Bermuda

Bölüm 4: İyi Uykular Kızılcık

"Ah! Kahretsin!"

Kilitliydi. İçimden hem orada olduğumuzu farketmeyen öğretmenlere hem de burada bir buçuk saat boyunca benimle oturmayı evine gitmeye tercih eden şahısa sövmek istesemde kendimi durdurdum ve tepinir adımlarla merdivenleri çıktım.

"Kimsin sen? Derdin ne Allah aşkına ya derdin ne? Niye böyle bir şey yaptın? Hayır amacın ne ya?" dedim sınıfa girerken.

"Ne olabilir benim derdim? Ne sallıyorsun kendi kendine ya da ne kurdun acaba o güzel kafanda?"

"Pardon da salak mısın? Ne kuracağım kafamda? Delirmedim herhalde. Farkında mısın bilmiyorum ama saat şuan 16.40. Okul dağılalı, son ders biteli bir buçuk saatten fazla oluyor. Ne demeye uyandırmadın beni? Hadi uyandırmayı geçtim, yanıma oturup saçlarımla oynamanın anlamı ne? Sapık mısın kardeşim sen?"

"Hop! Orda bir dur istersen. Ne dediğinin farkında mısın?"

"Hah! Doğru soru 'Ne yaptığının farkında mısın?'"

"Bilerek yapmadım herhalde. Ece'yi sınıftan almaya geldim. Ece otur bir yere dedi. Boş yer yoktu çünkü herkes yazı yazıyordu. Sadece senin yanın boştu. Oturdum bende. Yorgunum, uyuyakalmışım. Ece hanım da sağolsun uyandırmamış."

"Buraya kadar doğru diyelim, saçlarımla niye oynuyordun o zaman?"

"Senden beş dakika falan önce uyandım bende. Saçların çok yumuşak ve güzel duruyordu. Nasıl hissettirdiğine bakmak istedim. Elimi değdirdiğim an uyandın zaten."

"İyi. Yürü birileri var mı ona bakalım bari."

"Bakalım bakalım."

"En alt kattan başlayalım aramaya. Yukardan biri gelirse görebiliriz böylelikle. Sen sola bak bende sağa bakayım. Bir şey olursa falan seslen."

"Tamam." dedi ve ben sağa giderken o da sola gitti. Yaklaşık 20 dakikanın sonunda tüm okulu aramamıza rağmem kimseyi bulamadık.

"Hiç mi kimse olmaz okulda! Normalde 5 den önce kapanmaz bu okul. Saat daha yeni 5 oluyor. Nerede bu görevliler."

"Ne bileyim neredeler. Bu okulun eski öğrencisi olan sensin ben değilim." diye cevap verdim yukarı çıkarken.

Adını bilmediğimi fark edince dönüp sordum "O değilde, senin adın ne?"

"A-a! Biz seninle tanışmadık mı?"

"Yoo, tanışmadık."

"Öhöm öhöm," dedi bana dönüp elini uzatırken. "Bendeniz Kaan Hassan Kızılcık hanım. Güzel isminizi bana lütfeder miydiniz acaba?"

"Bendeniz Alin Öner Kıvırcık bey. Tanıştığımıza pek memnun oldum."

"Benim kadar olamaz herhalde." dediğinde sınıfa girmiştik.

"Hıhı. Ondan." dedim ve yerime geçtim. Canım yerim ya. Ne kadar çok seviyorum yerimi.

"İnanmadın mı sen şimdi bana?"

"Öyle bir şey iddia ettiğimi hatırlamıyorum."

"Ama şu an inkar da etmedin."

"Kabul etmediğim sürece sorun yoktur." dedim telefonumu cebimden çıkarırken. Hemen Duru'yu arayıp telefonu kulağıma götürdüm. Çaldı, çaldı ana açmadı.

"Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen sinyal sesinden sonra tekrar deneyiniz."

'Off Duru neredesin?' dedim içimden ve whatsappa girdim.

Siz: Duru

Siz: Neredesin kızım sen

Daha sonrasında rehbere girip Ece'yi aradım.

"Alo"

"Alo, Ece senden çok önemli bir şey isteyeceğim."

"Tabii, dinliyorum."

"Ben, sen beni uyandırmadığın için eve gidemiyorum. Ağabeyime sende kaldığımı söylesem senin için sorun olur mu?"

"Yok, ne sorun olacak. Hatta şey yapalım. Eğer istersen güvenmesi için benim numaramı bile verebilirsin."

"Şimdilik kutuldun."

"Bakarız sonrasına. Şimdi git de ağabeyini ara."

"Öptüm çookkkk."

"Görüşürüzz."

Rehbere girip bu kez ağabeyimi aradım.

"Alo"

"Söyle iki gözümün çiçeği."

"Bu akşam Ece'lerde kalabilir miyim?"

"O niyeymiş?"

"Şimdi şöyle, kızlar toplanıyorlarmış. Ben de yeni geldim ya okula hani, kaynaşalım diye beni de davet ettiler."

"Bilemedim şimdi. Tanımıyoruz onları."

"Ya ağabey lütfen. İlk defa bir arkadaşımda kalacağım zaten."

"Habersiz bırakma ama tamam mı?"

"Asla. Birtanesin sen var ya. Kızlar bekliyor. Kaçtım ben. Öptüm çok." dedim ve kapattım.

"Senden korkulur vallahi. İki dakikada nasıl senaryo kurdun."

"Arayıp doğruları da söyleyebilirim. Ama bu senin ölüm fermanını imzalamak olur."

"Neden?"

"Bir düşün istersen." Salak bu çocuk. Bulunduğumuz yer ve zamanı bir fark etse nedenini anlayacak da işte...

"Mantıklı."

"Zeki çocuk. Neyse ben uyuyacağım. Babay." dedim. Telefonumu cebime koyup kollarımı ve çantamı kendime yastık yaptıktan sonra kafamı koyup gözlerimi kapattım.

"İyi uykular Kızılcık."

"Sana da iyi uykular Kıvırcık."

•°○•°○•°○•°○

600 kelime

Ay selam selam selaamm

N'abersiniiz

Umarım beğenirsiniz

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyinizz

Öpüldünüzz