21. Perde

20 1 0
                                    

Hepinize tekrar merhaba çiçeklerim. Sezon finali düşündüğümden uzun sürdü. Lütfen, bunun için kusura bakmayın. Ne yazık ki bir türlü emeklerimin karşılığını alamamam beni yazmaktan soğutmuştu. İçimden gelmedikçede yazamıyordum ama son zamanlarda sizleri ve yazmayı çok özlediğimi fark ettim. Bu yüzden kaldığım yerden devam ediyorum.
Umarım sizlerde beni ve kurgularımı özlemişsinizdir.

Hepinizi iyi okumalar 🌺🕊️

Bölüm Şarkıları
🌺Sezen Aksu- Son Bakış
🌺Canozan, Deniz Tekin- Aşkın Bu Sarhoşluğu

🌺

Gerçeklerin er yada geç ortaya çıkma huyu vardır. Onları saklayamazsınız, göz ardı edemezsiniz. Canınızı ne kadar yakarsa yaksın, kabullenmek zorunda kalırsınız.

"Açelya, bekle açıklamama izin ver kızım." Kızım mı? Ben senin kızın değilmişim.

"Ben senin kızın değilim, yalancısın sen!" O kadar çok bağırmıştım ki artık boğazım sızlıyordu. Bana her şeyi anlatacağını söylemişti ve anlatmıştı. Karşımda ki adam babam değildi, karşımdaki adam hiçbir şeyim değildi.
Öğrendiğim an elimde bir fotoğraf karesiyle odama çıkıp, eşyalarımı toplamıştım.

Şimdiyse evden çıkmaya çabalıyordum. Burası evim değildi. Çiçeklerim bile buradaydı, nasıl evim olmazdı?

"Ne olursa olsun ben senin babanım, ben seni kızım kabul ettim. Nasıl bana kızım olmadığını söylersin?" Elimdeki fotoğrafı biraz daha sıktım. Belki de parçalansın istiyordum.

"Sen beni yalanlarla büyütmüşsün, sen sadece anneme aşık olduğun için bana bakmışsın." Kalbim acıyordu. O kadar çok acıyordu ki. Babam sandığım adam ağlıyordu, ben bu evden çıkmadan ağlamamaya yemin etmiştim.

"Hayır, Levent seni bana getirdiği ilk gün sevdim ben seni. O ilk bakışta kızım olarak kabul ettim." Elimdeki çantayı yere fırlattım.

"Bunları duymak istemiyorum, çekil önümden bu evden gitmek istiyorum."

"Ben senin babanım ve izin vermiyorum."

"Değilsin, değilmişsin!" Bu sefer bağırmam onu bile irkiltmişti. Demir Olcay'ın çıkmamı engellemek için önünde durduğu kapı yumruklanmaya başladı.
Verka gelmiş olmalıydı.

"Açelya?" Evet, gerçekten gelmişti.

"Gitmek istiyorum." Bu sefer sakince dile getirmiştim. Bir süre gözlerime baktı, anlamaya çalıştı. Sonunda beni vazgeçiremeyeceğini anladı. Kapının önünden çekilmesiyle yere attığım çantamı alıp, kapıyı açtım. Demir Olcay kapının kenarına çökmüş ağlıyordu. Verka önce bana sonra ona baktı.

"İyi misin?"

"Gidelim," deyip yanından geçtim. Verka'nın o adamın yanına çöktüğünü göz ucuyla görmüştüm. Arabayı görmemle adımlarımı hızlandırdım. Ayakta duracak gücüm kalmamıştı. Bitmiştim ben, bir hiçtim. Arabanın ön yolcu kapısını açmayı denedim ama kilitliydi.
"Verka," dedim. Sessizce sanki beni kurtarabilirmiş gibi.

Sahi Verka, sen beni kurtarabilir misin?

Arabanın ışıklarının yanıp sönmesiyle, kilidin açıldığını anladım. Direkt ön yolcu kapısını açıp, bindim. Çantamı göğsüme bastırdım. Bir çantaya sarılıyordum. Verka arabaya binip, bana doğru döndü.

"Sinsi," demesiyle hıçkırmam ve gözümden yaşların akması bir oldu.
"Hayır, lütfen ağlama." Elimdeki fotoğrafı Verka'ya uzattım. Elimden alıp fotoğrafa baktı ama anlam veremiyor olmalıydı.

Kül DeğirmeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin