27 "ve SONra böyle olmalıydı"

2.3K 134 64
                                    

Lily kendisini aynalı şifonyerin karşısındaki koltuğa bıraktığında saatlerdir dönüp durmaktan yorgun düşmüştü. Ne yapması gerektiğine bir türlü karar verememişti. Üzerine birkaç cüretkar elbise giyip çıkarmış saçlarını defalarca bozup şekil vermekten kafa derisi acımaya başlamıştı. En sonunda düğün gününden kalan gelinliğini güçlükle üzerine geçirmiş yardım almadan giyinme konusunda uzmanlaştığı için arkasını aynaya dönerek istediği ölçüde korsesini sıkıp bağlamayı başarabilmişti. Saçlarını olduğu gibi bırakıp aynadaki görüntüsüne baktı. 

"Ölümün dahi bizi ayıramayacağını şu an siyahlar içindeki leydim bize göstermekte peder..." Lily dünya yıkılsa bu sözlerin gerçek olabileceğini o an tahmin edemezdi. Lakin şu an bu elbisenin içinde hissettiği, aklını sarmalayan sözcüklerle birebir örtüşüyordu. Lily yutkunarak şifon yerin çekmecesini açıp o gün taktığı mücevherlerden birkaçını bulmayı umut ederken gözüne ilişen divit ve kağıt dikkatini çekti. Genç kız gülümserken yapması gerekenin ne olduğunu artık biliyordu.

5 Ağustos 1327        21.19

Brian Ferguson'a,

Mektubuma başlamadan günler önce başımıza gelen talihsizliklerden kendi payıma düşen büyük kısmı için özürlerimi dilememe izin verin lordum. Yaşanılan tüm yanlış anlaşılmalardan ötürü ilişkimizi büyük bir güvensizlik denizine atarak size oldukça zor dönemler yaşattığımın ve kalbinizi incittiğimin bilincindeyim.

Yaşananları telafi etmek ve size kendimi affettirebilmek adına tarafınızdan bizzat görüşme talep etmekteyim. Üstelik yanlış başlayan bu ilişkiyi aslında olması gereken hale getirmek ve her şeye yeniden başlayabilmek için yapacağımız bu görüşme bir hayli önem arz etmektedir.

Merakla cevabınızı bekliyor olacağım.

Leydi Ferguson.

Lily aradan tam bir ay geçen tarihe bakarak gülümsedi ve mektubu özenle katlayıp masanın üzerindeki mum ile yapıştırdı. Defalarca kez okuyup ezberlediği o mektupları unutması mümkün değildi. Lily o dönem saatlerini bahçede çay içerek harcıyor ve mektup gelmesini bekliyordu. Derin bir nefes alarak kapısını açıp kendisine bakmakta olan askere mektubu uzattı. 

"Lütfen bunu Lord Ferguson'a götürün."

---

Brian kapısının çalmasıyla yerinden kalkıp Liamh'ı yumruklamak üzere hırsla yürüdü. Kendisini bu odaya tıkmış yukarıda ailesi ile gününü gün ediyordu. Brian onları görmemek için dışarı çıkmayı reddetmişti. Dahası odadan çıkar çıkmaz dayanamayıp Lily'e gideceğini bildiğinden kımıldamıyordu. 

Asker yüzündeki anlam veremeyen ifade ile kendisine zarfı uzattığında Brian başını olumsuz manada sallayarak "Başka mektup yok yoldaş!" dedi. Artık kimsenin sorunlarıyla ya da mektuplarıyla ilgilenmeyecekti. 

"Lordum, Leydi Ferguson bu zarfı size yolladı."

Genç adam zarfı eline alıp askerin selamı ardından gidişini izlerken yavaşça kapıyı kapatıp odadaki pencerenin önünde duran çay masasına oturdu ve mumu yaktı. Şu ana kadar havanın kararmış olduğunu dahi fark edememişti. Mektubu tedirginlikle açıp içini okuduktan sonra elini dağınık saçları arasından geçirerek güldü. Odada yazabileceği bir kağıt aradı, bulamadığında kapıdan kafasını uzatıp isteyebileceği birilerine baktı. Etraf sessizdi. Yavaşça odadan süzülüp Liamh'ın çalışma odasına doğru yöneldi. Pis hergele ortalıkta değildi. Onu tanıyorsa uzunca bir süre de görünmeyeceğini biliyordu. Zevkle döşenmiş mobilyalara bakarken çalışma masasına gidip bulabildiği tüm kağıtları ve altın yaldızlı hokka ile gösterişli kalemi aldıktan sonra Liamh'ın odadaki yokluğuna birkaç küfretmeyi ihmal etmedi hatta daha da ileri giderek masasına kendisine küfürlerle dolu bir not bırakıp onun için ayrılan dinlenme odasına doğru yürüdü. 

KUSURSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin