17

436 55 73
                                    

SLM
gecis bolumleri bunlar sikici geliosa affedin mslf
bolumler okunmadigi icin kahroluyorum ve yazasim gelmio nefret etmeye basliyorum sonra ficten bu yuzden yorum yapmayi ve oy vermeyi unutmayin tm mi kahroluom sonra
iyi okumalarrr

"Bayan Lee resmimi sergiye koyacağını söyledi." dedi Hyunjin yemeğinden bir sonraki lokmayı alırken. Herkes ona döndü. Bize bunu sergiden bir gün önce söylediği için şaşırmıştık. Boğazımı temizledim. "Hüzünlü kadın portesi olanını mı?" Sakince başını salladı. Hyunjin bir hafta önce resim kulübümüzün ağzını açık bırakan bir tabloyla çıkagelmişti. Kar beyazı bir elbise giymiş, (annesine kesinlikle çok benzeyen) bir kadın portenin içinden bize anlaşılamaz duygularla bakıyordu. İlk gördüğümde kadının hüzünlü olduğunu sanmış, Hyunjin'e öyle olup olmadığını sormuştum. Cevabı ise portreden daha ilgi çekiciydi. "O kadın ne üzgün, ne pişman ne de sinirli. Kimse onun ne hissettiğini anlayamıyor. Kendisi bile bilmiyor."

Kesinlikle annesinden bahsediyordu. Zaten porteyi yapmaya da ikimiz evimde annesinin ve babasının lise fotoğraflarını bulduktan bir süre sonra başlamıştı. Ertesi gün de ailesinin nasıl tanıştığını öğrenmiş, en yakın zamanda bana her ayrıntısıyla anlatacağına söz vermişti. Dediğine göre gerçekten romanlara yakışır bir hikayeydi. "Tabii bu mükemmel hikaye ardında büyük kederler getiriyor." demişti.

"Eğer sana geri vermeyecekse kabul etme. O mükemmelliğin okulun diğer tablolarının arasında çürümesine göz yumamam." dedi Jisung. Minho başını salladı. "Gerekirse sonra beraber tabloyu kaçırırız." Jisung ona arka çıktığı için mor saçlı arkadaşımıza gülümsedi. İkisi son zamanlarda fazlasıyla yakınlaşmışlardı. Bu durumdan memnun olmadığını fark etmeden fazlasıyla belli eden kişi ise Felix'ti. Bize göstermemeye çalışsa da beni kandıramazdı. Kesinlikle Jisung'u kıskanıyordu. Yaz tatiline girmeden önce (1 hafta içinde) Hyunjin'le Felix'e itiraf ettirmenin bir yolunu bulmamız gerekiyordu. "Resimde bu kadar yetenekliyken neden hala keman için uğraşıyorsun anlamıyorum." dedi Changbin huysuzca. Bay Hwang hater kulübünün başkanı konuşmuştu. "Kemanı da sevmeye başladım biraz." dedi Hyunjin omuz silkerek. Ne kadar öyle dese de asla onu keman çalarken izlememize izin vermiyordu. Kemanını imzalama konusunu açmamıştı bile!

"Neredeyse kendimi bildim bileli keman çalıyorum. Artık çok yakın bir dostum gibi." Aylardır tanışmamıza rağmen beni sadece arkadaşı olarak tanıtan Hyunjin'in bir kemanı sadece yakın değil, çoook yakın bir arkadaşı olarak tanımlaması bir tık kırıcıydı. Kesinlikle bir kemanı kıskanacağımı düşünmezdim. Yine de babasının artık keman için ona çok fazla baskı uygulamadığı barizdi. Aralarında ne geçmişti bilmiyorum ama Hyunjin'in babası keman derslerini azaltmış hatta Hyunjin için evde bir resim odası hazırlatmıştı. Zambaklar İçerisindeki Kadın'ı bu kadar hızlı bitirebilmesinin nedenlerinden biri de bu olmuştu.

Zambaklar İçerisindeki Kadın

Kendi kendime tabloya bu ismi vermiştim. Kimseye söylemiyordum çünkü isim vermek aslında Hyunjin'in hakkıydı. Bencilce davranıp ondan bu hakkı kesinlikle alamazdım. "Aslında," dedi Hyunjin uzun bir sessizliğin ardından. "Eğer fazlasıyla beğenilirse bir haftalığına şehir sergisine de götürülebilirmiş. Orada gençlerin yaptıklarını sergiledikleri bir bölüm var." Hyunjin hep şehir sergisini beraber ziyaret etmekten bahsetmişti ama hiç vaktimiz olmamıştı. "Eğer sergilenirse beraber gideriz." dedim gülümseyerek. Cevabıma karşılık gülümsedi. Gülümsemesini o kadar seviyordum ki bunun hakkında sayfalarca yazı yazabilirdim. "Bir isim de vermem gerek. Ama bu konularda yaratıcı değilim. Size sormak istedim." Jisung atıldı. "Boş Gelin nasıl olur? duyguları bilmediği için onu izleyenlerden yardım isteyen bir geline benziyor." Changbin yüzünü buruşturdu. "Çok kötü amına koyayım. Jisung sen isim bulma." Jisung homurdanarak yemeğine gömüldü. Diğerleri arasında isim tartışmaya devam ederken Hyunjin bana döndü. "Senin aklında bir fikir var mı? Mükemmel hayal gücünü bana gösterdiğin hikayeler için bitirmemişsindir değil mi?" Bu konuyu açmasını beklemiyordum. Kendi çapımda yazdığım küçük öyküler vardı. Hyunjin onları okumaya gönüllü olduğundan beri aklımdaki her türlü fikri günün herhangi bir saatinde ona anlatıp darlıyordum. Hikayeleri beğendiğini söyleyip dursa da emin olamıyordum. Durup dururken onları beğendiğini söylemesi belki de bana onları sevdiğini söyleme biçimiydi.

lovers rock - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin