Şiddetli bir depremle uyanan Harry, mahmur mahmur bakınırken beyni yatağının yanında dikilen Snape'i algılamayı başardı. Gözlüğünü düzeltip aynı zamanda ağzındaki kurumuş salya kalıntılarını silmeye çalışarak kendini oturma poz çekti.
Adamın dudakları haklı çıkmanın verdiği gazla kendini beğenmiş bir şekilde hafif yukarı kalkmıştı.
"İyi akşamlar Bay Potter nasıl uyudunuz?"
Sesi misafirinin rahatını önemseyen bir ev sahibine benziyordu ama sahtelik damla damla varlığını bildiriyordu.
Harry cevap vermemeyi seçti, onun yerine vücudunun sinyallerini kontrol etti; uyuyup susuz kaldığından boğazı ağrıyordu ve çok sıcak hissediyordu.
Snape arkasını dönüp sanki odayı daha önce hiç görmemiş gibi incelerken bozuntuya vermeden kendi sorusunu kendi cevapladı "Bence gayet iyi uyudunuz, şahsen coşkulu horultunuzu aşağı kattan ,oturma odasından, rahatça duyabiliyordum."
Ve burnu tıkalıydı, evet.... Harika(!)
Snape alaycılığı bir kenara bırakıp ona döndü "Aç mısın?"
Aç mıydı? Evet açtı ama bir şey yiyemeyecek kadar bitkindi ve midesi yeni bir emre kadar yemek yemeyi yasaklamıştı.
"Bilmiyorum... Belki sonra-"
Snape, gencin hastakıktan bozuk gelen sesine kaşlarını çattı "Biraz çorba belki?"
Harry sadece omuz silkti. Neyse ki Snape omuz silkmenin kabalığı hakkında yorum yapmadan odadan çıkmıştı.
Snape'in bir sonraki gelişinde -ki sadece 15 dakika- Harry tekrar uyumuş olmalıydı çünkü beyni gene saçma sapan bir sisin içinde bale yapıyordu.
Snape üzerinde çorba bir iki parça ekmek ve bir bardak su bulunan tepsiyi asasıyla komodinin üzerine koydu. Harry'e oturmasını işaret ederek yaklaştı. Elindeki muggle termometresini ağzına koyuverince Harry ne olduğunu anlamadığından hemen ağzındakini çıkardı.
"Potter! Ateşin düşündüğümden daha mı fazla yoksa termometrenin kullanım amacını mı bilmiyorsun."
Yanakları kızarırken yanıt vermekten geri durmadı "Tabii biliyorum! Aniden ağzıma-"
Ancak Snape ironik bir şekilde tekrardan ağzına tıkıvermişti termometreyi.
Bu Harry'i vazgeçirmeyecekti.
"Ama neden muggle-"
"Potter, sus!"
"Ne kadar böyle durac-"
Snape günlük sabır dozunu yeterince aşmıştı "Eğer sussaydın şuana kadar işimiz çoktan biterdi."
Bu sefer uslu bir çocuk olup ağzında termometre yatağında oturup bekledi. Konuşamadığı için 'Ne zaman bitecek?' sorusunu adamın gözlerine derin derin bakarak soruyordu. Aldığı cevap hiç değişmiyordu tabii, yeşil gözlerinin içine boş bomboş azıcık da bıkkın bakan gözler...
En sonunda zahmetli işten kurtuldu ve Snape incelemek için termometreyi burun hizasına kaldırdı. Gördüğü sonuç pek iyi değildi ki kaşları çatılmış ve dudakları sıkıca birbirine bastırılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐎𝐧𝐜𝐞 𝐔𝐩𝐨𝐧 𝐀 𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐈𝐧 𝐒𝐩𝐢𝐧𝐧𝐞𝐫'𝐬 𝐄𝐧𝐝...
Fanfiction-𝐒𝐞𝐯𝐞𝐫𝐢𝐭𝐮𝐬- Ceketine daha sıkı sarıldı çocuk. Yaşlı büyücünün burada beklemesini, birinin onu bu sokaktan alacağını söylemesinden yaklaşık bir saat geçmişti. Yaz yağmuru başlamış, İngiltere'nin serin havası caddeleri, ağaçları, evleri okşuy...