Hastane tıklım tıklım doluydu. Büyük ve nitelikli bir hastane olduğundan şifa bulma umudundaki insanların koşuşturması sesleri koridorda yankılanıyordu.
Muggle kıyafetleri içindeki büyücü kaşları çatık ve zihnen meşgul şekilde hızlı hızlı danışman masasına yürüdü. İstemsiz olarak sınıftaki öğrencileri yerlerine sinmeleri için kullandığı taktiği uyguladı, ellerini masaya koyarak danışmana doğru eğildi. Beden dilinin aksine sesi özellikle de tavırları tehditkar değil aceleci ve heyecanını bastırmaya çalışan bir çocuk gibi geliyordu.
Danışman muggle kimlik kartını, hasta bilgilerini, doktor ismini aldıktan sonra masasındaki telefonla doktorun sekreterine bağlandı. Kısa bir laf alışverişinden sonra danışman telefonu ahizeye geri koydu. Eliyle merdivenleri işaret ederek doktorun odasını tarif etti.
Severus hızlı ama kontrollü adımlarla merdivenleri tırmanmaya başlarken dışarıdaki ıhlamur ağacının güzel kokuları açık pencereden içeri doluştu.
Beş katı sorunsuz çıktıktan sonra Hogwarts'taki merdivenlere ilk kez minnettar oldu. Neredeyse uçsuz bucaksız koridoru gözünü tek bir noktaya odaklayarak adımlarken yanından geçen insancıklar, onun öfkeli fırtınasına maruz kalıyordu.
Koridorun sonunda üç ayarımlı bir yola vardığında hiç duraklamadan sağdan devam etti, burası nispeten biraz daha tenhaydı. Bu koridorun da sonuna vardığında önüne iki kanatlı bir kapı çıktı. Kapının tekini itip içeri girerken kalbi biraz hızlandı ama sonra monoton haline geri döndü.
Kapının açıldığını duyan sekreter bir şeyler karaladığı kağıttan başını kaldırdı, yüzüne samimi bir gülmseme kondurdu.
"Merhaba efendim, size nasıl yardımcı olabilirim?"
"Tobias John Snape için buradayım." kahretsin ki öyleyim değil mi!
Sekreter, selamlamak için kalktığı sandalyesine geri oturdu. Parmakları bilgisayarın tuşlarında hızlı hızlı gezindikten sonra başını çevirmeden soruları ateşledi, "Hastayla aranızdaki bağ nedir?"
Saniyelik bir tereddütten sonra isteksiz ve sitem dolu bir ses "Kendisi babam olur." dedi.
Sekreter şöyle bir başını kaldırıp bir Severus'a bir de bilgisayar ekranına baktı birkaç kez. Snape'in iç sesi duramadı yine 'Benziyor muyuz bari?'
Neyse ki kadın daha fazla uzatmadı da devam etti, "Hastanemize başvurma zamanı?"
"1989, Alkol ve Madde Bağımlılığından Kurtulma Projesi'yle kaydoldu." sekreter sormaya fırsat bulamadan tarihin dışındaki bilgileri sıralayıverdi düz sesiyle.
Ayyaş adam zamanında gene dört ayak üstüne düşmüştü. Proje kapsamında bu kadar lüks bir hastanede ücretsiz tedavi hizmeti alabilmişti. Tabii piç, kafasına göre randevularını atladığı için altı yıl boyunca böyle sefilce sürünmüş durmuştu.
Sekreter kendisi hakkında bazı bilgileri aldıktan sonra sempatik bir gülümsemeyle kendince güzel bir şeyler söyledi "Babanız bir sosyolog siz ise bir kimyagersiniz. İkiniz de çok güzel dallar benimsemişsiniz."
Cevap yok.
Sekreter takmadı buna, telefonu alıp doktorla bir iki laf ettikten sonra tekrar ayağa kalktı, o meşhur kapının önünde durdu.
Prof. Dr. Will Smith
Kapıda aynen böyle yazıyordu, insanın okudukça sağlığıma kavuşacağım, hayatım daha güzel olacak hissine kapıldığı türden.
Sonunda sekreter kapıyı açtı... Önlüklü, kırklarının ortalarında olan doktor masasında oturmuş karşısındaki sandalyede oturan diğer adama gülümsüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐎𝐧𝐜𝐞 𝐔𝐩𝐨𝐧 𝐀 𝐓𝐢𝐦𝐞 𝐈𝐧 𝐒𝐩𝐢𝐧𝐧𝐞𝐫'𝐬 𝐄𝐧𝐝...
Fanfiction-𝐒𝐞𝐯𝐞𝐫𝐢𝐭𝐮𝐬- Ceketine daha sıkı sarıldı çocuk. Yaşlı büyücünün burada beklemesini, birinin onu bu sokaktan alacağını söylemesinden yaklaşık bir saat geçmişti. Yaz yağmuru başlamış, İngiltere'nin serin havası caddeleri, ağaçları, evleri okşuy...