İtiraf

27.1K 1.7K 167
                                    

Hemen Kuzey'i yakalamak için arkasından koşmaya başladım. Kokusu bana lunaparın olduğu yöne doğru gittiğini gösteriyordu. Adımlarımın arasını açarak daha da hızlandım. Kurt formunda olduğum kadar hızlı koşamıyordum ama normal bir insana göre hızım oldukça fazlaydı. Lunaparın girişinde bulunan sarmaşıklarla süslü kapıyı görünce koşmayı bıraktım. Yavaşça kapıyı açarak içeri girdim.

Lunaparın içine doğru göz gezdirdiğimde Kuzey'in her zaman kötü hissettiğimde sığınağım olan çınar ağacının altında oturduğunu gördüm. Burada olduğumu bildiği halde kafasını kaldırıp bana bakmıyordu. Hala dizlerini karnına çekmiş bir şekilde çınar ağacına yaslanarak oturuyordu. Sakin adımlarla ilerleyerek ben de yanına oturdum. İçime derin bir nefes çekerek lunapara bakarak konuşmaya başladım.

"Seni ilk defa ormandaki nehrin yanında gördüm. O gece benden önce davranarak avımı öldürdüğün için sana çok kızmıştım. Tüylerin simsiyah, bedenin ise kocamandı. Yine de senden korkmadan yanına yaklaşıp kokunu içime çektim. Bir kurdun en sevdiği şey gibi kokuyordun. Senden ormanın yani evimizin kokusunu aldım. Senden ilk o an da etkilenmiştim."

Bir şeyin farkına varmış gibi kıkırdayarak güldüm.

"Bunu daha önce kendime bile itiraf etmemiştim, kıymetini bil," diyerek konuşmaya devam ettim.

Kuzey'den hala bir tepki alamamıştım.

Babam evlenmemi istediği zaman ona tek koşulumu söyledim. Evleneceğim kurtadamın beni dövüşte yenmesi gerekiyordu. Sen beni dövüşte yenerek bir kez daha kalbimi kazandın. Sende biliyorsun doğamız gereği, kendimizden güçlü olan erkeği eş olarak seçeriz. Onun bizi herşeye karşı koruyabilmesi için güçlü olmasını isteriz. Erkeğin yanında güvende hissettiğimiz anda beraber çocuk yaparak aile oluruz. Biliriz ki güçlü erkek kadınını koruduğu gibi çocuklarını da koruyacaktır. Sen benim yanında kendimi güvende hissettiğim ilk ve tek erkeksin."

Kuzey hala sözlerime tepki vermeden beni dinlemeye devam ediyordu. Ben de konuşmaya devam ettim.

"Sürüyle yaşarken sürekli form değiştirmek zorunda olduğumuz için çıplaklık bize doğal geliyor. Şimdiye kadar hiç bir çıplak kurtadamdan, senin kıyafetli halinden etkilendiğim kadar etkilenmedim. Senin duruşun, yürüyüşün, ses tonun bile vücudumdaki hücreleri harekete geçiriyor. Seni her halinle çok seviyorum Kuzey. Benim için hayatım boyunca sadece sen olacaksın. "

Kuzey en sonunda başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Yüzündeki ifade yumuşamış, gözlerinin içi hafif buğulanmıştı.

"Umay, senin düşüncelerini duymaya ne kadar ihtiyacım varmış bilemezsin. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum. Ben de seni çok seviyorum." Bana beni kaybetmekten korkar gibi sıkıca sarıldı.

Çok güçlü bir kurtadam olduğundan sarılışının şiddetini kemiklerime kadar hissediyordum. Normal bir kadın olsam kesin çığlık atarak onu beni bırakması konusunda uyarırdım. Ama ben normal biri değildim. Güçlü kollarıyla bana sıkıca sarılması beni ne kadar çok sevdiğini hissettirmişti.

Bir süre sonra kollarını gevşetti ve kendini geri çekti. Kehribar renkli gözlerimin içine bakarak "Bugün seni biraz kıskanmış olabilirim," dedi.

"Sadece biraz mı?" diye şakayla karışık sordum.

Siyah gözleri artık karanlık bir ışıkla parlamaya başladı. "Tamam itiraf ediyorum çok kıskandım. En son senin elini öptüğünü görünce ya yanına gidip onu öldürecektim, ya da kendime hakim olup oradan uzaklaşacaktım. Eve gidersem bu öfkeyle evdeki tüm eşyaları parçalamaktan korktum. Ben de lunapara gelmeye karar verdim. Lunapar sürü için kutsal bir yer olduğundan buradaki hiçbir şeyi parçalayıp saygısızlık yapamazdım, mecburen kendime hakim olacak ve sakinleşmek zorunda kalacaktım."

Beni kıskandığını itiraf etmesi çok hoşuma gitmişti, gülümseyerek onun yakışıklı suratına baktım. "İtiraf ediyorum. Beni kıskanman ve sahiplenmen hoşuma gidiyor ama Alp'i kıskanman çok gereksiz. Onun sürümün yeni üyesi olması dışında ona karşı hiç bir şey hissetmiyorum. Daha doğrusu senden başka kimseye karşı hiç bir şey hissetmiyorum. Benim için sadece sen varsın."

Kuzey yaptığım itirafı duyunca iyice gözlerinin içi parlamaya başladı. Dudakları da duyduğu memnuniyetle kıvrılmış, kendine olan güveni iyice yerine gelmişti. Ayağa kalkarak elini uzattı.

"Hadi evimize gidelim."

Uzattığı eli tutarak ayağa kalktım. Elele tutuşarak lunapardan çıkmak için ilerlemeye başladık.

"Bir ara güzel bir kadın bana iyi hissettirenin lunapar değil, yanında bulunan kişi olduğunu söylemişti, haklıymış."

"Ne akıllı kadınmış, olayı doğru çözmüş."

İkimizde üzgün bir şekilde girdiğimiz lunapardan, ilk defa birbirimize olan sevgimizi itiraf etmiş şekilde ayrılıyorduk.

Geceyi Kuzey'le benim yatağımda birbirimize sıkıca sarılıp uyuyarak geçirdik. İkimizin de birbirimize duyduğumuz sevgiyi hissetmeye ihtiyacı vardı.

🐺🐺🐺🐺🐺🐺

Sabah hep beraber kahvaltımızı yaptık ve birlikte alana geçtik. Kuzey bugün yeni gelenlerin dövüş kabiliyetini ölçmek istiyordu. Herkese kabiliyetine göre sürüde bir iş verileceğinden bu durum zorunluydu. Gece eve gitmeden önce Cenk'in yanına uğramış ve yarın sabah hepsini alana toplaması için emir vermiştim.

Şimdi yeni gelenlerin hepsi karşımıza sıralanmış bir şekilde duruyor ve bizim onları yönlendirmemizi bekliyorlardı.

Gözlerim Alp'e takıldığında benden gözlerini kaçırdığını gördüm. Adam karşımda dururken bile benim bulunduğum tarafa hiç bakmıyordu.

Alp bu sabah çok kötü görünüyordu. Yüzünün her tarafı morluklarla doluydu ve gözlerinden biri şiştiği için tamamen kapanmıştı. Dün gece alandan ayrılmadan önce onu iyileştirmiştim. Böyle görünmesinin sebebini merak ettiğim için Cenk'e sordum.

"Alp'e ne oldu böyle? Dün gece onu iyileştirmiştim. Bugün çok kötü görünüyor."

Cenk bıkkın bir sesle, "Bu soruyu Doğu ve Batı'ya sor istersen. Ayrıntıları onlar biliyor," diye cevapladı.

Bakışlarımı Doğu ve Batı'ya çevirdiğimde bana bakarak memnun bir şekilde sırıttıklarını gördüm. Kesin biz ayrıldıktan sonra bu ikisi bir olup, Alp'i bir güzel benzetmişlerdi. Adam ayakta zor duruyordu.

Kuzey "Bugün sizin dövüş kabiliyetinizi ölçmek için buraya topladık. Aranızda iyi dövüşen olursa onları omega olmak için eğiteceğiz. Geri kalanları da yeteneklerine göre eksik olan bölümlere yerleştireceğiz. Bugün yeni gelenler bizden biriyle eşleşecek. Alp senin dövüş yeteneğini dün gece gördüm. Sen ayrılabilirsin," dedi.

Alp başıyla selam verip kimseyle göz göze gelmeden alandan ayrıldı.

Doğu öne çıktı. "Ben Seren'le eşleşmek istiyorum."

Seren Doğu'ya gülümseyerek onun karşısındaki yerini aldı.

Dün akşam Kuzey'e şuh bir gülümseme atan kızıl saçlı kız, kimseye konuşmak için fırsat vermeden öne atıldı. "Ben Kuzey'le eşleşmek istiyorum."

Tek kaşımı yukarı kaldırıp kızın yüzüne baktım. Üzerinde kısa siyah tayt ve beyaz sporcu sütyeni vardı. Kızıl saçlarını tek örgü şeklinde omuzunda toplamıştı. Siyah gözleri ve muntazam burnuyla kız güzeldi ve gözleriyle Kuzey'e yiyecekmiş gibi bakıyordu. Bu eşleşme isteği kesinlikle profesyonelce bir amaç için değildi, bu yüzden böyle bir eşleşmeye izin veremezdim.

Boğazımdan güçlü bir hırıltı çıktı.

"Kızıl benimle dövüşecek."

Sürünün Lupası (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin