"Yoongi, öleli 3 ay oldu. Doktorlar da izin veriyor bak. Eve gidin artık."
Yoongi kucağındaki bebeğin saçlarını okşadıktan sonra yatağa bıraktı.
Jungkook defalarca kez onlara eve gitmeleri için yalvarmıştı. Kiseki'nin bir süre özel tedavi görmesi gerekmişti. Çok erken doğmuştu. Kısa bir süre önce tedavisi bitse de Yoongi hala hastaneden çıkmayı reddediyordu.
Evden gelmesi gereken eşyaları bile Jungkook ve Minah'ı yollayarak aldırıyordu.
Jungkook Mia'nın ölümünün açıklanmasına izin vermemişti. Kendi aileleri dahil herkes onları Fransa tatilinde sanıyordu.
"En azından biraz hava al. İki gündür odadan çıkmadın. Kiseki'ye ben bakarım."
Yoongi teklifini kabul etti. Sürekli odada kapalı kalmak onu bunaltmıştı.
Odadan çıkarak hastanenin terasına çıktı. Karanlık havada tek bir bulut dahi yoktu. Tüm yıldızlar inci taneleri gibi gökyüzünde parıldıyordu.
Yoongi terasın kenarına yaklaşarak kollarını demirlere dayadı.
Yüksek teras sayesinde tüm şehir adeta ayakları altındaydı. Parlayan reklam tabelaları, trafikte sıkışmış arabalar, işlerinden yeni çıkmış yorgun insanlar ve birlikte yürüyen çiftler.
Yoongi'nin canını en çok yakan da souncusu olmuştu gördükleri arasında.
Elini kotunun arka cebine atarak sigara paketini çıkardı. Paket elbette ki ona ait değildi.
Doktorlar Mia'nın eşyalarını ona teslim ettiklerinde çantasından çıkan ilk şey bu sigara paketi olmuştu.
Yoongi o an anladı.
En başından beri Mia'yı dinleseydi, başlarına hiçbir şey gelmeyecekti. Belki karısı şu an yanında bile olabilirdi.
Mia en başından beri ona her 'içimde kötü bir his var' dediğinde başlarına kötü bir şey gelmişti.
Mia'nın içindeki en büyük sıkıntı o geceydi. Sanki en başından beri bir şeylerin ters gideceğini bilir gibiydi.
Paketi açtı ve içindeki sigaralardan birini çıkardı. Üzerindeki ruj izine baktı.
Bu o gece çıkmadan önce içeceği sigaraydı. Yanmadan önce son anda Yoongi dudakları arasından almıştı.
Sigarayı tekrar pakete koyarken sol gözünden bir damla yaş düştü.
Bu zamana kadar asla doğru düzgün acısını yaşamamıştı. Sürekli içine atmıştı çünkü kızının bir şekilde bu durumu hissetmesinden korkuyordu.
Annesiz büyümesi onu nasıl etkiler bilmiyordu. Ancak eşinin yerine başka bir kadın koymayacağını çok iyi biliyordu.
Gidip onunla konuşabileceği, ziyaret edebileceği bir mezarı bile yoktu.
Jungkook'un söylediğine göre polisler adli vaka adı altında cesedini götürmüştü. Öyle ki Yoongi'ye ölü bedenini dahi göstermişlerdi. İşte ona en çok koyan da buydu. Ona veda edememişti.
Sigara paketini tekrar cebine attı ve akan gözyaşlarını sildi. İçine derin bir nefes daha çektikten sonra içeri girdi ve asansöre bindi.
Birkaç gün önce doktorları Kiseki'nin tedavisinin bittiğini söylemişti. Ancak Yoongi onu da alıp eve gitmek istemedi. Eve gittiğinde nasıl davranacağını bilmiyordu. Evlerinin her santimide Mia'yı görecekti. Ama oradan taşınmak da istemiyordu, onun hatıralarından kaçmak istemiyordu. Kafası çok karışıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Smuggler || Min Yoongi
Action~Hiçbir şey göründüğü gibi değildir.~ . . . Kaçakçı #1 Agustd #4 Yoongi #857