" Gözlerime baksana bi. Kalp şeklini aldılar galiba. "Levent'in kolunu tutup durdurdum. Bana baktığında gözleri direkt açık önüme kaydı, eğilip çeketimin fermuarını çekerken etrafa hayran hayran bakmaya başladım. Rüya gibiydi. Resmen Prag'taydık!
" Rüyada mıyım ya? "
Binalarda göz gezdirirken gözlerim astrolojik saate takıldı. Ölümü temsil eden iskelette fazla oyalandığımda Levent karşıma geçip elini alınıma koydu. Şapşal bir şekilde gülerek elini tutup belime indirdim ve ona sarıldım.
" Ateşin inmiyor Kerem, hotele gidelim yeter bu kadar gezmek. "
Başımı göğüsüne gömüp iki yana sallarken ceketine tutundum. Donuyordum, dişlerim bir birine çarpıyordu ama mühim değildi.
" Hayır. iyiyim ben. "
" Titriyorsun. "
" Sevgilime sarıldığım için. "
Seslice ard arda 3 kere oflayıp elimi tuttu, diğer elini ceneme indirip başımı kaldırdığında içim titremeye başladı. Lanet titreme gittikçe şidettleniyordu, küçükken de böyleydi. Ne zaman tatile gidecek olsak ben hep hasta olurdum!
" Sevgilinin sabrı kalmadı, kusmamaya çalış. "
" Ha? "
Bir anda eğilip beni omzuna alırken ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı, ağzımı iki elimle kapatıp bakışları bize dönen insanlara bakarken yutkundum. Meydanın ortasında böyle yapması fazlaca dikkat çekse de neyse ki kimse gelip bir şey dememişti.
" Ya ben gezmek istiyorum! "
" Bende iyileşmeni istiyorum ve benim istediğim olmadan istediğini yapmana izin vermiyorum. Sus. "
Popoma vurduğunda inleyip elimi popoma götürdüm. Sırtına diğer elimi koyup zar zor dik dururken sinirle kaşlarımı çattım. Abartılacak bir şeyim yoktu!
" iyiy-Levent!
Dur! "
Sesim fazla yüksek çıktığı için durduğunda sırtına vurdum hızlı hızlı. Bir elim ağzıma giderken midemde ne var ne yoksa atacak gibi hissettim. Beni yere indirdiğinde dengemi kaybettim, elleri panikle beni tutarken gözlerimi yumup koluna tutundum.