Bölüm 2: Şeker Şey

254 39 165
                                    

Uyanıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçip ağabeyimin kahvaltısını hazırlamak için buz dolabının kapağını açtım. Kahvaltılıkları masaya yerleştirdikten ve kızaran patatesleri de tabağa koyduktan sonra ağabeyimin odasına geçip onu uyandırdım. Sonrasında hazırlanmak için kendi odama geçtim.

Saçlarımı taradıktan sonra gri okul lakosumu ve siyah okul pantolonumu giydim. Siyah kısa çoraplarımı de giydikten sonra çantamı alıp odamdan çıktım.

"Ben çıkıyorum. Var mı bir isteğin?" diye sordum.

"Kahvaltı yapmayacak mısın sen yine?"

"Ne münasebet? Tabii ki yapmayacağım."

"Bir lokma bir şey yesen kahvaltıda ölürsün zaten."

"Aynen aynen. Ondan ondan. Çıkmam lazım benim. Geç kalacağım yoksa. Öptüm çok. Görüşürüz." dedim son harfleri uzatarak.

"Dikkat et kendine. Görüşürüz"

Siyah, düz spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Merdivenleri hızlıca inerken kulaklığımı takıp şarkı açtım. Sitenin bahçesinden çıkıp servisi beklemeye başladım.

Servis gelince boş servisin en arkasına geçip oturdum.

•°○•°○•°○•°○•

15-20 dakika kadar sonra sıkıcı geçen yol bitti ve okula vardık. Servisten inip okul binasına doğru yürüdüm. Merdivenleri çıkıp binanın geniş kapısından içeri girdim. Sağa dönüp tekrar merdivenleri çıktım. 2. kata gelince tekrar sağa dönüp sınıfıma doğru ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdim. Dün yaptığım gibi en arkaya geçip yerime oturdum.

Birkaç dakika sonra elinde, içinde iki tane telefon olan bir kutu ile bir kız yanıma geldi.

"Selam. Ben Ece. Sınıf başkanıyım. Telefonları topluyorum. Eğer sende de varsa alayım lütfen." dedi ince ses tonu ve kibar konuşmasıyla.

Kulaklıklarımı çıkartıp telefonu kutuya koydum. Yaklaşık 2 dakika kadar sonra da öğretmen gelip sınıfı selamladı. Oturur oturmaz yine kafamı koyup gözlerimi kapattım.

•°○•°○•°○•°○

"Öğlen arası oldu hâlâ uyuyorsun. Kızım uyansana. Hayır hiçbir şey değil derslerinden geri kalacaksın. Evde de çalışmazsın ki sen. Off!"

Duyduğum isyan sesleriyle birlikte kafamı kaldırıp bana ters ters bakan Duru'ya döndüm.

"Ayy ne oluyor be? Ne bu tantana?"

"Uyan artık diyorum. Uyan artık."

"İyi be. Uyandım. Ağız tadıyla bir uyutmadınız be."

"Pardon? Sabahtan beri uyuyan ben miyim sanki."

"Aman. Bir şey de dedirtme."

"Kalk hadi kalk. Aşağıya gidelim. Bir nefes alalım. Bir şeyler yeriz belki."

"Böyle iyiydim ben aslında ama.

"Aliinn!"

"Tamam ya. Demedim bir şey." dedikten sonra ayağa kalkıp sınıftan çıktık. Ağır adımlarla merdivenleri inip okul bahçesine çıktık. Henüz ekim ayında olduğumuz için hava hâlâ pek soğuk sayılmazdı. Köşedeki banklardan birine geçip oturduk. Duru konuşmaya başlayınca bana da onu dinlemek düştü.

10-15 dakika kadar sonra yanımıza bir grup genç gelip oturdu. Duru da bende kalabalık sevmediğimiz için rahatsız olduk. Duru tam ayağa kalkmaya yeltenmişken ben onu tekrar oturttum. Kalkması gereken onlardı, biz değil.

"Sen bizi çok mu sevdin şeker şey?" dedi hemen yanıma oturmuş olan kıvırcık saçlı çocuk. Ve elini saçıma uzattı, karıştırmak için muhtemelen. Çocuk mu seviyordu o.

Kafamı geri çekip konuştum; "Ayy! Duru! Şunun tatlılığına bakar mısın. Yicem ya." elimi yanağına koyup devam ettim. "Pek de akıllı bir şeye benziyor. Alsak mı bunu bize. Ne diyorsun." Çocuk sinirlendi ve peşinden gelenleri de alıp gitti.

"İyi bari. En azından söylediklerimi anlayacak kadar akıl varmış." dedikten sonra tekrar konuşmaya devam ettik. Bir süre sonra Duru benim yemek yemem için ısrar etse de midemin almadığını söyleyerek onu reddetmiştim.

Yaklaşık yarım saatlik bir konuşmadan sonra zil çalınca ayaklanıp sınıflarımıza çıkmak için okul binasının merdivenlerine doğru adımladık. Merdivenler bittikten sonra ilerleyip sınıflarımıza ayrıldık. Ben yine sırama geçince kafamı koyup uyudum.

•°○•°○•°○•°○

Son ders de bitince çantamı alıp dışarı çıktım. Duru zaten beden dersinde olduğu için onu almaya gerek duymadım.

 Dışarı çıkınca Duru'nun beni beklediğinu gördüm. Yanına gidince elimi omzuna attım ve servise doğru ilerledik. Sabah bankta yanımızda oturan çocuğun bize doğru geldiğini görünce elimi çektim ve konuşmasını bekledim.

"Sabah yaptığımın yanlış olduğunu fark ettim. Size sormadan yanınıza oturmamızın sizi rahatsız edebileceğini düşünemedim. Sonrasında yaptıklarımsa cabası. Neyse uzun lafın kısası özür dilerim şeker şey."

"Salla. Bir önemi yok. Sadece bir dahakine karşındakinin yerinde olsam ne yapardım diye düşün."

"Haklısın. Tekrar özür dilerim. İyi günler."

"İyi günler."

İlerleyip servislerin önünde vedalaştık Duru'yla. Servis kısa süre sonra site bahçesinin önüne gelip durunca indim. Hızlı adımlarla ilerleyip apartmana girdim. Merdivenleri de çıktıktan sonra kapıyı açıp içeriye girdim. Kapıyı tekrar kapatıp ellerimi yıkamak için lavaboya gittim. Odama geçip üzerimi değiştirdikten sonra masamın başına geçip elime renkli kalemler ve resim defterimi aldım. Bir şeyler karalamak istedim.

•°○•°○•°○•°○

Birkaç saat sonra defterimi ve kalemleri masaya bırakıp ayaklandım. Yemek yapmak için mutfağa girip dolaba baktım bugün makarna yapalım diye geçirdim içimden. Suyu tencereye doldurup biraz da tuz ekledikten sonra ocağın üzerine koydum ve kaynamasını bekledim.

•°○•°○•°○•°○

Saat 22.00 olunca boş çay bardaklarını kaldırdım. Abime iyi geceler diledim. Aynı şekilde karşılık verince lavaboya gidip dişlerimi fırçaladım. Üzerimi değiştirip yatağıma girdim ve kendimi uykunun tatlı kollarına bıraktım.

•°○•°○•°○•°○

738 kelime

Selaaamm yine beenn

Naaberrr

Öpüldünüzzz

BermudaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin