1 |GÜNEŞİM BENİM, BİR BAK BANA*

522 53 22
                                    

İyi okumalar.

Bölüm ismi: Polina Gagarina, Kukushka adlı şarkıdan alınan bir cümledir. Aynı zamanda bölüm şarkısı.

-

Nisan 735, Maximillian Dukalığı

Açtım.

Öyle acıkmıştım ki neredeyse bayılmak üzereydim ama kendimi tutmak, kendime mukayet olmak, kendime söz geçirmek için dilimi ısırıp kanımı akıtıyordum çünkü acı insanı ayakta tutardı, acı beni ayık tutuyordu. Aç bir şekilde uyumak zorunda kaldığım herhangi bir gecenin sabahıydı, midemin gurultusuyla uyanmıştım ama bugün yemekten çok daha önemli bir şey için savaşacaktım. Onurum, özgürlüğüm ve hatta hayatım için. Ellerimin sinirden titrediğini belli etmemek için umutsuzca bir çaba içindeydim, tüm rezil hallerimi görmüş ve hatta beni o rezil konumlara bizzat yerleştirmiş insanlar önünde bu çabam komikti belki de ama bu hayatım içindi, tek bir nefes içindi.

Koltuğa iyice yaslanıp bacağımı diğerinin üzerine attım. Bana saygı duymak zorundaydılar. Ama saygılarını elde edemiyorsam, korkularını elde ederdim -er ya da geç. Eskiden bana Maximillian İblisi dediklerini her duyduğumda hayatımın en kötü anları diye düşünürdüm ama artık Maximillian Fahişesi diyorlardı, haksızca ama ben haklı olmak bile istemiyordum, yalnızca biraz nefes için bir oyun kurmuştum, gökyüzünün mavisi için, özgürlüğüm için. Tüm bu umutsuzlukla, bu durumla ve her türlü açlığın kendisiyle savaşmadım sanılmasın, çok savaşmıştım ve yenilgiyi de tam olarak o zaman almıştım. Masumiyet zaten kanıtlanamazdı ancak yalnız ve kimsesiz insanlar masumiyetlerini hiçbir kalabalığa inandıramazdı da. 

Ama bir gün şöyle düşündüm; eğer masumiyet suç gibi kanıtlanan bir şey değilse o halde ve belki de bu ismin hakkını vermek zorundaydım?

Hiçbir şeye sahip değildim, bu dünyada bana ait hiçbir şey yoktu. Ancak bunun bir zayıflık değil, güç olduğunu keşfetmiştim. Hiçbir şeye sahip olmamak, kaybedecek hiçbir şeyimin olmadığı anlamına geliyordu. Artık.

"Başını kaldırmaya çalışma Elle. Titrediğini görebiliyorum." Yaptığım şeyden zevk alıyormuşum gibi davranmayı iyi biliyordum, yedi yıldır bu evde yaşıyordum ve öyle çok şeyi taklit ediyordum ki zamanla gerçekliğimi yitirmiştim. Kıkırdadım. Gerçekten nasıl güldüğümü hatırlamıyordum. Bu sinsi, kısık kahkahayı insanların ayıpladığı bir kadını taklit ederken öğrenmiştim.

Eğlenceli bir oyun oynuyormuşum gibi davranıyordum, şımarık bir yüz ve benim gibi bir avama özgü bir oturuşla... Bir leydi gibi davranmayı bilmediğimden değil, tüm yaşamımı aptal sosyete kuralları ve modasına göre şekillendirmiştim, onların sevdiklerini sevmiş, giydiklerini giymiştim, uzak durdukları ve sevmedikleri her şeyden uzak durmuştum, herkesin örnek gösterdiği bir leydi olmak için çabalamıştım. Bir leydi gibi davranmayı bilmediğimde değildi tavrım, neyi ne kadar iyi yaparsam yapayım burada kimse bana bir leydi gibi davranmamıştı, ben de en sonunda öyleymişim gibi davranmayı bırakmıştım.

"Kendim için söylemiyorum," diye uyardım hizmetçi kızı. "Eğer titremeye devam edersen arkadaşın sıcak suyu üzerine dökebilir."

Mutlak kontrolün sahibi benmişim gibi davranıyordum, küçük bir kızken gördüğüm kudreti taklit ediyordum. Kılıç aurasını beceremiyordum, kendi irademi kimsenin iradesi üzerine koyamıyordum, kanım mavi değildi, büüyüm uyanmamıştı ve mana küremin yerinde yeller esiyordu. Değersiz. Kelimenin tam anlamıyla değersizdim, basit bir evlatlıktan daha fazlası hiçbir zaman olamamıştım; olamayacaktım da. Ancak kötü biri olabilirdim.

KÖTÜLER AŞKA DÜŞTÜĞÜ ZAMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin