Flaşı yanıp sönen telefonumu görünce elime aldım. Gruptan görüntülü arama olduğunu görünce açıp yatağıma uzandım. Telefonumu karnımın üzerine, beni görebilecekleri bir açıyla, koydum.
"Kaan sen okula gitmiyor olabilirsin. Ama Alin'le ben gidiyoruz. Saat şu an gece on iki. El insaf ama ya." diye yakınan Ece'ye güldüm.
"Bütün gün okuldasınız. Ondan sonra ödev yapıyorsunuz. Birazdan uyuyacaksınız. Bana hiç vakit ayırmıyorsunuz. Kalbim kırılıyor sonra. Hem siz nasılsınız diye arıyorum, hem suçlu oluyorum. Küstüm size."
"Küsme annecim. İyi yaptın. Ara tabii. Bir şey olmaz. Beş dakika az uyusun Ece." dediğimde Ece ofladı.
"Sonra diyor ki 'Ben ikinizi eşit seviyorum.'. Uykum geliyor diyorum, uykum geliyor."
"5 dakikadan bir şey olmaz Ece."
"Öyle mi? İyi madem. Kaan Alin bugün yine yemek yemedi."
"Alin. Doğru mu bu duyduklarım?"
"Acıkmıyorum."
"Yemiyorsun yani?"
"Yemiyorum."
"Okulun başından beri kaç kilo verdin?"
"Bir buçuk." dediğimde yüzüm düşmüştü. Evet yemek yemiyordum ve zayıflamıştım. Ama gerçekten acıkmıyordum.
"Kendine ne kadar zarar verdiğinin farkına vardın mı şimdi?"
"Evet."
"Yemek yemen gerektiğini de biliyorsun."
"Biliyorum. Ama gerçekten acıkmıyorum. Acıksam yerim."
"Sen doğduğundan beri hiç acıktığını hissettin mi?"
"Hayır."
"Bu da demek oluyor ki," diye araya girdi Ece.
"Keyfi olarak yemek yiyorsun." diye cümleyi tamamladı Kaan. Ve devam etti.
"Daha fazla zayıflamamak ve hatta kilo almak için Ece ne zaman yemek yerse sen de o zaman yemek yiyeceksin bundan sonra."
"Yok artık." dedim bu kadarının fazla olduğunu belirten bir ifadeyle. Ece bu tepkime gülerken cümleme devam ettim
"Bu kadarı gerçekten fazla. Ece normal bir insan gibi yemiyor ki. Onun bir günde yediği yemekle benim üç günde yediğim yemek miktarı aynı."
"Ece gayet sağlıklı Alin. Sen çok az yemek yediğin için sana öyle geliyor."
"Sıfır alaka. Ece sadece okuldayken üç kere yemek yiyor. Evde yediklerini saymıyorum bile. Yerinde durmadığı için metabolizması hızlı çalışıyor. Ben sürekli uyuyorum. Onun kadar yesem bir haftada on kilo alırım."
"Abart istersen."
"Yalan mı Ece?"
"Tamam çok yiyorum ama o kadar da değil bence."
"O kadar yiyorsun."
"O zaman şöyle yapıyoruz." dedi Kaan." Alin her gün okulda en az bir kere yemek yiyorsun ve her gün ne yediğini bana söylüyorsun. Ben de Ece'ye soruyorum."
"Hainsiniz oğlum siz. Konuşmayın benimle. İg." deyip yüzlerine kapattım. İnterneti kapatıp uyku pozisyonu aldım. Üzerimi örtüp gözlerimi kapattım.
•°○•°○•°○•°○
"Alin kötü bir niyetle yapmadığımı biliyorsun."
"İyi niyetle yapmış olman bir şey değiştirmez."
"Hayır. Çok şey değiştirir. Küsme bana."
"Bana ne. Konuşmayacağım."
"Alin n'olur barışalım hadi."
"Tek bir şartla barışırım."
"Neymiş o şart."
"Yemek yemediğimi Kaan'a söylemeyeceksin."
"Yok öyle yağma. Gayette söyleyeceğim."
"Neyse, boş ver o zaman. Uyuyacağım ben."
"Öğlen uyandırırım seni o zaman."
"Tamam Ece." dedikten sonra sırama geçtim. Uyku iyice problem olmaya başladı. Ne uyanık kalabiliyordum ne de herhangi bir şeye vakit ayırabiliyordum.
•°○•°○•°○•°○
"Alin uyan da bir şeyler yiyelim."
"Aç değilim."
"Sen hiçbir zaman aç değilsim. Kalk hadi."
"Off Ece! Off!" Kantine inip yemeklerimizi yedik ve tekrar yukarı çıktık. Ben yine kafamı koyup uyudum.
•°○•°○•°○•°○
"Alin uyan hadi."
"Bırak uyuyayım Hakan."
"5 dakika sonra zil çalacak."
"Çalsın. Bir şey olmaz."
"Son ders bitecek." Oflayarak kaldırdım başımı. Hâliyle yüzüm asıktı. Hakan'ın bana gülümseyerek baktığını görünce nezaketen gülümsedim.
Elini cebine uzatıp telefonumu çıkarıp bana uzattı. Telefonumu elinden alınca kendini açıklama ihtiyacı hissetmiş olacak ki konuşmaya başladı.
"Ece 10 dakika kadar önce dağıttı. Sen biraz daha uyu diye ben aldım. Sorun yoktur diye düşünüyorum."
"Teşekkür ederim. Aynen bir sorun yok."
Etrafta göz gezdirip Ece'ye bakındım. Deniz'e telefondan bir şey gösterdiğini görünce telefonumu açıp gelen bildirimlere baktım.
Zil çalınca yerimden kalkıp Ece'nin yanına gittim.
"Hakan sende gelsene." Hakan geldikten sonra telefonunu kapatıp konuştu. Hain ben gelince kapatmadı.
"Bugün işiniz yoksa Melek hocanın istediği kitapları almaya çıkalım mı beraber?"
"Bana uyar. Bugün yapacak daha iyi bir işim yok."
"Bana da uyar. Biraz hava falan alırım. Bütün gün uyku yoruyor bazen."
"Tamam o zaman. Ben konum atarım size bir-bir buçuk saat falan sonra. Uygun mu sizin için?"
"Tamamdır."
"Okey o zaman." diyen Hakan'a tabii ki tepki gösterecektim.
"Okey ne ya. Güzelim Türkçemizi neden farklı dillerde kelimeler kullanarak katlediyorsunuz?"
"Alin inşallah dil okuduğumuzun farkındasındır."
"Asıl bu yüzden yapmamalısınız. Her dil kendi kendine güzel. Bilmem kaç tane dili aynı cümlede kullanınca havalı falan olmuyorsunuz."
"Seni hiç çekemeyeceğim. Görüşürüz."
"Haksız olunca kaçın böyle. Vatan hainleri." Son söylediğime Ece'yle birlikte gülerken servislere bindik.
•°○•°○•°○•°○
685 kelime
Seelaamm
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir
Bölümü nasıl buldunuzz
Öpüldünüzz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bermuda
ChickLitTanrının meleklerin küllerinden yarattığı kız, beni tüm günahlarımdan arındırdı.