Duş

36.3K 1.9K 175
                                    

Dolunay, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yerini, güneşin sıcaklığına bırakıyordu.

Gün aydınlanana kadar bütün sürü, alanı cesetlerden temizlemek için özveriyle çalışmıştı. Geçen sefer işe yaradığını test ettiğimiz eski yöntemi burada bir kez daha uygulamıştık. Artık bu işten yine paçayı kurtarıp kurtaramayacağımızı zaman gösterecekti.

Tüm misafirlerimiz canlarını dişlerine takarak avcıları yok etmede,  bizimle birlikte savaştıkları için, Cenk'e kulübeleri misafirlerimize açma talimatı vermiştim. Misafirlerden bir kısmı da benim evimde, bugünlük boş koltuklarda misafir edilecekti.

Hep birlikte kurt formuna geçerek yorgun bir şekilde evin yolunu tuttuk. Bu gece herkes çok kirlenmişti, eve gidince ilk yapmak istediğimiz şey kesinlikle ılık bir duş almaktı, yemek yemek ise ikinci önceliğimizdi. Bu yüzden uçarcasına koşarak kısa süre içinde evin önüne geldik.

Dördümüz insan formuna geçerek kapıda bir süre daha, misafirlerimizin dönüşümünü bitirmesini bekledik.

Misafirlerimizden ikisi erkek, diğeri de benim yaşlarımda uzun siyah saçlı, yeşil gözlü güzel bir dişi kurttu. Üçü de Batı'nın klanının üyesiydi. Misafirlerin evlere paylaştırılmasında bize Batı'nın klanından gelenler düşmüştü.

Kapıyı açıp herkesin içeri geçmesi için kenara çekildim. Adının Lamia olduğunu öğrendiğim dişi kurda yanımdan geçerken "Sen istiyorsan benimle birlikte yukarı çıkıp odamda duş alabilirsin," dedim.

Lamia yeşil gözlerini kısarak Kuzey'e baktı. "Sen rahatsız olma, benim duş almak için başka planlarım var," dedi.

Kuzey'e bir bakış attığımda kızın ilgisinin farkında olmadan Doğu ve Batı'yla bir şeyler konuştuğunu gördüm. O yüzden kızın bana verdiği cevabı umursamadığımı göstermek için omuzlarımı silktim. Ben teklifimi yapmıştım, Kuzey’in ona yüz vereceğini sanıyorsa yanıldığını anlayacaktı.

Evde kalacak olan erkeklerden kısa siyah saçlı, ela gözlü olanı çapkınca bir şekilde gülümseyerek "Ben senin odanda duş alabilirim. Çok kalabalığız, fazla sıra beklemek istemiyorum," dedi.

Kuzey arkadaşlarıyla yaptığı sohbeti hemen kesti. "Ben Umay'ın odasında yıkanırım. Sen benim odamı kullan istersen, orada sıra yok," dedi.

Kuzey'in konuşması bittiğinde herkesin suratına memnuniyetsiz bir ifade yerleşti. Lamia duş almak için Batı'nın odasına, siyah saçlı ela gözlü olanı Kuzey'in odasına, diğer misafir kurt Arda ise, Doğu'nun odasına yöneldi. Biz de Kuzey'le birlikte benim odama çıktık.

Odanın içine girdiğimizde kapıyı arkamızdan kapattım. Önümü döndüğümde bakışlarım, her yeri kana bulanmış bir savaş tanrısı gibi görünen Kuzey'le kesişti.

Onun bu halinden etkilendiğimi Kuzey’e belli etmeyerek "İlk duşu sen al istersen, ben daha sonra alırım," dedim.

Kuzey beni dikkatlice inceledi. "Benim daha iyi bir fikrim var. Duşumuzu beraber alalım."

Kuzey bana doğru bir adım attı ve elini saçlarıma uzattı. Elini geri çektiğinde parmaklarının arasında minik bir et parçası sallanıyordu. "Böylece iyice temizlendiğimizden emin oluruz."

Vahşi bir gece geçirdiğimizden ikimizin saçlarının arası kanla ve avcıların parçalarıyla dolmuştu. Beraber duş alıp birbirimizi temizlemek bu açıdan bakılınca mantıklı görünüyordu. Kuzey'in fikrini kabul ettiğimi, başımı sallayarak ona gösterdim. Oyalanmadan beraber banyoya geçtik.

