Bölüm 19: Bu Ne Hâl?

19 9 11
                                    

Oyuncu seni.

Kaan'a döndüğümde şaşırmış bir surat ifdesiyle bana bakıyordu.

"Ben ne yaptım şimdi. Şakalaşıyordum sadece."

"Sen bir şey yapmadın. O da şaka yapıyor. Çatal, bıçak falan almaya gitti muhtemelen. Hem sence Ece pastayı bırakıp bir yere gider mi?" dediğimde bana aydınlanmış gibi bakıyordu.

"Doğru diyorsun." dedi ve o lafını bitirir bitirmez Ece içeri girdi. Elinde üç çatal, üç tabak ve bir de bıçak vardı; yüzündeyse sinsi bir gülümseme.

"Bak, dedim ben sana değil mi?"

Ece elideki bıçakla pastayı üç dilime böldü ve birer çatalla birlikte tabaklara yerleştirip bize verdi. Sonrasında mutfağa gidip üç tane bardakla geri döndü. Poşetlerdeki içeceklerden çıkarıp bana meyve suyu, Kaan'a ve kendisine kola doldurup bana döndü.

"Sen dünyanın en iyi mommysisin." Boş ellerini dua eder gibi havaya kaldırdı. "Allah'ım sen Alin'e onun gibi hayırlı bir kısmet nasip et. Amin." ve ellerini yüzüne sürdü.

Kaan yanındaki yastıklardan birini masaya dikkat ederek Ece'ye fırlattı.

"Ettiği duaya bak. Kız okulunu bitirdi de evlenmesi kaldı."

"Yanlış bir şey mi söyledim? Senin gibi hayırsız, vefasız biriyle mi evlensin?" dedi cümlesinin sonuna doğru kaşlarını kaldırarak.

"Yok tabii ama... Okulu var onun. Önce okulunu bitirecek." diye karşı çıktı Kaan.

"Okuyanları da gördük."

"Hayallerini gerçekleştirecek."

"Aa! Yeter be!"

"Sustum mommy affet." dedi Ece.

"Valla sustum Kızılım. Ama önce o başlattı. dedi Kaan Ece'yle aynı anda. Ve pastasını yemeye koyuldu.

Pastamızı bitirdikten sonra Ece boşları mutfağa götürürken Kaan "Film izleyelim mi?" diye sordu.

Ece "Olur." derken ben de "Bana uyar." dedim.

"Ben atıştırmalıkları hazırlayayım." dedi poşetleri alırken.

"Ben filmi ayarlayayım."

"Ben de izleyeceğimiz yeri ayarlayayım o zaman." dediğimde Kaan başıyla onaylayıp masaya geçti. Ece bu sırada odadan çıkmıştı. Ben de yerimden kalkıp yatağa geçtim.

Önce yorganı rahat oturabileceğimiz şekilde ayarladım ve yastıkları duvara yasladım. Kalın perdeleri çekip odanın biraz daha kararmasını sağladım.

Ben işimi bitirdiğimde Ece odaya giriyor, Kaan'sa elinde bilgisayarla yatağa doğru geliyordu.

Kaan oturduktan sonra Ece onun sağına otururken ben soluna oturdum. Kaan yorganı bacaklarımızı kapatacak şekilde üzerimize örttükten sonra  bacaklarını uzatıp bilgisayarı üzerine koydu. Ece'nin elindeki tabakları alıp elimizin yetişebileceği yerlere rastgele şekilde koydu. Kafamı Kaan'ın omzuyla boynu arasında bir yerlere yerleştirince Kaan filmi başlatıp kollarını benim ve Ece'nin omuzlarından aşağı bıraktı.

•°○•°○•°○•°○

Filmin ortalarına doğru tabaklar boşalmıştı. Ece tabakları doldurmak ve tuvalete gitmek için kalkınca Kaan filmi durdurdu. Sağ eli hâlâ omzumdayken saçlarıma öpücük kondurup çenesini başıma yasladı.

"Uykuların ne alemde bakalım." diye sordu.

"Aynı hâlâ. Buraya gelmeseydim uyuyor olurdum."

"Şu an uykun geliyor mu? Sesinde mayışmışlık var sanki."

"Birazcık var. Ama çok değil."

"Uyu istersen."

"Yok o kadar değil." dediğimde kafasını çekip yüzümü görebilmek için çok hafif eğildi. Ben de çok küçük bir açıyla kafamı kaldırınca göz göze geldik. Sağ elini yanağıma koyup çenemi baş parmağının minik dokunuşarıyla okşadı. Bu hareketin beni ne kadar mayıştırdığını bildiği için yapıyordu bunu. Hain bir gülümsemeyle yüzüme bakarken konuştu.

"Hâlâ gelmiyor mu?"

"Yapma şunu. Uyumak istemiyorum." dedim. Ama gözlerim ve sesim aksini kanıtlamak istiyor gibiydi. Elimi kaldırıp durdurmak istesemde bunu yapamayacak kadar yorgun hissetmeye başlamıştım.

Normal şartlar altında bu kadar çabuk mayışmam veya uyumam imkansızdı. Ama şu an ortam karanlık ve sıcaktı. Üstüne birkaç aydır sürekli uyku modunda olduğum için uykuya dalma sürecim jet roketi takılmış gibi hızlanmıştı.

İstemsizce olduğum yere daha da sokulurken bir yandan da uyanık kalmaya çalışıyordum.

Kaan'ın hafif kıkırtısını duyduğumda gözlerim kapalı şekiklde yarı uyku hâlindeydim. Sonunda elimi kaldırıp durdurmak için onun elini tuttum. O ise elimi daha nahif bir şekilde tutup ikimizin arasına indirdikten sonra saçlarıma bir öpücük daha bıraktı.

Tam bu sırada kapının açılma sesini duydum. Ece gelmiş olmalıydı. Hâlâ bir şeyleri duyup anlayabiliyordum ama gözümü açmak bile istemiyordum.

"Bu ne hâl?"

•°○•°○•°○•°○

584 kelime

Selam selam selamm

Nasılsınızz

Özledim sizi ya

Öpüldünüzzz

BermudaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin