|10|

433 41 68
                                    

Üç büyücü caddede muggleların arasından yürüyordu. İçlerinden biri "herkesin anasını satim" diğeri "lan kitabı da alamadık ya, araştırma yarım kaldı" diğeriyse "iki Snape arasında kaldım bunlar beni çiğ çiğ yerler" modunyaydı.

Dumbledore'un o sabah kaosa adım atışının ardından onlara Karanlık Lord ile ilgili bilgi almaları için İngiltere'deki bir müzeye göndermişti. Bu işe en çok sevinen Morana'ydı tabii...

Müzeye gitmelerinin sebebi oranın müdürünün bir zamanlar Karanlık Lord'u tanıma şansı bulan ve aydınlık tarafta olan yegane kişilerdendi.

Müze girişine geldiklerinde Snape kendisi ve Harry için ücret öderken, Morana arkeolog kartını göstererek hem beleşe geçmiş hem de bir saygınlık kazanmış olmuştu.

Girişte dört beş tane; kafası, kolu veya bacağı eksik heykel vardı. Morana hemencicik birine ışınlanarak eliyle kıyafetini gösterdi;

"Bakın, kıyafeti oldukça sade, çarşaf gibi. Sanki çatşafı öylece vücuduna ve başına dolayıvermiş gibi... İşte bu sadeliğin sebebi onun bir din kadını olması."

Diğer bir heykele geçti, yine bir kadın heykeliydi bu.

Diğer bir heykele geçti, yine bir kadın heykeliydi bu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu İsis Persephone... Asıl adı Kore veya Persephone olan tanrıçanın bu heykeli Mısır ve Yunan uygarlığının iç içe geçtiği sıralarda inşaa edilen bir tapınakta bulundu ve bu da Mısır'da bir tanrıça olan İsis ile birleştirildiğini gösterir. Elinde tuttuğu şey Mısır'a özgü bir müzik aleti olan sistrum; bu müzik aleti tanrıça İsis'le ilişkilendirilirdi. Yanına düşen serbest elinde muhtemelen Persephone'nin sembolü, çiçekler vardı... Ve kafasındaki taç, tanrıça İsis'e özgüdür;  yılan, güneş ve aydan oluşan bir disktir. Gelelim-"

"Morana, çocuğun zaten iki gram beyni var bir de bunlarla doldurma istersen. Ayrıca buraya heykel gezmeye gelmedik." Snape'in bıkkın sesi Morana'nın tüm hevesinin dağılmasına vesile oldu.

Yanlış anlamayın; Snape 'napak, daş işte' diye düşünen bir insan değildi fakat şuan önceliği işiydi.

Morana kollarını kavuşturup Snape'e kötü bir bakış attıktan sonra burnunu dikti ve doğruca müze müdürünün odasına geçtiler.

Kapıyı tıklatıp içeri girdiklerinde içeride Dumbledore gibi saçı sakalın girmiş bir adam bilgisayarda hızlı hızlı bir şeyler yazıyordu.

"Morana hoş geldin!" adam babacan bir tavırla kadının elini sıktı.

Snape'e döndüğünde biraz daha resmiydi, "Bay Snape, inanın bana sizinle tanışma fırsatı bulabildiğim için oldukça heyecanlıyım. Yayınladığınız makaleler çok ilgimi çekti. Özelliklekle mugglelar gibi yapay organ üretmeye yönelik araştırmalarınız insanın düşünce boyutunu genişletiyor."

Snape selam verir gibi başını eğip "Teşekkürler" demekle yetindi.

Adam Harry'e elini uzattı "Merhaba beyefendi, sizinle tanışmak da ayrı bir mutluluk." dedi.

𝐎𝐧𝐜𝐞 𝐔𝐩𝐨𝐧 𝐀 𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐈𝐧 𝐒𝐩𝐢𝐧𝐧𝐞𝐫'𝐬 𝐄𝐧𝐝...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin