*Bölüm ismi: Joji, Glimpse Of Us şarkısından bir cümledir.
Nisan 735, Clarence Dukalığı
"Parlak ışık," diye seslendi adam kadına yetişmeye çalışırken. Buğulu, karanlık bir boşlukta savurulup duruyordu. Felix Bo, bir başkasının rüyasında olduğunu fark ettiğinde büyüsünü aracı kıldığı bir yol arıyordu. Bir kere daha, "Parlak ışık" diye sesleniyor boşluğa, boşluk kısmen de olsa cisimleşiyor ancak adam daha fazla büyü gücü kullanmanın kızın bilincine zarar vereceği ihtimalinden korkuyordu. Biraz daha ve biraz daha savruluyorlar, adam rüyada kıza doğru giden bir yol hayal etmesi gerektiğini biliyordu ancak korku ve endişeden hareket edemiyordu. Daha sonrasında bu hislerin hiçbirinin ona ait olmadığını fark edince bir kere daha seslendi. Onu hareketten ve hayal etmekten alıkoyan korku bütünüyle kıza aitti.
Bir yol beliriyor önünde ışığa doğru hareketleniyor. Gördüğü en güzel şeye bir adım daha atarken, "Parlak ışık," diyor gülümseyerek. "Neden buradasın sen?" Kızın ne yeşil ne mavi olan gözleri parlıyor, beyaz yüzünde leke gibi duran pembe dudakları ve sivri çenesiyle adam bir kez daha güzelliği tarafından büyüleniyor. Ancak kızın güzelliğinin fiziksel bütünlüğüyle bir alakası olmadığının rüyadayken bile bilincinde olan adam, ışığın peşinden gidiyor. Işık, hiç olmadığı kadar parlak ve inci beyazı rengiyle parlıyor.
"Bilmiyorum," diyor kız tatlı bir sesle. Işığın altında tümüyle parlarken "Sen de kimsin," diye soruyor bir kez daha konuşup. Yaralı bir inilti gibi geliyor sesi ve adam kızı alıp sarmalamak istiyor ama neredeyse göz göze geldikleri anda ince bir buz tabakası gibi rüya merkezi parçalanmaya başlıyor. Adam elinden kayıp giden kıza uzanmaya çalışırken rüya tamamen tuz buz oluyor ve adam sonsuz bir boşluğa düşüyor.
Uyku büyüsünün altındayken en güçlü büyücü bile büyünün kuralını çiğneyemez, haliyle de uyku büyüsünden vakit dolmadan uyanamazdı. Ancak Felix Bo Clarence yalnızca bir büyü ustası değildi, o aynı zamanda bir rüya gezerdi ve bu yüzden bedeni hala yatakta uyuyorken ruhunun bilinci gayet açıktı. Uyku büyüsü bedene yapıldığından önündeki dört saat dolmadan bedenini kullanamayacağını bilen adam harem dairesine doğru süzülmeye başladı. Bir rüya gezer olarak ruhunun bir parçasını cisimleştirebilirdi ancak süzülmek yürümekten daha hızlı olacağından bu fikirden vazgeçmişti bile.
Harem dairesine geldiğinde bilincinin ve ruhunun bir kısmını içinde bulunduran sarı parlak bir top ışığı gibi görünen dük, uyuyan Killian'ın yanına sokuldu ve farklı bir boyuttayken onu görebilecek tek kadını uyandırmak için seslendi.
"Killian, uyan!"
"Git başımdan Felix..."
"Uyanmak zorundasın, sana ihtiyacım var!"
"Hiçbir şey yapmak zorunda değilim, beni rahat bırak!"
"Gözlerini bir kez açarsan sana ne kadar ihtiyacım olduğunu görürsün!"
"Eğer saçma salak bir şeyse-"
"Saçma salak değil!" Kadının oflayarak gözündeki uyku bandından kurtuldu ve yatakta oturur pozisyona geçerken nihayet gözlerini açtı ama karşılaştığı şey hiç kimseydi. "Felix," diye seslenen kadına karşılık adam, "Buradayım," dedi ama kadın için odada hala kimse yoktu.
Killian, "Eğer bana yine rüyamdan sesleniyorsan seni bu sefer gerçekten öldürürüm," dediğinde adam derince ofladı. "Buradayım diyorum, baksana!"
"Bakıyorum!"
"Hayır, diğer gözlerinle bak."
Killian gözlerini bir saniyeliğine kapattı ve geri açtığında tam burnunun dibinde olan sarı renkteki, parlak ışık topunu gördü. "Felix," diye seslendiğinde top şeklindeki ışık huzmesi aşağı ve yukarı hareketlendi. "Evet, benim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜLER AŞKA DÜŞTÜĞÜ ZAMAN
Dla nastolatkówVeronica, tavandan asılı cansız bedenine bakarken öldüğü gerçeğiyle yüzleştiğinde ne hissetmesi gerektiğini düşünemeyecek haldedir. Ancak ismi unutulmuşlar intikam için zamanı geri alacak ve Veronica, aşkın ve taht kavgasının içine gireceği yeni bir...