Lily altında şimşek ile birlikte kale duvarlarını aştığında geriye yalnızca peşine takılan refakatçiyi atlatmak kalmıştı. Genç kız adamın peşinden gelecek kadar hızlı olmamasını umuyordu ya da şu an kimin gelip gelmediğinin aslında bir önemi yok gibiydi. Düşündükçe beyninden kaynar sular dökülüyor istemese de bu gerçekle Brian'dan önce kendisi yüzleşmek istiyordu. Sorcha Sinclair'i duymuştu. Sinclair beyinin yaşça kendisinden küçük olan kız kardeşiydi. iki yıl önce sosyeteye takdim balosu için kendisine de bir davetiye gönderilmişti lakin Liamh o sıra kalede olmadığından Lily baloya gidememişti. Sinclair kuzeyde bir uç beyliğiydi ve Lily kuzey topraklarının soğuk insanlarının daha ilkel ve katı olduklarını işitmişti. Brian ona sohbetleri sırasında annesinin de kuzey topraklarından olduğunu ve iri yapısının onlardan geldiğinden bahsetmişti. Genç kız düşüncelerini savurmak istercesine elini salladı ve arkasından gelmekte olan askere "Lord William ne tarafa doğru döndü?" diye sordu. Adama William'ın kendisiyle yarışmak istediğini söylemişti.
"Doğu yönündeki araziye yöneldi hanımım. "
"Anlıyorum. Peki bir soru daha sorabilir miyim?" Lily atını doğuya çevirdi ve durdu.
"Elbet buyurun leydim."
"McLachlan toprakları Ferguson ile McAodha arasında kalıyor. Değil mi yani kuzeyde."
"Aslında aradaki ormanlık alan ve göl yüzünden biraz daha kuzey doğuda kalıyor leydim." Asker eliyle yönü işaret etti.
Lily baş onayı vererek adama gülümsemek için kendisini zorladı. "Peki Brian ve McAodha beyi av için nereye gittiler?"
"Çok uzaklaşmamış olmalılar ama doğu kanadına doğru gittiler hanımım."
"Pekala." Genç kız bir müddet daha kaleden uzaklaştıktan sonra ani bir manevra ile atını kuzey doğu yönüne çevirerek koşmaya başladı. Yolu biliyordu lakin göl onu yanıltmıştı. Lily üzerini hiç değiştirmemiş olduğu için eyer sürtündükçe bacaklarını kesiyordu lakin Lachlan toprakları buraya oldukça yakın bir mesafedeydi. Genç kız Şimşeğin hızı ile bir saatte oraya varabileceğini biliyordu. Arkasından koşan asker ise pes ederek yönünü değiştirip atını doğu kanadına doğru sürmeye başladı.
"Siktir!" Lily adamın niyetinin onu kovalamak yerine beylerine haber vermek olduğunu anladığında ayağa kalkarak biraz daha hızlanabilmek için öne doğru eğildi. Bu işin sonunun kendisi için iyi olmayacağını biliyordu lakin aynı ateşte Brian'da yanacaktı. Lily göz yaşları içinde önünü görmeye çalışırken avazı çıktığı kadar bağırdı. Çığlığı etrafında sarmalanıp bir ok gibi kalbine saplandı genç kızın. Neyin içine düştüğünü ya da onu nasıl bir durum beklediğini bilmiyordu. Tek bildiği Brian'ı çok sevdiği ve şu an tüm sevgisinin onu yok edecek olduğuydu.
----
William dört nala at sürerken sonunda karşıdan gelen ağabeyi ve Liamh ile karşılaştığında derin bir oh çekti. Liamh hemen yanındaki ata bir adam bağlamış ve yularını tutarak atı sürüklüyordu. Ağabeyi ise arkalarından onları kolluyordu. William yanlarına ulaştığında nefes nefese durdu.
"Sana kalede kalmanı söyledim Will!" Brian kaşlarını çattı.
"Brian, Liamh... Sorcha Sinclair'den bir mektup... Lachlan ormanlıklarında bekliyor... Piçini al gibi birşey yazılmış!" William soluklanmak için matarasından su içti. "Hemen buraya geldim. Kadın ölmedi mi Ağabey?"
Brian Liamh'a baktı. Liamh ise sakalını sıvazlayarak "Öldü." dedi.
"Öldü... Hemde benim peydahladığımı doğururken öldü..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUSURSUZ
Historical FictionLily McAodha, Edinburgh sosyetesi dilinde dolanan ve namı civar ülkelere kadar gitmiş "kusursuz" bir genç kızdı. Aldığı eğitim, sesi, konuşması, naif ve iyi yürekliliği ile yeryüzünün kirlenmesine izin vermemiş olan bir melekti ve dilese tüm dünyanı...