Sabah uyanınca banyoya girip klasikleri hallettim. Aynaya bakıp ne kadar güzel olduğumu hatırlattım kendime.
Banyodan çıktıktan sonra temizlik için güzel bir su hazırlayıp teker teker odalara girdim. Bütün odaları dip köşe temizledikten sonra mutfağa girdim.
Rafları sırasıyla üstten alta doğru teker teker boşaltıp güzelce sildim. Kuruladıktan sonra da her şeyi dizdim. Buzdolabını da aynı şekilde boşaltıp temizledikten sonra sonra hem kendi kıyafetlerimi hem de ağabeyimin kıyafetlerini düzenledim. Kirlileri makineye atınca işlerim bitti ve Kaan'ı aradım.
Günlük konuşmamızı yaptıktan sonra dün olanları anlatınca Hakan'ı döveceğini söyledi. Bu fikrinden vazgeçirene kadar baya uğraştım.
Saati kontrol edince Hakan'la sözleştiğimiz saate yarım saat kaldığını gördüm. Daha sonra Kaan'a çıkmam gerektiğini söyleyip telefonu kapattım.
Dolabımın önüne geçip kıyafetlerime baktım. Krem rengi üzerine çam yeşili çizgileri olan düğmeli polo yaka kazağımı ve krem rengi kargo pantolonumu giydikten sonra kahverengi dik yaka montumu giymeye karar verdim. Saçlarımı ensemin biraz üzerinde topladıktan sonra kahverengi çoraplarımı ve yeşil converse ayakkabılarımı giydim. Klasik kart-anahtar-telefon kontrolünü yaptıktan sonra evden çıktım.
Parka vardığımda Hakan'ın da karşıdan geliyor olduğunu gördüm. Daha da yaklaşınca sarıldık, sonra ayrılıp en yakın banka oturduk. Hâl hatır sohbetinden sonra uzunca bir sohbet edip bolca güldük. Saat 17.09 olunca Hakan son bir şey daha söyleyip kalkacağını söyledi.
"Beni yanlış anlama ama, sence de uyku işini fazla abartmıyor musun?"
"Nasıl yani?"
"Okulda da full uyuyorsun, evde de ders çalışmıyorsun, herhangi bir aktiviteye katılmıyorsun, derse katılmıyorsun... Senin için kötü oluyor. Yazık ediyorsun kendine. Zeki bir kızsın sen. Yapma böyle."
"İsteyerek mi yapıyorum sence?"
"İstemeden uyuyamaz ki bir insan. Çok uzun bir süre uyanık kalmış olsan tamam ama sen uyanmıyorsun bile doğru düzgün."
"Peki. Görüşürüz."
"Kırılma bana. İyiliğin için söylüyorum."
Yerimden kalktım ve sitenin olduğu yöne doğru yürüdüm. Ama siteye girmedim. Etrafından dolanıp ilerlemeye devam ettim. Biraz ileride taksi durağına gittim ve bir taksiye binip ağabeyimin kafesinin adresini verdim.
Kafeye varınca dolu gözlerimle arka tarafa doğru ilerleyip, kapısını tıklattıktan sonra, ağabeyimin odasına girdim.
"Alin. Ne oldu? Bir sorun mu var?" dediğinde başımla onaylayıp ön taraftaki koltuklardan birine oturdum.
Daha sonra Hakan ile olan konuşmamızı olduğu gibi aktardım. Ama verdiği tepki ne beklediğim gibiydi ne de istediğim gibi.
"Bence Hakan haklı. Sürekli uyuduğunu yeni öğreniyorum, onun hakkında ayrıca konuşacağız. Ama derslerde bile uyuman aşırıya kaçmış. Tamam, yaşadığın şeyler kolay değil. Ama bu sürekli uyumanı gerektirmez."
"Peki." deyip ayağa kalktım. Başka hiçbir şey söylemeden odasından çıktım. Kafeden tamamen çıktıktan sonra sağa döndüm ve rastgele yürümeye başladım. Nereye gittiğimin bir önemi yoktu. Sadece biraz hava almak istedim.
•°○•°○•°○•°○
Bir saatlik bir yürüyüşün ardından lüks sayılabilecek binaların olduğu bir siteye girdim ve öylece banka oturdum. Dizlerimi kendime çekip sarıldım. Rüzgârın beni sarmasına izin verdim. Kafamı dizlerime yaslayıp söylediklerini düşündüm. Acaba haklı olabilirler miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bermuda
ChickLitTanrının meleklerin küllerinden yarattığı kız, beni tüm günahlarımdan arındırdı.