2 Aralık 2006
-sabah-Sabah duyduğum seslerle uyandım.
"Çok tatlı uyuyorlar" bu klausdu sanırım.
"Sussana klaus" bu da diego.
"Bi uyutmadınız!" Bu da five- s*ktr inşallah babam görmemiştir.
Gözlerimi açtığımda yanımda sarıldığımız ve uyuyan five'ı gördüm. Kafamı kaldırıp sağ tarafıma dönünce kardeşlerimi gördüm. Kardeşlerim..onlara ne ara bu kadar bağlandım bilmiyorum. Five'ın kollarından kurtulup yavaşça yattığım yerden doğruldum.
"İyi uyuyabildiniz mi bari?" Klaus diego'nun karnına dirseğini geçirmesiyle sustu ve bana döndüler. "Şuan ne demem gerekiyor bilmiyorum ama zaman çizelgesinin bozulmaması gerekiyordu ve bende bu yüzden size-" sözümü hızla bana yaklaşıp sarılan allisonla yarım bıraktım. Tanrım! Anlaşamadığım kardeşim bana sarılıyor. All'ın kulağıma fısıldamasıyla irkilsem de gülümsedim. "Çok özür dilerim kardeşim. Seninle gurur duyuyorum." Ardından diego, ben ve vanya ile de sarıldık. Aklıma yanımda yatan five geldi oraya döndüğümde bana gülümsedi.
Gözleri çok güzel diimi ha bi de gamzesi.
Tövbe bismillah bianda konuşma iç ses. Ayrıca gözlerinden bize ne! Benim gözlerim de güzel. Maviş gözlerim var.
(Kıskanma mia- yazar)
İç sesimle birkaç saniye bile sürmeyen konuşmamın ardından yataktan kalktım.
"Ben bayıldıktan sonra ne oldu? Yani umm tam olarak nasıl bayıldım?"
Bu soruyu beklemiyor gibiydiler.
"Niye sordun?"
Beklediğim soru beklemediğim kişiden geldi.
"Boşver klaus. Cevap yok mu?"
Hala yatakta oturan five konuştu.
"Vanya bayıldıktan sonra etrafınızdaki kalkanlar yok olmaya başladı. Kalkanlar yok olurken sizde yere iniyordunuz."
Five'a anladığımı belli ederek kafamı salladım. Eğer çok fazla güç kullandıysam -ki kullanmıştım- güçlerimi birkaç gün kullanamayabilirim.
"Aşkım kıyameti durduracak kadar güçlüsün ve kıyameti durdurdun! Hadi bunu kutlayalım!"
Evet ciddi klaus gitti yerine bizim klaus geldi.
"Sonra bebeğim şimdi babamızla konuşmam lazım."
Evet bizimkiler hâlâ klausla birbirimize 'aşkım, bebeğim, klausaşkım, alkollükekim, karamellikekim, miaaşkım vs' dememize alışamadı ve şuan bize onaylamaz bakışlar atıyorlar. En kötü bakanda five nedenini bilmiyorum ama klaus'u her an öldürebilirmiş gibi bakıyor...
"Ee şey babam nerde?"
"Odasındadır."
"Anladım. Onunla konuşmam gerek biriniz beni götürebilir mi?"
"Ben götürürüm. Siz mutfağa geçin daha kahvaltı yapmadık."
"Sağ ol lulu." Diyip luther'a sırıttım. Yeni lakap bulmuştum "lulu".
Bizimkilerden ayrıldık ve luther ile siyah kapılı bi odaya geldik.
"Gerisini ben hallederim lulu. Getirdiğin için teşekkürler dostum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POWER - The Umbrella Academy ☂️
Fanfictionᴀᴋᴀᴅᴇᴍɪʏᴇ ʏᴇɴɪ ʙɪʀɪsɪ ɢᴇʟᴅɪ. sᴇᴋɪᴢ ɴᴜᴍᴀʀᴀ. ᴏ ʜᴇʀ ᴢᴀᴍᴀɴ ᴅɪğᴇʀ ᴋᴀʀᴅᴇşʟᴇʀɪɴᴅᴇɴ ғᴀʀᴋʟı ᴏʟᴀᴄᴀᴋᴛı. ᴏ ᴋüçüᴋ ʙᴇᴅᴇɴɪɴᴅᴇ ᴏ ᴋᴀᴅᴀʀ ғᴀᴢʟᴀ ɢüç ᴠᴀʀ ᴋɪ...