Bölüm İsmi: Emlyn, Plot Line adlı şarkıdan bir cümledir.
-
Liberosis'in yaratım hikayesi olarak bilinen hikayeler yalandan ibaretti. İlk tanrının kıtayı sudan çıkardığı, diğerinin ısıttığı ve canavarları yenip insanlara sunduğunu söyleyen her kaynak baştan aşağı yalandan ibaretti. Krallık bütünüyle uydurma bir hikâye anlatırken tanrıların isimlerini dahi kullanmamıştı.
Anlatılan çocuk masallarını bile yalanlarla boyamışlardı. Ortada tek bir gerçek bile yoktu. Kimse ipin ucunu yakalayıp peşine düşememişti doğruların.
Birinci tanrı suyun içinden çıkardı, ikinci tanrı bir su küresi olan dünyayı ısıttı, üçüncü tanrı yaşamak için çok sert olan kayayı yumuşattı, dördüncü tanrı toprağı suyla ve bereketle kutsadı, beşinci tanrı canavarları yemledi, altıncı tanrı canavarları yok etti. Yedinci tanrı onların ateşi ehlileştirmelerine yardımcı oldu. Diğer altı tanrı yedincinin yaptığı bu hamleye hazırlıksız yakalandı ancak büyü dünyaya yayıldı, insanlar en büyük günahı işledi: Tanrılarını unuttu.
Bu benim bulabildğim tek bilgiydi ama hepsi bütünüyle yalandan ibaretti. Eriphil'in söylediğine göre insanlar büyüyü kullanabilsin diye tanrılar yardımcı olmuştu ama insanların ateşi ehlileştirebildiği falan yoktu ya da diğer tanrılar bunu yaptığı için yedinci tanrıyı lanetlememişti.
"Anlattıkları hikâyeye bakılırsa krallığın amacı, ateşi ehlileştirdiği gerekçesiyle tanrıların kendi kendilerini felakete uğrattığını göstermek ve büyünün sadece ışık kutsamasıyla ilgili olduğunu göstermekmiş."
"İsimlerimizi bile kullanmamışlar," diye bağırdı tanrılardan en öfkeli olan.
"Adlarımızı bile söylememişler," dedi tanrılardan en fitneci olan.
Felix, "Ateş ve ışığın farklı olmadığını söyledin sanıyordum," dediğinde dikkatimi tanrı budalalarından aldım.
Eriphil'in adını söylememle sözde bir formunu göndereceğini söyleyen Eriphil resmen etten kemikten bir şekilde bahçede belirmişti. Tuhaf ve bir o kadar korkunçtu. Dünyamıza bir şeytan çağırdığım için lanetlenmek istemezdim. Ama sonra çığlık atarak ve ağlayarak ortadan kaybolmuştu. Bir kere daha adını söylediğimde geri gelmiş ve gücünün yeterli olmadığını söylemişti. Felix'le karşılaşan sarışın onunla birlikte bahçeye geldiğinde bu manzaraya şahit olmuştu.
Felix'in büyüsü kelimenin tam anlamıyla su gibiydi. Uçsuz bucaksız, sonu gelmeyen, dalanıp budaklanarak akan... Tanrılar güçten düştüğünden ve formlarının küçük bir huzmesiyle bile dünyaya ayak basamadıklarından Felix hepimizi aynı boyuta taşıyabileceğinden bahsetmişti. Eriphil bunu öyle hızlı kabul etmişti ki diğerlerine fikirlerini sormadığından emin olmuştum. Felix hepimizi uykuya yatırmış ve bir rüya boyutunda buluşmuştuk. Aynı öldüğümde tanrılarla olduğum yer gibi bir yerdi, sadece daha gerçekçi görünüyordu.
"Farklı değil ama krallığın böyle düşünmediği belli."
"Bize her şeyi en baştan anlatmalısınız," dedi Killian. Onu anında onayladı Riley, "Bir şeyleri düzeltmek istiyorsak sorunun ne olduğunu bulmalıyız. İsimlerinizi söylediğimde biraz güç hissettiğinizi söylemiştiniz, tam olarak seviyesini ölçebilirsem sizi tutsak edenin ne olduğunu da bulabilirim."
"Bizi tutsak eden o," dedi tanrılardan biri diğerini gösterirken. "Hepimiz ona bağlıyız," dedi öteki.
"Bizi o kıstırdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜLER AŞKA DÜŞTÜĞÜ ZAMAN
أدب المراهقينVeronica, tavandan asılı cansız bedenine bakarken öldüğü gerçeğiyle yüzleştiğinde ne hissetmesi gerektiğini düşünemeyecek haldedir. Ancak ismi unutulmuşlar intikam için zamanı geri alacak ve Veronica, aşkın ve taht kavgasının içine gireceği yeni bir...