7 | ANKA KUŞU GİBİ, HAYATTA KALMAK İÇİN ÖLÜYORUM*

342 39 2
                                    

İyi okumalar!

*Bölüm ismi: Molly Senden, Phoenix isimli şarkıdan bir cümledir.

-

NİSAN 733, GÜNÜMÜZ


Şaşkınlık ve isim veremediğim bir duygu daha... Tedirginlik, rahatsızlık, değişime direniş belki ya da hiçbiri. Neydi hisseettiğim emin değildim ama şaşkınlık damağımdaki bal gibi keskindi. Oğlanlara bir şey olmuştu, bana olan gibi değil ama geçmişe dönüşle ilgili bir şeyler kesinlikle yanlıştı. Hafızamı ne kadar zorlarsam zorlayayım neden hala burada olduklarını anlayamıyordum. doğum günü sabahımda hiçbiri burada değildi. Ancak sonra düşününce fark ettim, aslında güzellik uykumu almak için öğleden önceye kadar uyumasaydım belki de oğlanların evde olduğunu fark edebilirdim? 

Üzerimi hızla değiştirirken bir oda hizmetçim olmadığı için korse giymeyi atladım, zaten o şeylerden gerçek anlamda nefret ediyordum. Ayrıca ihtiyacım olduğunu da düşünmüyordum, çocukluğum yetimhanede yetersiz beslenmeyle geçmişti, hiçbir zaman iri yapılı biri de olmamıştım. Saçlarımı hızla fırçaladım. Yandan bir tutamı örerken başım boyunca çepeçevre örgüye devam ettim ve diğer kulağımın hizasında örgüyü bitirdim, örgüden bir taç giyiyormuşum gibi görünüyordu.

Bu sayede saçlarım önüme gelmeyecekti ve kare yakalı gündelik elbisemden görünen omzumdaki morarmaya yüz tutmuş leke kapanmamış olacaktı. Saçlarımın öne gelerek izi örtmesini istemezdim neticede, daha aşağı inip buz isteyecektim. Hatta doktordan ilaç hazırlamasını bile isteyebilirdim, demirden zehirlenmek istemezdim... İçime içime gülerken ayna karşısında sakin ama üzgün yüzüme biraz daha çalıştım.

*

Hizmetlilerin yargılanması ve ev yönetimi hakkında Abel'in yeterliliğinin tartışılacağı anlarda orada olmak istemedim, ondan kurtulmak için çok hevesli görünmek istemiyordum ama işin aslı oğlanların laflarıyla hareket etmek istememdi. Onlara güvenmiyordum, güvenmeyecektim de. Düşündüğüm tek şey neden böyle davrandıklarıydı, adını bir ateşin gölgesine fısıldamamı söyleyen kadının ismini hatırlamakta zorlanıyordum, bu yüzden hiçbir çağrıma cevap alamamıştım. Şüphelendiğim gibi oğlanlar geçmişe dönüşü hatırlıyorsa yapmayı istediğim hiçbir şeyi yapamazdım, onlardan intikam alamazdım mesela. Bir vezirden bir piyona dönüşürdüm, bildiğim şeyleri onların da biliyor olması tenimi ürpertiyordu. Öte yandan bu sabahki davranışları da bir hayli ilginçti. Vicdanlarını mı acıtmıştım? Eğer öyleyse vicdanlarına oynamaya devam edebilir miydim?

Her şeyin konuşulacağı akşam yemeğine hazırlanırken karar vermek için vaktimin kısıtlı olması beni daha da streslendiriyordu.

Öyle sanıyordum ki, değişen şeyleri kolay kolay kontrol edemeyecektim. Bu beni biraz tedirgin ediyordu. Eğer değişim bu denli büyük olmasaydı belki çok sorun teşkil etmezdi ancak daha bugünden değişim bu kadar büyük oranlarda oynayacaksa bu durum işleri iki yıl sonrası için de çok fazla değiştirecekti. Geleceğin tahmin edilir olması benim gücümdü ancak şüphelerimde haklı çıkarsam gücüm doğrudan güçsüzlüğe dönüşecekti. Öngörülemez bir geleceğin içinde onu öngörebilen dört oğlanla sıkışıp kalcağım düşüncesi kendimi bir yerlerden aşağı atmak istememe sebep oluyordu ancak çözülmesi gereken şeyleri de çözmeyin diyecek güce sahip değildim.

Maximillian dukalığında kesinlikle bir şeyler yanlıştı, saray yönetiminde Abel'in sahip olduğu güç haddi aşmış durumdaydı, kim olursam olayım ve kanım ne kadar halktan olursa olsun soyadım bile başlarını eğmeye yetmeliydi ancak her zaman gereğinden çok daha fazla bir direnişle karşılaşıyordum, Abel'in bir hizmetlinin böyle bir güç elde etmesi ve bunun duyulması Maximillianlar'ın iradesizliğini gözler önüne sererdi. Önümde iki seçenek vardı, oğlanlar bu durumu araştırdıklarında elbette Abel'in haneye kök salmış gücüyle rastgeleceklerdi ve bunu babalarına taşıdıklarında benim nasıl bir duruş sergileyeceğim önemliydi. Ya bu gücü kesecek ve yeni gelenlerle bambaşka bir gelecek yaratacaktık ya da olanı koruyarak bilindik bir geleceğin veziri oalcaktım. Kararım zor olsa da kesindi, bunu düşünmüş olmaktan bile nefret ediyor olsam da Abel'ı burada tutacaktım.

KÖTÜLER AŞKA DÜŞTÜĞÜ ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin