Burnumu çekerken Aysel ablamın uzattığı elma dilimini aldım. Arkama yaslanıp elmayı ısırırken bir elimi karnımın üstüne koydum. Gözlerim göbeğime indiğinde gözyaşlarım tekrar yanaklarıma akmaya başlamıştı." Kız şimdi neye ağlıyon?
Elma dedin elma aldım. "
Anneme bakarken dudağımı büktüm. Levent abim yalnız hissedip sürekli ağladığım için herkesi buraya getirmişti. Annem beni görür görmez affederken Babamın çok önceden affettiğini ama Levent abim yerimi söylemediği için buraya gelemediğini öğrenmiştim. Emir'e göre abim onları üzmek istemişti.
Afferim Levent abime, ben olsam bende aynını yapardım!
Bir tane kızları vardı!
" Kerem'i istiyorum!
Seni değil! "
" Aa-aa-aa-aa!
Ettiği lafa bak.. "
Aysel ablam Gülten ablamın kolunu çimdirirken elmayı tabağa bırakıp karnıma sarıldım. Başımı arkaya yastığa yatırırken seslice ağlamaya başladım. Gülten ablam bile gelmişken Kerem'in bu tabloda yer alamaması zoruma gidiyordu. O beni en zor zamanımda elimden tutup yerden kaldırmıştı ve ben onu en zor zamanında bırakmıştım.
Her ne kadar benden sonra Levent abim akıllanıp onun peşine düşüp kendini affettirmiş olsa da, kendimi suçluyordum işte!
Benim yüzümden mahalleden gitmişti, ailesiyle arası açılmıştı. Levent abimin anlattığına göre en son zengin bir arkadaşı sayesinde kafe sahibi olmuştu ama onu görmeden iyi olduğuna ikna olamıyordum. O zengin arkadaş bir gelsin ona da iki çift lafım vardı!
Şeytandı, şeytan!
" Gözümün nuru, ağlama artık. Levent abi dedi ya, getireceğim dedi. Daha 10 dakika önce konuştunuz, sakin ol yalvarırım. "
Yanımda yatakta oturan Emir, elimi tuttuğunda başımı yastıktan kaldırıp ona baktım. Aylardır onunla aynı yerdeydik, denk gelmeseydim belki de hiç haberim olmayacaktı.