*Bölüm ismi: Taylor Swift, Champagne Problems adlı şarkıdan bir cümle.
-
Öpüşmekle ilgili her şey çoğunlukla tuhaftı. Temelde hiçbir şey hissettirmemeliydi ama birini öptüğünüzde bir sonraki sefer için dudaklarınızda bir karıncalanma hissediyordunuz. Sanki dudaklarınız bağımlıymış gibi ve yakın bir zamanda öpüşmezlerse kopup düşeceklermiş gibi... Kitaplarda anlatılan tüm o şeyleri anlıyor değildim ama bir şekilde ona en yakın şeyi yaşadığıma inanıyordum. Tuhaftı ve bir şekilde güzeldi. Yüzümü Felix'in yüzünden çekip sık ve kısa nefesler aldım. Nefes almadan onu öpmüştüm. O da nefes almadan beni öpmüştü. Dakikalarca...
Kızaran biri değildim ama ensemden yanaklarıma kadar ulaşan ısı yüzünden kızardığımı düşünüyordum. Sığ ve kısa nefesler yerini derin iç çekişlere bıraktığında gözlerimi gözlerine sabitledim. Pozisyonunu hala koruyordu. İki koluyla etrafımı çepeçevre sarmıştı, yüzü hala öpebileceğim kadar yakın bir mesafedeydi... Dudaklarına baktığımı fark ettiğinde geniş gülümsemesi tüm yüzünde yayıldı. Gözlerimi aceleyle gözlerine kaldırıp "Bu iyi hissettirdi," diye fısıldadım. Neden fısıldadığımı bilmiyordum bile. Ona sen nasıl hissettin diye sormak isteyen bir yanım vardı ama onu kontrol altında tutabileceğime inanıyordum.
"Yapma," dediğinde hafifçe olduğum yerde irkildim. Neyi yapmayayım... Seni öpmeyeyim mi? Elini narince yüzüme yerleştirip baş parmağıyla dişlerimle çiğnediğimi dahi fark etmediğimi alt dudağımı kurtardı. "Dudaklarının yara olmasını istemeyiz."
Ona gülümsedim. Gerçekten gülümsedim. Nasıl gözüktüğümü umursamadan, çirkin miyim diye düşünmeden gülümsedim. "Sana söyledim," dedim çenemi havaya dikerek. "Evleneceğim adam dünyanın tüm bilgisine sahip ve eminim buna dudak merhemleri de dahildir." Hala fısıldıyordum ve o da bana eşlik ediyordu. Tüm bu insanlardan ve sanki gecenin kendisinden bile kaçıyorduk.
Felix Bo kısık bir tonla kahkaha attı. "O adamı hatırladım," dedi tek gözünü kısarken. "Tıp bilgileri o kadar güvenilir değildi."
İnatla başımı her iki yana salladım. "Hayır," dedim aksini kabul etmeyecek bir ifadeyle. Kaşlarımı çatmıştım. "Onun bildiğinden kesinlikle eminim."
Felix Bo yeniden gülümsediğinde onu gülümsetmenin beni ne kadar mutlu ettiğini itiraf etmek zorunda kaldım. Onu eğlendirebildiğim için kendimi de daha çok seviyordum... Bunu söylemem kötü müydü, birinin varlığı cidden hayatı sevdirebiliir miydi? İyi olacak mıydım... Büyü gibi bir değişimle sırıtan tatlı yüzü gitti ve yerine bir yırtıcının ifadesi aldı. Bakışları kısıldı, dudakları aralandı ve zaten tam önümde durmuyormuş gibi biraz daha yaklaştı. Artık sadece yüzlerimiz değil bedenlerimiz de temas içindeydi. Tüm ağırlığını göğsümün üzerinde hissedebiliyordum. Yüzü yaklaştı, yaklaştı ve sol tarafıma kırıldı. "Bal ve şeker," dedi kulağımın tam dibinde nefesini enseme üfleyerek. "Biraz karıştırıp dudaklarına sürebilirsin."
"Aslında, pek dudak yeme alışkanlığım yoktur lordum." Kelimenin tam anlamıyla yalnızca yüksek soylu bir evin mutfağında olacak malzemelerdi ancak elinin altında bundan daha fazlası olmadığına beni inandıramazdı.
"İkna olmadım."
"Gerçekten."
"İkna olmadım."
Gülmeye başladım ve dakikalarca kendimi durduramadım. "Yine de müstakbel eşim eminim sizden daha fazlasını biliyordu-"
"Ben," dedi lafımı keserek. "Senin müstakbel eşin benim." Neredeyse sinirli diyebileceğim ifadesine bakarken kaşlarım çoktan alnımda yükselmiş ve dudaklarım şaşkınlıkla aralanmıştı. "Sen kendini kendinden mi kıskandın az önce?"
![](https://img.wattpad.com/cover/321401451-288-k196661.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜLER AŞKA DÜŞTÜĞÜ ZAMAN
Ficção AdolescenteVeronica, tavandan asılı cansız bedenine bakarken öldüğü gerçeğiyle yüzleştiğinde ne hissetmesi gerektiğini düşünemeyecek haldedir. Ancak ismi unutulmuşlar intikam için zamanı geri alacak ve Veronica, aşkın ve taht kavgasının içine gireceği yeni bir...