"Tae bana yalan olduğunu söyle nolur! Sadece uyuduk de!"
"Her şeyi benim üzerime yıkma. Sen de istedin."
Koltukta kollarını göğsünde bağlayıp büyük bir rahatlıkla oturuyordu.
"Sarhoştum!" dedim bağırarak. "Sana asla seninle sevişmem dediğim için mi? Tabii ki! Erkeklik gururunu tatmin etmen gerekliydi değil mi! Başından beri beni sevmedin sen, tek amacın buydu. Nasıl hoşuna gitti mi bari?!"
"Mia!" Ayağa kalkıp yanıma geldi. "Söyleme böyle şeyler. Seni seviyorum. Yemin ederim ki çok seviyorum."
Genç kızı kolları arasına aldığında kız ağlamaya devam etmişti.
Genç kız o kadar titriyordu ki ayakta duramadı. Taehyung ise onun düşmesine izin vermedi. Yere çökerken onu tuttu.
.............
İnsan bazen hep çocuk kalmak ister. Çünkü çocukken pembe bulutlar üzerindesinizdir. Yetişkinler sizi o bulutlar üzerinden ne kadar indirmek istese de inmezsiniz asla. Ancak büyüdüğünüzde, o bulutlardan bir anda yere çakılırsınız. Bu öyle yavaş gerçekleşen bir şey de değildir. Bir gece bulutunuzun üzerinde uyursunuz. Sabahında ise bir bakmışsınız simsiyah bir asfalta çakılmışsınız. İnsanlar bulutlarının üzerine geri dönebilmek için uyuşturucuya başvurur. Çoğu zaman döndüklerini sanarlar ama üzerinde bulundukları asfalta daha da battıklarını fark etmezler.
Parmaklarım arasındaki sigaranın küllerini bahçeye doğru atarken arkamdan gelen ayak seslerini duydum. Arkamı dönmedim çünkü gelenin kim olduğunu zaten biliyordum.
"Mia? Bu saatte balkonda ne işin var?"
Kollarını arkamdan belime doladığını hissettiğimde sigarayı söndürerek kafamı omzuna yasladım.
"Uyku tutmadı, sen neden uyandın?"
Odaya girerken yanıtladı;
"Uyku tutmadı?"
Yatağa oturduğumda o da yanıma oturdu. Kısa süreli bir sessizlikten sonra ise uzun süredir beklediğim soru geldi.
"Taehyung sadece eski bir arkadaşın değil, değil mi?"
Derin bir nefesi seslice bırakarak tekrar sigara paketime uzanmıştım ama elimden almıştı. Yapabileceğim bir şey yoktu, ruhum daralıyordu. Hele bu evde, onunla eski evimizde olmak...
"Eski sevgilim. Lisede birlikteydik. Kısa bir ilişkimiz oldu, 6 ay falan sürmüştü." dedim pes etmişlikle anlatmaya başlayarak.
Kolları göğsünde bağlı, hiçbirşey demeden karşısındaki duvarı izliyordu.
"Sonra?"
"Ayrıldık, bitti"
"Onu soruyorum zaten." dedi bana dönerken. "Neden ayrıldınız?"
"Ben... Anlatamam... Zaten kirliydim, daha da kirlendim. Sorma daha fazla lütfen."
Kaşlarını çatarak arkamdan bakarken elindeki paketi alarak odadan çıktım ve hızlı adımlarla bahçeye indim.
....................
Genç sevgilisi odadan çıktıktan birkaç dakika sonra odadan ayrıldı. Ancak hedefi onun yanı değildi. Hemen alt katlarında olan adamın odasıydı.
Kapıyı dahi çalmadan içeri girdiğinde odada aradığı kişiyi bulamadı. Odadan çıkacaktı ancak yatağın yanındaki komidin çekmecesinin tam kapalı olmadığını fark etti. Dikkatini çeken elbette bu değildi, dikkatini çeken kapağın arasına sıkışmış kağıttı. Sessiz adımlarla çekmecenin önüne geldiğinde kağıdı eline aldı.
Bulduğu şey eski bir fotoğraftı.
Fotoğraf Mia ve Taehyung'un birlikte olduğu dönemdendi. Sevgilisinin doğum günü olmalı ki yüzüne bulaşan krem şanti ve elinde tuttuğu pastayla gülümsüyordu. Hemen yanında ise Taehyung duruyordu. İkisi de gerçekten mutlu görünüyordu. Yoongi sevgilisini en son ne zaman böyle gülerken gördüğünü hatırlamıyordu.
Fotoğrafın arkasını çevirdiğinde yazılar fark etti.
'Hayatımda doğum günümü hatırlayarak samimi bir şekilde kutlayan ilk kişi sensin. Her doğum günümde firmalardan gönderilen pahalı promosyon hediyeleri aldım. Ama hiçbiri bu kadar güzel hissettirmemişti. Seni seviyorum. Gecen..."
"Gece mi?"
"O ismi kim koydu sanıyordun?"
Yoongi arkasından gelen sesle o tarafa döndüğünde Taehyung'u fark etmişti.
Tae yanına yaklaşarak elindeki fotoğrafı aldı ve gülümsedi.
"Aynı fotoğraftan onda da var. Onun arkasına da ben not yazmıştım. Eminim hala bir yerlerde saklıyordur." dedi ve fotoğrafı çekmeceye koyarak kapattı.
"Mia bana nasıl ayrıldığınızdan bahsetti." dedi Yoongi.
Taehyung güldü ve kollarını göğsünde bağlayarak ona bakan adama döndü.
"Beni azarlamak için geldiysen hiç yorulma. O gece sarhoş olan tek kişi o değildi."
"Umurumda değil. Sonuçta benden önce olan bir şey. Benim merak ettiğim şey, senden önce olanları biliyor musun?" dedi ve pencerenin önüne yürüdü.
Genç kız bahçedeki havuzun etrafındaki şezlonglardan birine oturmuş sigara içerek suyu izliyordu.
Tae de yanına geldiğinde kaşları çatılmıştı.
"Sadece içi daraldığında sigara içer." dedi ikisi de aynı anda.
"Mia 15 yaşındayken tecavüze uğramış." dedi Yoongi kızı izlemeye devam ederken.
"Ne?!"
"Bilmiyor muydun?" ona döndü. "O çok sevdiğini iddia ettiği kız bu yüzden ilişkilerden korkuyor işte, sonunun aynı bitmesini istemediği için."
"Kim?" diye sorabildi yalnızca Tae.
"Babasının ortağı. Onlara geldiği iş yemeğinin gecesinde."
"Yalan söylüyorsun!"
"İstiyorsan git ona sor." dedi ve odanın kapısına yöneldi Yoongi.
"Bunları sana yaptığın şeyin onun hayatında nereye dokunduğunu bilmen için anlattım. Çünkü eğer bir daha o kıza zarar verecek bir şey yaparsan karşında o küçük kız çocuğunun yaralı ruhundan önce ben olacağım."
Odadan çıktığında Taehyung titreyen bacaklarıyla pencerenin önündeki koltuğa çöktü.
Her şey bu odada gerçekleşmişti.
O gece ikisi de çok sarhoş bir şekilde eve gelmişti. İlk adımı Mia atmıştı oysaki. Tae ne kadar dirensede Mia istediğini söylemişti. Mia bütün gece korkuyorum diye sayıklamıştı. Ama her şey sabah genç kızın çığlığıyla uyandığında başlamıştı.
"Tanrım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smuggler || Min Yoongi
Action~Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.~ . . . Kaçakçı #1 Agustd #4 Yoongi #857