16. Perde

48 8 1
                                    

Lütfen bölüm öncesinde oy vermeyi unutmayın, düşüncelerinizde benim için çok önemli yorum yaparsanız sevinirim.

İyi okumalar çiçeklerim 🌺

İnstagram-> carmenella.13

Bölüm Şarkıları
🌺Kıraç- Bir Garip Aşk Bestesi
🌺Palmiyeler- Derine
🌺Karsu- Itiraf


Rüzgarın daha sert esmesiyle üstümdeki hırkaya sarındım. Artık kışın geldiğine emindim ve sıcak havalarda soğuğu özlediğim gibi soğuk havada sıcağı özlemiştim. Aynı Verka'nın sıcaklığını özlediğim gibi.

"Hayır, onu düşünme." Rüzgarın dinmediğini fark etmemle, oturduğum salıncaktan kalktım. Bugün okula gitmemiştim ve cumartesiden beri, üç gündür Verka'yla konuşmuyordum. Hiç mesaj atmamıştı ama hep aynı saatte arıyordu. Hiçbirini açmamıştım. Aysar'la mesajlaşmıştım. Bir ara Anka bile aramıştı ama umursamamıştım.

Arka kapıdan eve girip, sıkıca kapattım. Kesinlikle kış gelmişti, donuyordum yahu. Odama çıkıp daha sıkı bir şeyler giyinmek istiyordum ama önce karnımın guruldamayı kesmesi gerekiyordu. Mutfağa girip dolabı açtım, dünden kalan sebze yemeği vardı. Tencereyi çıkarıp birazını tabağa koydum ve tabağı mikrodalgaya yerleştirdim.

"Harika, kesinlikle aşk acısı çekiyorum." Bir şeyler yemek bile anca karnım guruldayınca aklıma geliyordu.
"Ben bu hallere düşecek insan mıydım?" Diye kendi kendime çıkışmamla, güldüm.
Üç gündür ilk defa gülmüştüm.

"Neyse, en azından hala kendime yetiyorum." Birden Verka ve o kızın fotoğrafları gözümün önüne geldi.
"Pis, alçak adam." Bağırdığımı fark edip sustum. Mikrodalganın, yemeğimin ısındığını belirten zili çaldığından tabağı çıkardım ve bir kaşık alıp, yeşil koltuğa oturdum.

Babam tuhaflığımı fark ediyordu ama bende ondaki tuhaflığı fark etmiştim ve anladığım kadarıyla onu sorgulamamam için benden kaçıyordu.
İlk pes eden hangimiz olacaktık, bilmiyordum. Yemeği hızlıca yiyip, bulaşıkları makinaya yerleştirdim.
Mutfak tezgahına yaslanıp, etrafı süzdüm. Evimi seviyordum ama sanki azıcık kirlenmişti. Genelde babamla birlikte temizlerdik ama bir süredir düzenimiz bozulmuştu.

Belki bu hafta sonu temizlerdik. Düşünmeyi bırakıp, odama çıktım. Sırt üstü yatağa uzanıp, tavanımı izledim. Saksıdaki açelya çiçeğime baktım, uzun süredir onunla dertleşmiyordum. Kalkıp yanına gittim ve makyaj masamın sandalyesine oturdum.

"Merhaba, biliyorum bir süredir seni ihmal ettim. Üzgünüm ama hayatım eskisi gibi mükemmel değil. Gerçi eskiden mükemmel miydi? Sanırım ben normal insanların dert ettiği şeyleri düşünmüyordum bile, o yüzden mükemmelmiş gibi geliyordu." Durup iç çektim.
"Babam haklıymış, aşık olmak insanı büyütüyor ve bilirsin ben büyüme fikrinden pek hoşlanmam." Bir damla yaşın aktığını fark edip hemen sildim.

"Neden ağlıyorum? Ağlamak istemiyorum ki. Onu seviyorum ama o beni, benim kadar seviyor mu? Yani sonuçta o kız, kaybettiği kız kardeşinin en yakın arkadaşıymış, belki de bu yüzden silmek istemedi. Belki de unutmak istemedi. Ona nasıl güveneceğim? Hem de o kız dönüyorken." Göz yaşlarımın daha hızlı akmasıyla, avuçlarımı yüzüme kapattım ve burnumu çektim.

"Sanırım ilk kez seninle dertleşirken ağlıyorum. Umarım bir daha ağlamam," deyip yerimden kalktım, göz yaşlarımı silip banyoma girdim. Suyu açtım ve yüzümü yıkadım. İşim bittiğinde aynadaki yansımama baktım.
Az önce ağladığım için gri gözlerim ve burnumun ucu biraz kızarmıştı. Onun dışında iyi gözüküyordum.

Kül DeğirmeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin