Aradan bir hafta geçti. Artık en azından yataktan kalkabiliyorum, ve Duygu'yu felaket özledim.. okulu bile özledim sanırım.. evde vakit geçmiyormuş bunu çok iyi anlamış oldum. Abime gelince; son zamanlarda çok tuhaf davranıyor. Sürekli gizli kapaklı işler falan(!) Ne oldu diyorum yok bir şey diyerek geçiştiriyor. Ama öğrenmem gerekli. Telefonum çaldığında bıkkınlıkla uzanıp elime aldım. Ne susmaz telefonum,ne dertli başım varmış benim yahu! Arayan annem. Hayret başımıza taşlar yağacak.
'Efendim anne'
'Kızım, neden bana haber vermedin? İyi misin yavrum? İyilestin mi?' Motor takmış gibi konuşan annemi
'Anneee. Sakin olur musun lütfen.'diyerek susturup konuşmama devam ettim.
'İyiyim merak etme.' Soğuk bir sesle konuşmuş olmam ilgisini çekerken
'Peki başka bir sorun olmadığına emin misin kızım? 'Demesiyle hafif bir kahkaha attım.
'Anne söyler misin kimin umurunda? Bunca gün geçti neredeydin? Hattâ onu geçtim en son kaç hafta önce beni aradın, özledin söyler misin?' Sözlerim onu yaralayacak nitelikteydi ama bunu umursamayacak kadar öfkeliyim.
'Helin anneciğim bir dinler misin beni lütfen?' Sesinin yalvarır gibi çıkmasına aldırış etmeden
'Hayır anne dinlemek istemiyorum, ben iyiyim tamam mı sen beni merak etme!' Diyerek telefonu kapattım.
Allahım bari annem babam normal olsaydı ya!
Tüm bunlar dışında 1 haftadır Yiğit Burak ve Cem'in sesini duymamak resmen huzur verdi. Sadece Duygu ile konuştum bu süre içinde. Artık bir an önce ayaklanıp okula gitmek istiyorum çünkü çok sıkıldım ama zaten okulun kapanmasına 2 hafta kaldı. Duygu ile hemen iyileşip tatil planları yapmaya başlamalıyız. Belki kendimize birer tane yaz aşkı falan buluruz oh mis. Tekrar telefonum çalmaya başladı. Ne kadar çok sevenim varmış da haberim yokmuş ya. Ekrana baktığımda abim yazması gülümsememe neden olurken vakit kaybetmeden telefonu açtım.
'Naber güzellik. Bu gün nasılsın?' Abimin o yumuşak sesi içimi mutlulukla doldurdu resmen.
'İyiyim abicim,sadece sıkılıyorum başka bir sorunum yok.' dediğimde ufak bir kahkaha attı
'O zaman hazırlan bakalım bu aksam sana bir süprizim var.' Bunu duymak beni heyecanlandırırken akşama kadar nasıl beklerim diye düşündüm.
'Yaa nereye nereye? Ne sürprizi? Hadi söyle lütfeeen..' en sevimli sesimi kullanmaya özen göstererek konuşmuş olmam abimi iyice keyiflendirdi.
'Süpriz dedim işte, 8de seni almaya geleceğim, dikkatli ol.' dedikten sonra telefonu kapattı. Saatin 4 olduğunu görünce yaralarım ve hareketlerimin yavaşlığını hesaba katarak kalkıp hazırlanmaya karar verdim. Önce dikkatli bir şekilde duş aldım ve bu gerçekten çok zor oluyor. Duş alma işim bir saat kadar sürdüğü için hazırlanma kararımdan dolayı kendimi tebrik ettim. Dolabın önüne geçip ne giysem diye düşünmeye başladım. Günlerdir insan yüzü görmüyorum ve güzel olmak istiyorum. Üzerinde London yazılı olan göbeği açık beyaz bir t-shirt ve altına dar yırtık siyah pantolonumu giymeye karar verdim. Saçlarımı da duzleştirmek geldi içimden. Bu işlemlerde 1 saatimi aldığında geriye 2 Saatim kaldı ve bu sürede makyajımı yapıp abimi beklemekle geçecek. Hafif bir göz makyajı da yaptıktan sonra hazırım. Aynada kendimi uzun uzun inceledikten sonra gerçekten güzel görünüyor olmam keyfimi yerine getirdi. Telefonumun çalmasıyla aynaya bakmayı bırakıp yavaş adımlarla masada duran telefonuma ilerledim. Arayan yine abimdi.
