9 | EĞLENCE İÇİN YAPTIĞIMIZ TÜM ŞEYLERİZ BİZ*

348 36 14
                                    

İyi okumalaaar^

*Bölüm ismi: Lorde, Buzzcut Season isimli şarkıdan bir cümledir.

-

NİSAN 733

Maximillian sarayında en ilginç oda herhalde sarayın içindeki büyük yemek salonuydu. Işıklandırması iyiydi, dolu dolu olmasına rağmen bir şekilde ferah görünüyordu. Bunu çocukken öğrenmiştim. Maximillian ailesi yalnızca soylu şövalyeler değildi aynı zamanda krallıktaki en iyi sanat gözüyle doğmuş ve bu alanda kendini kanıtlamış insanlardı. Onlar sanatı da güzelliği de bir bakışta anlarlardı, kim içinde nasıl bir cevher saklıyor en iyi onlar bilirdi. Ve bu ailedeki çürük yumurta bendim. Hubert bana bir bakış atmış, beni evine almış ancak onu etkileyen şey her neyse bir daha göz önüne çıkmamıştı. Ve beni almasına sebep olan şey yokken bu yemek salonundan daha değersizdim ve ne yazık ki cevheri gören Maximillian gözleri aynı oranda bayağılığı da pekâlâ görebiliyordu.

Yine de burada olanlar, biz; bu dört Maximillian oğlanı ve Veronica birleşimi işleri tamamen yokuşa süren bir diğer etkendi. Hunter, "Hatırlıyorsun değil mi?" diye sorduğunda bu yüzden inkâr etmeye devam ettim.

Zaten yokuş aşağı gidiyorduk öyle değil mi? Yavaşlamaya çalışmanın ne eğlencesi vardı ki...

"Neyden bahsediyorsunuz siz yine," dedim kollarımı kucağımda bağlarken. En iyi saldırı savunmadır diyorlar ama bence en iyi saldırı, saldırıdır. "Yeni bir işkence türü mü bu? Neyi hatırladığımı düşünüyorsanız onu mu tahmin ettireceksiniz ?" diye yükseldim Hiro araya girmek istediğinde. Biraz abartmaktan zarar görmezdim, eskiden de böyle konuşur, oğlanların aklına olur olmadık fikirler sokardım. "Ve ne, doğru tahmin edemezsem oda hapsi mi vereceksiniz? Neticede babanız buradayken bodruma kilitleyemezsiniz değil mi?"

Odada birkaç saniye sessizlik oldu, neticede onlara, evet kendimi öldürdüm diyecek değildim ya... Konuyu dağıtmak çok daha iyi bir fikirdi. "Aslında babamın konumu bana fark etmez, canım isterse bu gece de bodrumda yatarsın küçük kız kardeş," dedi Herman. Ancak kimse onu onaylamadı. İkizi Hiro bile Herman'ı duymazlıktan gelirken "Neden o kelimeyi söyledin, kim sana söyledi," diye sordu.

"Demiyorlar mı?"

"Hatırlayıp hatırlamadığını öğrenmenin daha hızlı yolları var," dedi en sonunda en küçük oğlan. "Neden nazik nazik soruyorsunuz ki?"

Hunter yeniden, "Hatırlıyor musun," diye sordu.

"Neyi?" diye sordum karşılık olarak ancak Herman'ın öfkesini unutmuştum. Bir koca kadeh suyu yüzüme boca ettiğinde korkudan attığım çığlık beni kendime getirmişti. Ardından Herman kolumdan tutup beni zorla sandalyeye oturttuğunda zihnim açıktı aslında ama korkunun bedenime öğrettiği bir şey vardı: itaat etmek.

Zihnen ne kadar asi olursam olayım, onlara ne kadar karşı çıkarsam çıkayım, Herman'ın on yedi yaşındaki fiziksel gücüyle aramda dağlar vardı, buradan kalkıp gitmek işe yaramayacaktı. Biliyordum çünkü bunu da tecrübe etmiştim. Ettirmişlerdi.

Yine de ağzımla asilik edebiliyorken etmeliydim, bu hayatta kalma felsefem sayılırdı. Haliyle zorla oturtulduğum yerden herhangi bir şekilde ayağa kalkmaya çalışmazken dilimle onları zehirlemenin hayaliyle konuşup durdum, elbette bir kulaklarından girip diğerinden çıktı ve pes eden ben oldum. "Sizden hiçbir şey istemiyorum, yaşayacağım kadar parayı verirseniz çeker giderim bile!"

"Saçmalama küçük kız kardeş," dedi Hiro.

"Ben mi saçmalıyorum gerçekten işkenceci pislikler!" Öyle nefret ediyordum ki hepsinden, eğer elimde bir güç olsaydı tüm gücü bu oğlanları bitirmek ve doğduklarına pişman etmek için kullanırdım.

KÖTÜLER AŞKA DÜŞTÜĞÜ ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin