Misafir odasına girerken sigarayı içime çektim. Dumanı yutarken masadaki küllüğe bastırıp sinirle ellerimi ceplerime soktum. Kendimi çok zor tutuyordum. Levent, kapıyı kapatıp yaslandı. Saatlerdir bana bakıyordu." Senin derdin ne Levent? "
" Ne yapmışım? "
Sinirle kahkaha attım, ne yapmışım derken bile gözleri başka bakıyordu. Sanki seviyormuş gibi, sanki bana zehir değil şifa olduğuna inandırmak ister gibi. ışıl ışıl. Elimi masaya vurup gülmeyi kestim.
" Bana böyle bakma! "
" Nasıl bakıyormuşum? "
Bana doğru iki adım attığında korkuyla geri çekildim, elimi kaldırıp onu durdurdum. Tir tir titriyordum. Aysel, bana iyilik yapmamıştı. Bunca zaman ondan uzak durmak ne kadar zordu kimse anlamıyordu. Kokusunu alınca nefesimi tutmak, aynı odada 5 dakikadan fazla kalamamak en zor olansa ona her baktığımda gözlerinin başkasında olduğunu görüp kahrolmak..
Onu sevmemeye çalışmak ne kadar zordu kimse anlamıyordu, kimse görmüyordu hâlimi. Sarhoş olmadan gözüme uyku girmediğini kimse bilmiyordu, sigaraların çiğerlerimi rezil bir hâle getirdiğini bilmiyordu. Gözlerinin önünde bir gün daha çıkarmak için çırpınıyordum, bakıyorlardı ama kimse görmüyordu.
" Yaklaşma, sakın. Sakın bana yaklaşma! "
Tekrar olmaz.
Hayır, tekrar olmaz!
" Kerem ben- "
" KAPAT ÇENENI! "
Elimi masaya vurduğumda bardaklar devrildi. Yere kaydı bir tanesi, tam önüme düşüp parçalara ayrıldı. Yutkunup titreyen elimi yumruk yapıp indirdim. Konuşmama izin vermemişti, konuşsa ne olurdu?
Onu sevmeme izin vermemişti şimdi bana gelse ne olurdu?
Ben ben değildim ki artık.
" Aysel dimi?
Dayanamadı anlattı. "
Sessiz kalmasıyla sinirlerim iyice bozulurken gözlerimi yumup derin nefesler almaya çalıştım. O gece Aysel bizi konuşurken duymuştu, camda olduğunu görmeyerek iyi halt yemiştim ama zaten o gece gözüm hiç bir şeyi görmemişti. Kafamda dönüp duran anılarla, her bitirdiğim şişe biraz daha acıtmıştı kalbimi.