Oy ve yorumları bekliyorum <3
Jungkook'dan
Saatlerdir ondan haber alamadığım için kafayı yiyecek duruma gelmiştim. "Jungkook dönüp durma odada. Bir yerden çıkar." Dedi Taehyung. Ne Lalisa ne de Yoongi ve Rosé ortada yoktu. "Kaç saat oldu Tae, bir şekilde haber verirdi."
"Unutma o Lalisa, başına bir şey gelmesinden şüphe etmemelisin." Anlamıyordu, eğer her şeyden yorulmuşsa ki -son zamanlarda öyleydi- çaba göstermezdi. "Eğer inat eder ve kendi için çabalamazsa onu biz bile kurtaramayız." Taehyung ne diyeceğini bilmeyip bana öylece bakıyordu.
"Jin nerede? Söyleyin çabuk gelsin." Dedim. Sanki bu anı bekliyormuşcasına kapıda beliren Jin şaşırmama neden olmuştu. "Dinliyorum Efendi Diablo."
"Git Poseidon ve Pandora'yı hangi deliktelerse bul getir." Hızlıca yanımızdan ayrıldı ve yine yalnız kaldık. "Bu çocuğu da it gibi çalıştırıyorsunuz Lalisa zaten bütün işi yıkmış buna." Dedi Taehyung 'iğreniyorum sizden' bakışlarıyla.
"Ne alaka, işi ne yapsın." Dedim masadaki son elmayı alarak. "Onu ben yiyecektim!" Dedi üstüme atlayarak. "Bir tanesini sevgilin yese ne olacak, açım."
"Ben seni doyurmasını bilirdim ama dua et diğer bebeklerim ve Lalisa kayıp." Bahanesi kabul edilebilidi "Bulunca bizim odaya bir uğrayalım olur mu?"
"Hayır." Diyerek indi üzerimden. Sadece gülüyordum bu durumda bile moralimi düzeltebiliyordu. Hem bedenime hem de ruhuma iyi geliyordu. Her şeyi iyileştiren bir ilaç olsa benim için bu Taehyung olurdu. Yıllardır gizli saklı yediğimiz haltlar aklıma geldikçe kendimi kötü hissediyordum. Ama önemli olan o an ne hissettiğim değil miydi? Bir kadın karnımda kelebekler uçuramadıysa suç benim miydi?
...
Saatler sonra hâlâ tavana bakarak oturuyorduk. Kapı açıldığında içeriye Yoongi ve kolundan sürüklediği Rosé girdi. "Buldum." Dedi Jin. "Tamam gidebilirsin." Onu gönderdikten sonra yanlarına gittim. İkisi de perişan haldeydi. "Neredeydin?" Taehyung hiç beklemeden sinirli bir şekilde Rosé'ye sordu. O da Rosé'yi merak etmişti. "Taehyung sakin olur mus-"
"Olamam! Lalisa zaten saatlerdir ortada yok, Yoongi seni bulmaya gidiyor ve sen de hangi delikteysen bulamıyoruz. NASIL SAKİN OLABİLİRİM!" Dedi ayağa kalkarken. Elimle yavaşca iterek oturttum. "Lalisa saatlerdir ortada yok derken, Jungkook neler oluyor?" Dedi Rosé endişeyle karışık bir korkuyla. "Baya, yok ortada. Hepiniz aynı anda mı delirdiniz amına koyayım." Yoongi'nin bakışları beni buldu.
"Arayın oğlum bulursunuz. Nereye gidecek çıkar bir yerden." Dedi Yoongi gayet rahat bir tavırla. Bir tek endişelenen Rosé ve ben miydik? "Ya başına bir şey geldiyse, hiç mi endişelenmiyorsunuz?" dedim resmen sitem ederek.
"Lalisa'nın başına ne gelebilir. O istemeden kimse ona bir şey yapamaz. Dokunanı siker atar maazallah." Yoongi'nin rahatlığı canımı sıkıyordu.
"Ya o da artık her şey bitsin istiyorsa." Dedim cümlenin ağırlığını umursamadan. "Kötü düşünmeyi bırak." Yoongi olumlu düşünmek için kendini zorluyordu. "Kendini kandırmaktan başka bir şey değil." Herhangi bir şekilde olumlu düşünemiyordum. Çünkü bunu düşünmek için herhangi bir sebebim yoktu.
...
Sehun'dan
"O ölünce büyünün bozulacağını söylemiştin!" Kafayı yemek üzereydim. Efendi Lilth, bağırıyordu. "Jennie belki bir süresi vardır." Efendi Ares onu sakinleştirmeye çalışıyordu.
Karşımdaki bedeninden ayrılmış kafa hâlâ Efendi Lucifer'ın görünümündeydi. Gözlerinin kırmızılığı iliklerime kadar korku salıyordu.
"Jisoo bana taklit eden öldüğünde eski görünümüne döner demiştin! Neden dönmedi!" Karşısında nefes bile almaya korkar haldeydim. Burnundan soluyordu. "Sehun çabuk git kontrol et Lalisa'yı!" Bana patlamaması için anında uzaklaştım olduğum yerden.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucifer And Lilth' JenLisa
FanfictionŞeytanların itaat ettiği karşısında titrediği Lucifer olaran bilinen Lalisa'nın tek zaafı, cennetin yöneticisi Lilth olarak bilinen Jennie'ydi. #JenLisa