Fotoğrafta Cem, Helin, Kıvanç ve Yiğit'in yaralı hali..
Cem'in gözünden:
Hayatımda ilk defa bir kız için böyle islere kalkıştım. Aslında babamın bizi fark etmemesini sağlamak elimde olan bir durum ama Yiğit bunu bilmiyor. İstesem bir çırpıda o kemaraları yarım saatliğine devre dışı bıraktırabilirdim. Hacker arkadaşlar sağolsun. Ama eğer babamdan intikam alma vakti gelmişse bunu Helin için babamın gözüne soka soka yapmalıydık. Yiğit görüntüleri izledikten sonra benden biraz daha nefret etti bunu sesinin soğukluğundan anlamak elbette mümkün ama sonuçta kendimi affettirmenin yolunu buldum öyle değil mi?
---------------------------------------------------------
Sabah telefonumun çalması ve kapımın aynı anda açılması yüzünden uyanacağımı hiç tahmin etmedim. İçeriye giren Yiğitti ve arayan da babam. Önce Yiğit ile bakıştık sonra telefonu açıp hoparlöre aldım.
'Ulan be bok yediniz siz piç kuruları?' Sabah sabah ne hoş laflar bunlar canım babam ya !!
'Yine çok neşelisin babacım günaydınlar!' dememle Yiğit dalga geçtiğimi anlayarak hafifçe sırıttı. Babam ise daha da küplere bindi.
'Bir de dalga mı geçiyorsun hayvan herif! Siz ne cüretle benim önemli belgelerimi yok edersiniz?' Sesi telefonun ses sistemini çökertir düzeyde çıkmasaydı iyiydi ama neyse artık.
'Senin önemli belgelerin değil bir kızın hayatı o görüntüler!' Diyen Yiğit'e ağzım açık bakıp kaldım. Helal lan sana Yiğit!
'Doğru duydun sayın Melih Koç. Artık Helin ile uğraşmayı bırak.' Dediğimde daha çok sinirleneceğini elbette biliyordum.
'Yarım saat içinde holdingte olmazsanız sizi doğduğunuza pişman ederim anlaşıldı mı?' Ve bilindik ses -Dıt Dıt Dıt -
Keşke bu adamın oğlu olmasaymışım, keşke ben kazanmasaymışım lan! keşke annemin başı falan ağrısaymış o gece de ben doğmasaymışım. 'Pişman etme konusunda hiç bir yanılgı payı yok yalnız.' diyerek gülen Yiğit sadece dalga geçiyordu bu işi yaptığı için onun da benim gibi hiç pişman olmadığını hatta babamı sinir ederek amacına ulaşmış bir halde olduğunu gözlerinden anlamak mümkün. 'Esas o pişman olsun oğlum insan onu iki yedek mi yapar?' Dediğimde 'Sahiden biz onun sadece iki yedek olduğunu nereden biliyoruz?' Diye sorduğunda genelde akıllı olanın o olduğunu düşünsemde bu defa yer değiştirmişiz diye geçirdim içimden. 'Ne oldu oğlum sana bi mallık gelmiş üzerine? Başka yedekler olsa bu kadar deliye döner miydi?' 'Belki çaktırmıyordur?' Dediğinde istemsizce güldüm. Hala babamı tanıyamamış. 'O kadar akıllı bir adam değil o Yiğit ince düşünmez.' dedim göz kırpıp yataktan kalkarken. Yiğit te odasına döndü.
İkimizde hazırlanıp arabaya bindiğimizde babamla konuşalı çoktan yarım saat olmuştu. 'Adamın sinirine sinir katıyoruz.' dediğimde Yiğit gülerek 'Ne güzel işte.' Dedi sonra devam etti. 'Yavaş sür yavaş, sahil havası mı alsak acaba biraz.' Diyince gülerek gaza bastım. Şuan ikimizde zaferimizin tadını çıkarıyoruz..Melih Bey'in gözünden:
Piçler.! Nasıl yaparlar lan bana bunu. Oğullarım dedim güvendim. kıçı kırık bir kız uğruna ağzıma etmişler resmen bir gecede. Ve ben yarım saat dedim tam 53 dakika oldu hala yoklar. Gelsinlerde analarından emdikleri sütü burunlarından getireyim!
Yaklaşık 10 dakika sonra kapı çaldı ve sinirli bir sesle "gel" dedim. İçeriye sevgili oğullarım girdi. 'Gelin bakalım. Eceleniz olmamam için bir sebep bulun bir de gelmişken.' dediğimde ben karşımda ezilip büzülmelerini beklerken onlar suratlarına yumruk atılası gülümsemelerini yerleştirip karşımda daha da dik durmaya başladılar. Kimseden korkmamaları gerektiğini ben öğrettim onlara ama benden korkmayın demedim ki! 'Herhangi bir sebebe gerek yok baba biz nasıl olsa işini bozduk artık istediğini yapabilirsin.' Diyen Cem'e istemeden tek kaşımı kaldırıp bakmaya başladım. 'Gerekirse yine tecavüz ettiririm sana o kıza.' dediğimde Yiğit'in yumruklarını sıkması gözümden kaçmadı. 'Bir daha o kelimeyi ağzına alma!' Derken gözleri de en az yumrukları kadar sinir doluydu. 'Hangi kelime tecavüz mü?' Özellikle üzerine basarak söylediğimde Cem sus der gibi gözlerime bakarken Yiğit yüksek sesle konuşmaya başladı. 'Bir daha söylersen ağzını kırarım baba sus!' Demesiyle cinlerim tepeme çıkarken hızla Yiğit'in üzerine atladım ve sıkı bir yumruk geçirdim. Dudağı patladı ve o hiç umursamayarak haince yüzüme bakmaya devam etti. 'Yapabildiğinin en iyisi bu mu baba?' Derken baba kelimesini vurgulaması daha çok "sen benim babam değilsin" der gibiydi. Oysaki bunun yapabileceğimin yarısı bile olmadığını çok iyi biliyor. Cem, Yiğit'e sakin olmasını ister gibi bakışlar atıyordu. 'Sana diyorum hadi? Daha iyisini yapsana. İnsan olamadın bari kız gibi kavga etme!' Demesiyle gözlerim döndü resmen! 'Ulan sen kimsin babana böyle konuşuyorsun!' diyerek yakasından tutup duvara yapıştırdım. Ama o hala sırıtmaya devam ediyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIM
Genç KurguSerinin ilk kitabıdır. Tüm bölümler düzenlenmiştir. Siyahın içindeki beyaz yok bu hikayede. Beyaz kız, siyah oğlanın aydınlığı olur diye bir şey yok. Benim hikayemde; çevresindeki tüm siyaha rağmen, -siyaha itilmesine rağmen- kendi renklerine tutunm...