'Eğer işin bittiyse ben hazırım hadi gel al beni'. Diye açtım telefonu.
'Hayır henüz değil Helin sen şimdi Gülnur'a seslen ve gelip tüm kıyafetlerini toplamasını söyle. Onun dışında tüm gerekli özel eşyalarını da yanına almayı unutma.' Bunları duymak beni şaşırtırken bir yandan sebebini anlamaya çalışıyorum.
'Neden peki? Nereye gidiyoruz abi?'
'Soru sorma Helincim hadi dediklerimi yap bir an önce, öptüm.' diyerek telefonu kapattı.
Afallamış bir halde telefona bakıp kaldım ve sebebini bilmesem de abimin dediklerini bir bir yapmaya başladım.
---------------------------------------------------
Tüm eşyalarım valizlere konulduğunda bende kendime küçük bir el çantası yaptım ve diger özel eşyalarımı içine koydum. Saat nihayet 8 olduğunda abimin gelmesine az kaldı diyerek bahçeye çıktım ve korumalardan birine 'odamdaki valizleri indirebilir misiniz?' Dedim. Mavi gözlü iri adam 'tabi Helin hanım hemen hallederim.' diyerek yanımdan ayrıldı ve eve girdi. Çok geçmeden bir adam arabasıyla kapıya yanaştı ve aynı anda valizlerimde getirildi. Abimin gelmesi gerekiyordu neden başkasını gönderdi ki? Eşyalarım arabaya yüklenirken bende abimi aradım. 'Hani sen almaya gelecektin abi?' Dediğimde 'hemen sitem etme ufaklık, şimdi seni bir eve götürecekler 3.kata çık tamam mı?' Abimin sözlerine anlam vermesem de kabul edip arabaya bindim.
Yaklaşık 25 dakika sonra adam arabayı durdurdu ve 'geldik Helin hanım.' dedi. Adamı beklemeden kendi kapımı kendim açıp indim ve apartmana girdim. Neyseki asansör varmış diye sevinerek bindim ve korumanın eşyalarımı getirmesiyle düğmeye basıp 3. Kata çıktım. Kapının üzerinde bir not vardı "Helin ve Kıvanç" bu beni şaşırtırken kapıda bırakılmış olan anahtarı gördüm. Bu büyük ihtimalle zile basma kendin gir demekti. Anahtarı çevirip içeriye girdim ve koridordaki balonları incelerken salona ulaştım. Abim geniş koltuğa oturmuş elimde büyük bir kağıt tutuyordu. "Yeni evine hoş geldin birtanem" yazan bir kağıt. 'Abi?' Sesim meraklı, heyecanlı ve bir o kadarda şaşkın çıkmıştı. Abim gülerek elindeki kağıtla birlikte bana dogru yürümeye başladı. 'Evet okuduğun şey doğru, burası yeni evimiz.' diyerek bana sarıldı. Ne demek yeni evimiz? Diğer evimize bir şey olmadı ki? 'Anlamadım şimdi biz burada mı yaşayacağız?' Diye sorduğumda 'Evet hoşuna gitmedi mi? Karışan yok, her gün babamın sesini duymak yok, hem kapıda ki korumalardan kaçma derdinde olmaz.' derken göz kırptı. 'Ben...ben inanamıyorum abi. Tabiki çok güzel, çok beğendim, ayrıca beni yanına almana da çok sevindim ama neden böyle bir şey yapıyoruz? Babam izin verdi mi?' Sorum karşısında yüzü biraz asıldı ama belli etmemeye çalışarak cevapladı. 'Sorun zaten babam Helin. Artık onunla kalamayız bu yüzden bu evi aldım. Artık babamın imkanlarından yararlanmak yok. Sadece ikimiz varız kardeşim.' diyerek eğildi ve alnımdan öptü. Bu ev sanki içimi ısıtmıştı. Abimle tek başımıza yaşama düşüncesi de içimi kıpır kıpır etmeye yetti. 'Teşekkür ederim abi.' diyebildim içimdeki sevinç çığlıklarını bastırmak isteyen bir tonda. 'Anlaşılan tahmin ettiğimden daha çok sevindin hı? Doğru mu?' Umutla bakan gözlere kim doğru değil diyebilirdi ki? 'Tabiki de sevindimmm.' diyerek salondan çıkıp diğer odalara ilerledim. Abim meraklı bakışlarıma gülerken kendi odam olduğunu tahmin ettiğim odaya girdim. 'Sanırım burası benim?' Diyerek abime döndüğümde 'doğru tahmin' dedi ve elini cebine atıp rulo yaptığı kağıdı çıkardı. 'Bir mimar, kardeşinin zevklerini iyi bilmeli ve ona göre düzenleme yapmalı değil mi?' Diyerek kağıdı bana uzattı. Bu abimin diplomasıydı. Gecikmelide olsa sonunda mezun olmuştu demek. 'Çok sevindiiiim canım abim benim. Yakışıklı mimar Kıvanç Kahya yine hünerlerini ortaya koydu şok şok şok.' diyerek sıkıca abime sarıldım ve 'tebrik ederim' Diye fısıldadım. Gülerek benden ayrıldı ve 'hadi ben kurt gibi açım yemek yiyelim artık.' diyerek elimden tutup beni mutfağa doğru çekeledi. 'Bir de yemek yaptım de düşüp bayılayım şurda.' Diye abime takılırken 'yaptım tabi ne olmuş?' Demesiyle ve yüzündeki ciddi ifadeyle gerçekten yemek yaptığına inandım. 'Sen ciddisin.' 'Helin artık yanımızda bir Gülnur yok bu yüzden evet ciddiyim.' diye açıklama yaparak dolaptan iki tabak çıkardı ve yemekleri koymaya başladı. Dur bakayım ne yapmış o öyle? 'Bezelye mi yaptın Oha? Söyle sen kimsin ve abime ne yaptın?' Diye tepki vermemle abim gülerek 'çok konuşmada masayı kur hadi' dedi. 'Ohoo hem sürpriz yapıyor hem hiç bir şey hazır değil. Eksik iş Kıvanç bey eksik iş!' gülmemeye çalışarak bu şekilde söylenirken abim çoktan kahkaha atmaya başlamıştı.
Güzel bir sohbet eşliğinde yemeklerimizi yedikten sonra mutfağı toparlayıp bulaşıkları makineye yerleştirip salona geçtik. Koltuğa yayılan abimin dizine yattım. Bu küçüklüğümden beri en sevdiğim şeydir. 'Şimdi seni bir güzel gıdıklamak vardı ama sen yaralarına dua et.' demesiyle ilk kez yaralarım için sevindim sanırım...
'Artık bir şeylerin keyfimizi kaçırmasını istemiyorum abi. Lütfen her şey yolunda gitsin artık.' dediğimde abim saçlarımı okşayarak Kimsenin huzurumuzu bozmasına izin vermeyeceğim Helin. Bana güven.' dedi. Bu ses tonu ve böyle sevgi ile bakan gözlere kim güvenmezdi ki. İyiki bir abim var. Şu hayatta güzel giden tek şey abimle olan ilişkimiz...}
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIM
Teen FictionSerinin ilk kitabıdır. Tüm bölümler düzenlenmiştir. Siyahın içindeki beyaz yok bu hikayede. Beyaz kız, siyah oğlanın aydınlığı olur diye bir şey yok. Benim hikayemde; çevresindeki tüm siyaha rağmen, -siyaha itilmesine rağmen- kendi renklerine tutunm...