Bu bölümü bir haftadır falan yazıyorum... Bittiği için sevinçliyim... Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!
Bölüm İsmi: Grandson, Apologize adlı şarkıdan bir cümledir.
-
Doğu Dukalığı'na geleli aylar olmuştu, buraya yavaş yavaş alışmış ama çok hızlı benimsemiştim. Yemeklerin baharatı artık alışılmadık gelmiyor, kıyafetlerini yadırgamadan giyinebiliyordum ve sandığımın aksine burada özgürlüğün bambaşka olduğunu hissedebiliyordum. İnsanlar yeni düşesin haremle iyi anlaşmasının tuha folduğunu konuşuyordu ama açıkçası leydiler kesinlikle arkadaşım olmuştu. Meph ve Tataina en iyi anlaştığım insanlardı ancak günün sonunda onların yapacak işleri, çalışacak büyü rünleri oluyordu. Yalnız hissettiğim her anda Felix yanı başımdaydı ancak o eksiklik ve boşluk hissinden bir türlü kurtulamıyordum. Bazen o boşluk tarafından yutulmaktan korkuyordum, daha kötüsü o boşluğun sesine kulak tıkayamamaktan ve atlamaktan...
İçimde doğduğumdan beri hissettiğimden emin olduğum bir boşluk var. Göğüs kafesimde bir delik. Dışarı yaşamı ve gülümsemeleri, sevinci ve kıkırdamaları sızdıran bir hava boşluğu. Her nefes alış verişimde tüm havayı tenimde ve içimde hissetmeme rağmen içime çektiğim havayı bile sızdıran bir boşluğa sahibim.
Bazı geceler beni uyutmayan bir huzursuzluk geziniyor tenimde, eğer şanslıysam da uyuyabilmişsem bile tedirginlik hiç kakmıyor tenimden. Kötü bir şey olacak hissinden bahsediyorum, gözlerim kapalıyken bile beni izlediğini görebiliyorum. Ensemde soluyor, nefesime ortak oluyor, ciğerlerime üşüşüyor, karnımın üzerinde bir taş büyüklüğünde bir ağırlığa dönüşüyor. Nefes alamıyorum, yaşayamıyorum. Hissettiğimden emin olduğum iki duygu var; korku ve öfke. Hayatım bir sirk oyunu gibi, kırmızıdan ve morlardan ibaret. Hatırladığım en eski anılarımda korkuyorum, ve sonra o korku sonu gelmez bir öfkeye dönüşüyor. Böyle anlıyorum yeni duygunun ne olduğunu; çaresizlik. Korku, güvensizlik ve dayanaksız olmak karşısında elimden bir şey gelmez çaresizliği beni bu kadar öfkelendiren. Farkındayım ama bunu düzeltmek için yetersizim çaresizliği. Yardım isteyememe, sesini duyuramama, anlaşılamama çaresizliği.
Kendimi bildim bileli ya çok korkak ya çok öfkeliyim. Çünkü yaşamın her anında çaresiz bırakılmış bir yetimim.
Kendim bildim bileli ya çok korkak ya da çok öfkeliyim. Çünkü yaşadığım kısa hayatın her anında çareler ben daha denemeye başlamadan tükenmiş.
Kendimi bildm bilelim korkak ve öfkeliyim. Böyle doğmamışım, böyle tasarlanmamışım belki ama böyle büyütülmüşüm.
Bir korkak.
Kızgın, öfkeli bir korkak.
Uyandığımda bir kâse büyüklüğündeki o kara boşluğa bakarken buluyorum kendimi. Tanıdığım çıplak bedenim tam karşımda duruyor, beyaz ışıl ışıl parlayan tenimin üzerinde, iki göğsümün tam ortasında kapkara bir boşluk var. Yakından bakmak için kıza doğru gitmeye çalışıyorum ama aramızdaki mesafe hiç kapanmıyor. Bir şekilde kızın yerde yattığını ve benim de tepesinde asılı durduğumu fark ediyorum ve farkındalıkla birlikte karşımdaki beden gözlerini açıyor. Kendi gözlerime bakarken her zaman böyle boş bakıp bakmadığımı merak ediyorum. Bir şey söylemek için ağzımı açıyorum ve karşımdaki beden de ağzını açıyor ancak ben konuşamadan kız çığlık atmaya başlıyor.
Havada duran varlığım kulaç atarak kıza, yerde yatan bedenime doğru gitmeye çalışıyor ancak panik ondan önce beni yakalıyor çünkü ne bir bedenim ne de varlığım var. Bir ışık oyunundan daha fazlası değilim. Gerçek değilim, yokum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜLER AŞKA DÜŞTÜĞÜ ZAMAN
Novela JuvenilVeronica, tavandan asılı cansız bedenine bakarken öldüğü gerçeğiyle yüzleştiğinde ne hissetmesi gerektiğini düşünemeyecek haldedir. Ancak ismi unutulmuşlar intikam için zamanı geri alacak ve Veronica, aşkın ve taht kavgasının içine gireceği yeni bir...