Bölüm ismi: Sleeping At Last, Mercury adlı şarkıdan alınmıştır. (Bu şarkı kitabın tek bir şarkısı olsaydı seçeceğim şarkıydı bu arada ve bütünüyle Veronica'dan Felix'e; Felix'ten Veronica'ya ithaf.)
-
"Seni kocam olarak kabul ediyorum."
"Seni karım olarak kabul ediyorum."
Onarılamaz bir kalbe ve yamalarla tutturduğum bir ruha sahibim sanıyordum. İyileşemezdim, onarılamazdım ve asla eskisi gibi olamazdım. Bazı geceler keşke bir insan olarak doğmak yerine okyanusta bir damla olsaydım derdim, suyun birbirine nasıl da özveriyle uyum sağladığını gözlemlediğimde. Ya da keşke bir kedi olsaydım derdim insanların onları sevmek için nasıl çabaladıklarını gördüğümde. Bazı geceler gökyüzüne bakar ve oradaki hiç kimseye keşke sen olsaydım derdim, bir hiç kimse.
Kendimi nasıl bir umutsuzluk çukuruna hapsettiğimi fark etmemiştim. Kalbimin onarılmaya ihtiyacı olmadan hala attığını, ruhumun dimdik ayakta olduğunu görememiştim. Her şey zihnimdeydi. Tüm o yalnızlık ve çaresizlik tamamen zihnimdeydi. Ben bir adım atsam üzerimden akıp gidecek bir çarşafın altında dikilirken üzerimde bir dağ varmış gibi hareketsiz kalmıştım ama tek bir adım, tek bir isyandı beni kendime getirecek.
Kendime yasak ettiğim her kuralı bozdum. Gri, fırtına bulutlarının en güzel tonuna sahip gözlere bakıp gülümsedim.
Kendimi kontrol etmeden, çirkin mi yoksa çok mu yapmacık diye düşünmeden gülümsedim. Koridor boyu yanımda yürüyen babama bakıp gülümsedim, nedimem olmaları için başlarının etini yediğim oğlanlar hemen arkamda sıralanmıştı. Onları göremesem de onlar için de gülümsedim. İnsanlar, Clarence Düşesi ne kadar çok gülüyor öyle diyene kadar gülümsedim, beni kınayana ve yargılayana kadar herkese gülümsedim.
Bir zamanlar yanağına düşen gözyaşlarını elbisesinin kumaşına silmekten yüzünü tahriş eden o kıza umut olsun diye yanaklarım acıyana kadar gülümsedim.
Çok geçmeden doğuya doğru yola çıktık, Maximillian ve Clarence dukalığının evlilik akdiyle birleşmesi kimseyi korkutmuyormuş gibi birçok soylunun tebriklerini kabul ettik. Doğuya vardığımızda düğün için üç gün bekledik, Felix kilisenin tapınağın törenini kabul etmediği için odama gelmedi, sanki evli değilmişiz gibi davranmaya devam etti. Ben de gerginliktne ona ısrar etmedim. Hayatımda bir kadın figürüne en çok ihtiyacım olduğu zamanlarda yanımda kimse yoktu ama bunu kendime dert edinmedim. Yeterince kitap okumuştum. Doğu Dukalığının düşesi olacaktım ve bu zamana kadar okuduğum tüm o romantik kitapların bir işe yarayacağını biliyordum.
Doğu Dukalığı her şeyin ötesinde bir güzelliğe sahipti, sarp yamaçlar, dağlar ve güneyden batıya uzanan sınırında okyanusu vardı. İlginç bir şekilde yekpare değildi, ana kıtanın etrafında öbek öbek dizilmiş adaların çoğu da Doğu Dukalığına aitti. Felix bu üç gün boyunca bana Doğuyu gezdirirken bir an için bile elimi bırakmamıştı. Ufak dokunuşlarından onun da gergin olduğunu düşünmüştüm ancak saçmaladığımı da biliyordum, harem kültürüyle büyümüş bir lordun deneyimsiz olması mümkün değildi. Düğün sabahında Hunter liderliğinde peşi sıra dizilmiş oğlanlar yanında tanımadığım bir kadınla odama geldi.
"Veronica, bu Pam. Pam sana anlatacak."
"Neyi anlatacak?"
"Bilmen gerekenleri," dedi kırmızı bir suratla Herman.
Dehşetle oğlanlara bakarken içimden umarım düşündüğüm şey değildir diye geçiriyordum ki Hal çok geçmeden söylendi. "Nasıl seviş-" Hiro büyük eliyle Hal'ın ağzını kapadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖTÜLER AŞKA DÜŞTÜĞÜ ZAMAN
Genç KurguVeronica, tavandan asılı cansız bedenine bakarken öldüğü gerçeğiyle yüzleştiğinde ne hissetmesi gerektiğini düşünemeyecek haldedir. Ancak ismi unutulmuşlar intikam için zamanı geri alacak ve Veronica, aşkın ve taht kavgasının içine gireceği yeni bir...