Kuzey suyun sıcaklığını ayarlayıp beni duşun altına hafifçe itti. Saçıma şampuan döküp masaj yapar gibi yumuşak hareketlerle yıkamaya başladı. O saç diplerimi ovaladıkça banyonun zemini akan suyla birlikte pembe renge boyandı. Saçımın iyice temizlenmesi için iki defa daha şampuanla yıkanması gerekmişti. Zira saçımdan akan suyun rengi ancak o zaman normale döndü.

Kuzey saçımla işini bitirince vücudumu süngerle yıkamaya başladı. Yıkama işi sırtımdan aşağılara doğru indikçe Kuzey'in hareketleri yavaşlamaya, nefes alış verişleri ise hızlanmaya başladı.  Onun düzensiz soluğunu duyunca benim de içimde bir şeyler harekete geçti. Artık kalbimin daha hızlı attığını ve vücudumun heyecandan titrediğini hissedebiliyordum. Hemen onun beni yıkamasına bir son vermezsem, bu duşun sonu banyonun zemininde soluk soluğa bitecekti.

Kuzey’e yüzümü döndüğümde, gözleri hariç vücudunun başka bir yerine bakmamak için tüm irademi kullandım. Şu anda karanlık bir ışıkla parlayan gözleriyle irtibatı kesmeden "Ön tarafımı sonra ben kendim hallederim. Şimdi senin saçlarını ve sırtını yıkayalım," dedim.

Kuzey teklifimi ne kabul etti, ne de reddetti. Pusuya yatmış vahşi bir hayvan gibi gözünü bile kırpmadan benim hareketlerimi sessizce takip ediyordu.

Kuzey elime şampuanı aldığımı görünce saçlarını rahatça yıkayabilmem için başını öne doğru eğdi.

Şimdi gözleri orta büyüklükte olan göğüslerimin hizasındaydı. Çok geçmeden Kuzey'den bir yutkunma sesi geldi.

Bu durumu umursamadan saçını köpürterek yıkamaya devam ettim. Ellerimle saçının arkasını daha iyi temizleyebilmek için başını biraz daha öne eğdim. Artık o kadar yakın bir pozisyondaydık ki hızlı hızlı alıp verdiği nefesini göğüslerimin üzerinde hissetmeye başlamıştım. Göğüslerimin ucu da sertleşerek tomurcuk gibi kabardı. Hemen saçlarını yıkamayı bıraktım ve bir an için hareketsiz kaldım.

İkimizin kalp atışları aynı anda hızlanmaya bu durum da ritimlerinin birbirine karışmasına neden oldu.

+18

Kuzey göğüslerime doğru eğilip ıslak ve sıcak dilini göğüs ucuma değdirdi ve bekledi. Benden olumsuz bir tepki görmeyince de diliyle yalamaya başladı.

Pütürlü dilini meme uçlarıma sürttükçe, Kuzey'in başını öne çekip göğüslerime dayamamak için kendimi zor tutuyordum. Kuzey yalama işini bitirmiş olacak ki bu sefer tepeciği ağzına alıp emmeye başladı.

Duşun altında olduğum halde ıslandığımı hissediyordum. Kuzey göğüsümde işini bitirdiğinde büyük bir iştahla diğer göğüsümün ucunu da yalamaya başladı. Kuzey resmen benim irademi sınıyordu, üzerine atlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Eğer şu an öpüşmeye başlarsak ikimizin de feromonları coşacak, dünya yerinden oynasa da birleşmemize hiç bir şey engel olamayacaktı. Ama Kuzey'in bu durum umurunda değildi. Şimdi de göğüslerimi büyük elleriyle okşayıp, avuçlamaya başladı. Öpmek için bana doğru dudaklarını uzattığı anda, kapı ısrarlı bir şekilde çalmaya başladı.

İkimiz de nefes nefese kalmış bir şekilde birbirimizden uzaklaştık.

Kapının önünden, "Biz duşumuzu aldık, aşağıya bir şeyler atıştırmak için iniyoruz. Siz de hazırlandıktan sonra inersiniz. Geç kalmayın," diyen Doğu'nun sesini duyuldu.

Doğu tam zamanında yetişmişti. Biraz daha geç kalsa ikimizin ateşi ortalığı yakıp küle dönüştürecek, vücutlarımızın tutkuyla birbirine karışmasından evdeki tüm herkesin haberi olacaktı.

Sürünün Lupası (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin