29

329 39 58
                                    

nbr lannn
bolum yazmak zmaanimi alio azcik kusura bakmayasiniz gec gelio o yuzdn
neyse iyi okumalar yorum yapin 😡

jeongin

"Pekala." dedim. Kütüphanenin kapısını açmadan önce. "Hiç bir şey olmadı. Dizim için buz aradık ve geldik." Hyunjin başını salladı. "Kesinlikle bir şey yaşanmadı." Derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Hyunjin de arkamdan geliyordu. On dakika önce Hyunjin aceleyle beni dışarı çıkardığı için ikimiz içeri girince herkesin odağı bir anda üstümüze toplanmıştı. Gülümsemeye çalıştım. "Ne oldu?" dedim etrafa göz gezdirirken. Seungmin ile göz göze geldiğimizde yüzünde oluşan oyuncu gülümsemeyi fark ettim. Kıkırdayarak oturduğu yerden kalkıp Hyunjin'i kolundan tuttuğu gibi dışarı çıkardı.

"Nereye gittiniz?" dedi Jisung tekrsr bilgisayara gömülmeden önce.

"Dizim morarmıştı. Buz aradık." Felix kıkırdadı. "Sadece dizini morarttığına emin miyiz?"

Koltuklardan birine oturdum. "Ne demek istiyorsun?"

"Hyunjin diyorum. Salak gibi sırıtıyordu diyorum. Sen de aşırı gerginsin diyorum."

Amına koyim senin Hyunjin.

"Ne demek istediğini anlamadım Felix." dedim. "Sadece yaralarıma baktık o kadar. Barıştık diye gülümsüyordur."

"Kesin öyledir canım benim. Canın acıyor mu?''

"Biraz acıyor." Gözlerim bir anda beni sessizce izleyen Soobin'e takıldı. "Buz iyi geldi." Felix başını salladı. "Sen git diğer ikisini bul o zaman. Zaten bu halde bir şey yapamazsın." Kısaca kütüphaneden kovulmuştum. Yavaşça ayağa kalktım. "Beni kovuyorsun ama burada kitapların yerini benden daha iyi bilen kimse yok."

"Biz hallederiz canım. Git hadi sen.'' Felix'e karşı kazanmam imkansız gibi bir şeydi. Soobin'e son kez baktım ve usulca ortamı terk ettim.

Malum ikiliyi bahçede buldum. Banklardan birine oturuyorlardı. Hyunjin çatık kaşlarıyla onu azarlayan Seungmin'i dinliyordu. Dudaklarını büzmüş, arkadaşı ne derse başını sallıyordu. Aklı başka bir yerde gibiydi. Bir an başını kaldırdı ve gözlerini benimkilere kilitledi. Gülümseyerek ayağa kalktı. "Jeongin! Gelsene." Çekingen adımlarla yanlarına gittim. "Selam." dedim Seungmin'e. Oturacak yer olmayınca Hyunjin aniden beni bacaklarının üstüne oturtmuştu Ben şaşkınca ikisine bakarken sevgili arkadaşım ise somurtmakla yetindi. İlgisini tekrardan Hyunjin'e çevirdi. "Changbin ağzına sıçacak ve hiç bir şey yapmayacağım." dedi sinirle.

Hyunjin ellerini yavaşça belime sardı ve homurdandı. "Neden kızsın ki? Ne güzel Jeongin ile barıştım işte! Mutlu olsun.''

"Sadece Jeonginle barışmadın gerizekalı! Sen-" Derin bir nefes aldı ve gözlerini tekrardan üstüne dikti.Hyunjin gülümsedi. "Ben?" Seungmin'i benim üzerimden kışkırtarak eğlenmeye çalışıyordu. Başarılı olmuş sayılabilirdi. Gerçi kendisine geri dönüşü kötü olacaktı. Seungmin sinirle beni gösterdi. "İki düştü canı acıdı diye öpüştünüz amına koyayım! İkinizde de biraz gurur olsun! Kendinizi bu kadar hızlı bırakmayın!"

Hyunjin kollarını daha da sardı. Ne yapmaya çalışıyordu beni bir uzvu yapmaya mı?

"Nolmuş onu öpmüşsem? Hem Jeongin de bu yenilikten gayet hoşnut. Değil mi Jeongin?" Gözler yine bana döndüğünde yutkundum. Seungmin korkunçtu. "Yani, evet." Hyunjin cevabımla yüzümü ellerinin arasına aldı ve kıkırdadı. "Duydun mu? Şu şirinliği tekrar öpmemek için kendimi zor tutuyorum!"

lovers rock - hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin