20 --Merak--

1.7K 135 12
                                    

"Bunu duymayı kendin istedin kızım, bakalım şimdi ne yapacaksın?"

Lily derin bir iç çekerek sınıfın yapılacağı alana doğru yürürken kendi kendine konuşuyordu. Daha önce yaptığı boş kuruntuları düşününce bununda onlardan biri olduğunu umuyordu. Üstelik evliliğinin keyfini çıkarmak yerine ne için bebek derdine düşmüştü? Lily, Brian'ın sorduğu soruları geçiştirmesinden yahut yanıtsız bırakmasından dolayı bu konunun kendi içinde büyüdüğünü biliyordu. Cevap bulamamaktan hoşlanmazdı. Eğer kocası net bir dille istemediğini söylemiş olsaydı üstelemeyecekti bile. Belirsizlik Lily'i öldüren bir şeydi ve ne yazık ki merakı sonunda aptal durumuna düşecek dahi olsa olayların peşini bırakmasını engelliyordu. Küçükken ağabeyinin onu kale içinde köstebek gibi kullanmasının karakterine pek bir olumlu etkisi olmamıştı doğrusu...

Alana vardığında birkaç köylünün hararetle duvar örmeye başladığını gören genç kız gülümsedi. Gözleri William ve Rosalind'i ararken bir parça daha ilerledi. Sonunda onları köşedeki ağacın altında gördüğünde ise olduğu yerde bir müddet duraksadı. Rosalind kollarını göğsünde kavuşturmuş William'a bir şeyler söylemekteydi ve genç adam eli kılıcının kabzasında bir sağa bir sola yürüyordu. Lily, kocasının kardeşini oldukça kısa bir süredir tanıyordu lakin eğer bu şekilde hızlı hızlı yürüyorsa öfkeli olduğu çıkarımında bulunabilirdi. Tam adımlarını hızlandırmaya başlamıştı ki Ardından belini kavrayan el ve kendisini çeken güçlü kollarla Brian yanında belirdi.

"Böyle yapma Brian. Bahçedeyiz..."

"Ne, yoksa dokunmak da mı yasak." Brian kaşlarını bir an çattı lakin Lilynin güzel gözlerine fazla dayanması mümkün değildi. Sözlerini umursamadan onu küçük çenesinden tutup öptü.

"Brian Ferguson! Çocuklara kötü örnek oluyorsun." Lily sırıttı.

Brian ise elini şaklatarak çocukları gitmeleri için kovaladı. "Hadi bakalım ufaklıklar annelerinizin yanına!"

"Ben savaşçı olacağım Lordum. Okumak istemiyorum!" Angusun torunu koşarak yanlarına geldi. Küçük bir asker selamının ardından dudaklarını büzdü.

"İyi askerler okuma yazma bilir çocuk."

"Düşmanın üzerine divit atmak için mi?" Çocuk ellerini beline koydu. Brian ise kahkaha attı. Bu çocuk gerçekten çok akıllıydı.

"Evet evlat divit de bir çeşit silahtır. Hatta iyi kullanıldığında silahların en iyisi olabilir. Şimdi büyükannenin yanına gidiyorsun ve yarın sabah ilk iş kaleye geliyorsun."

"Emredersiniz Lord Ferguson!" Çocuk yeniden selam vererek koşarak köy evlerinin arasında kayboldu.

"O akıllı bir çocuk Brian." Lily başını salladı.

"İyi bir asker olacağından şüphem yok." Brian karısına gülümsedi. Lakin güzel gözlerinin içinde anlamlandıramadığı bir hüzün sezmişti. "Sen iyi misin Lily?" dedi sessizce. Kadın tuttuğu elini bırakıp çabucak kafa salladı ve William'ın Mürebbiyeyle durduğu ağacın altına yöneldi. Onları görmek Brian'ı öfkelendirmişti. O odasında kardeşini beklerken bir kadınla sohbet etme cüretini göstermesi hiç hoş değildi. Üstelik Brian kesin bir dille kadınlara yaklaşmasını uzunca bir müddet yasaklamışken...

Rose, Leydi Elizabeth ve arkasından gelen öfkeli devasa Lord Fergusonu gördüğünde sırtını ağaca yaslama ihtiyacı hissetmişti. Şimdillik ağaç o koca adam karşısında sığınabileceği tek dayanakmış gibi görünüyordu. Elizabeth gibi bir kadının bu adam ile arasında nasıl bir sevgi bağı oluşturduğunu anlamak güçtü.

"Bayan Thomson, Lord William. Demek buradaydınız."

William kadının peşinden gelen ağabeyini gördüğünde onların güzel prensesi koruyan dev bir yaratığı anlatan hikayelerden fırlayıp geldiklerini düşünmeden edemedi. Kendisi ağabeyine kıyasla daha az iriydi. Tekbaşına görüldüğünde onu uzun ve kaslı olarak adlandırmak mümkündü lakin Brian'ın yanında muhtemelen cılız bir velet gibi görünecekti. Bu yüzden birkaç adım gerilemeyi tercih etti.

KUSURSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin