13 Ağustos 1326Sinclair Kalesi
"Uzak diyarların birinde güzel bir prenses yaşarmış" diye başlar tüm masallar. Kimisinde prenses kulede hapsedilir, kimisinde kendi sarayında hapistir, kimisinde ise sadece macera arayan tatlı bir genç bayandır. Hepsinin ortak noktası yakışıklı prenslerinin birgün onları sıkıcı hayatlarından kurtarmaya geleceği değilse nedir?
Bir prenses değildi Sorcha, sarayında hapis değildi, özgür ruhlu kuzey Higlands'ın soğuğunda uç kıyılarda doğup büyümüş neşe dolu bir kızdı. Tacı olmayabilirdi lakin ağabeyinin göz bebeği Slinclair'in neşesiydi.
Kendi hikayesini yazmak isteyen ve sarayda yetişmese de, zavallı gözleri çok yakınları tuhaf mercekler olmadan göremiyor olsa da her genç kızın büyülü rüyası olan aşkı tatmak istiyordu genç kız. Öyle ki Ağabeyi Eathan ve güzel karısı gibi. Bunun içinde kuzey topraklarında önemsiz bir mesele olan sosyete tanıtım balosunun yapılmasını istemişti. Ağabeyi aptal İngiliz icadı olarak gördüğü balolardan nefret ederdi lakin erkeklere nazaran kadınlar nerede olursa olsunlar bu müzikli danslı eğlenceden hoşlanıyorlardı. Biraz da yengesinin desteğiyle kabul ettirmeyi başarmış, Bugün kalenin büyük taş duvarları arasında kendisi için ihtişamlı bir balo hazırlanmıştı.
Sorcha alımlı bir kızdı. Güzel kahverengi bukleleri her ne kadar işlevini tam yapamasa da gri dumanlı gözleri vardı. Bugün kendisi için Edinburgh'dan gelen terziler tarafından dikilen toz pembe oldukça kabarık bir elbise ve ağabeyinin kralın sevgili komutanlarından biri olması sayesinde davetiye gönderdikleri saraydan kendisine hediye edilen sivri burçlu güzel bir taç takacaktı. Her şey ve herkes onun için koşuşturuyor ve bu da Sorcha nın içinde çığ gibi büyüyen heyecanı tetikliyordu. Tıpkı annesinin ona anlattığı masallardaki prenseslere benziyordu. demir çubuğa sabitlenmiş mercekleri çıkarıp yatağına attı. Yüz yılın en iyi buluşu olduğunu kabul etmeden de edemedi Lakin bu gün onları takmasına gerek yoktu. Dans esnasında kendisine eşlik edecek bir çok soylu ve lord olacağını biliyordu. Belki de bir klan beyi onu fark edecek birbirlerine aşık olacaklardı. Genç kız yataktaki merceklere bir kez daha baktı lakin biraz uzaklaştığında adamların neye benzediğini seçebileceğini bildiğinden omuz silkti. Yardımcıları üzerini son kez düzeltip pahalı mücevherleri takmasına yardım ettikten sonra tamamen hazırlanmış vaziyette aşağı ineceği zamanı beklemeye başladı ve bunu yaparken yürüyüşünü prova ediyor yapacağı reveransları çalışıyordu.
---
William ağabeyine gönderilen bir davetiyenin daha kurbanı olmuştu. Buraya gelebilmek için üç gündür at üzerinde ilerliyordu ve döndüğünde Brian ona söz verdiği kalenin inşasına başlamak zorunda kalacaktı. İçerisi her baloda olduğu gibi tanıdık yüzlerle doluydu. Brian Ferguson sağolsun kendisine gelen tüm davetiyeleri William'a uzatmaktan geri kalmıyordu. Evlilik hakkı onundu ve bu müziklere katlanması gereken de oydu neyse ki William dans etmeyi ve güzel hanımlarla takılmayı seviyordu. Üstelik kuzeye yaptığı bu seyahat de onun için yeni bir deneyimdi. Annesi uç topraklarındandı. Ağabeyi kadar iri olmasa da yapılıydı ve burada kendisini hiç yabancı hissetmemişti. William, Brian'ın ya da kendisinin kuzey klanları ile yapacağı anlaşmalı evliliğin Ferguson topraklarına güç katacağını düşünüyordu. Müzik durup insanlar kapıdan girenlere odaklandığında ise bahsi geçen Sorcha Sinclair'i diğerlerinin yaptığı gibi alkışladı. William onun güzel bir kız olduğunu düşündü her ne kadar kendisine selam verenleri pek takmayarak kabalık ediyor olsa da burası kuzey topraklarıydı değil mi? Burada kural yoktu.
William, Leydi Sorcha ile bir defa dans etme imkanı bulmuştu lakin kız gecenin çoğunluğunu Gordonlu bir toprak beyi olan Stuard Lorne'un oğlu ile geçirmişti. Brian Gordondan hoşlanmıyordu ve sırf hoşlanmadığı için kendi halindeki beyliğe savaş açarak topraklarına katmıştı. Lorne armasını oradan tanıyordu. Kendisinden çok da büyük olmadığını tahmin ettiği adam ise aynı armayı taşıyordu. Lorne kadının peşini bıraktığında William yeniden dans için listeye girebilmeyi bekledi fakat bu defa McDonald beyinin erkek kardeşi Ewan McDonald araya girmişti ve bu da William'ın pes etmesine neden oldu. Sinclair ve McDonald birbirlerine yakın iki güçlü beylikti. Toprak yakınlıkları ve aynı kafa yapısına sahip olmaları diğer tüm seçenekleri alt edecek gibi duruyordu. Yaşı genç olmasına rağmen öyle çok baloya gitmişti ki dans eden kadınların kime nasıl baktığını ve gecenin sonunda hangi beyin galip geleceğini anlayabilecek ölçüye gelmişti. William yanından geçen Lorne 'un omzuna vurarak dalga geçti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ
Historical FictionLily McAodha, Edinburgh sosyetesi dilinde dolanan ve namı civar ülkelere kadar gitmiş "kusursuz" bir genç kızdı. Aldığı eğitim, sesi, konuşması, naif ve iyi yürekliliği ile yeryüzünün kirlenmesine izin vermemiş olan bir melekti ve dilese tüm dünyanı...