarayla birlikte yerimde çivilendim.

Hasta yatağında kolunda bitmek üzere olan serumuyla birlikte bembeyaz kesilmiş küçük Lilya duruyordu. Onu daha doğrusu kendimi böyle görmek çok korkutucuydu. Ağlamaktan gözleri şişen annem ve yorgunluktan ayakta duracak hali olmayan babam küçük bedenimin başında bekliyorlardı.

"Anne?" dedim fısıltıyla.

Beni görmemişlerdi. Varlığımı bile hissetmemişlerdi. Peki, benim burada ne işim vardı?

"Baba..." dedim bu kez daha yüksek çıkan sesimle.

Sesim odada yankılanmıştı fakat beni duymamışlardı. Bu rüya mıydı yoksa geçmişimden bir kesit miydi? Elim hızla çarpan kalbimin üzerine kapandığında yutkundum ve başımı iki yana salladım. Adımlarım geri gitmek istese de hareket edemedim.

"Yeter artık Ateş, ben kızımızı kaybetmek istemiyorum! Ben kızımın da aynı şeyleri yaşamasını istemiyorum!" diyordu gözyaşlarını silen annem.

"Ben çok istiyorum sanki Talya. Ailemiz için nasıl didindiğimi görmüyor musun? Sikik herif yakamızdan düşmüyor!" dedi babam küçük Lilya'nın elini tersini okşayarak. Dudaklarına götürüp sessiz buselerini kondurdu.

"Söylediklerini yapmalıyız, başka çaremiz yok. Onunla buradan gidersem seni de kızımızı da rahat bırakacak."

"Saçmalama güzelim. Lilya gözlerini açsın sonra adam akıllı düşünürüz bir çaresini buluruz..."

ZAMBAK-SIRLAR (DÜZENLENİYOR) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin