Atölyenin kapısını açtı, Nur'dan erken Büşra oraya gelmişti. "Bugün makyajını biraz farklı yapmışsın, yeni bir şey mi aldın?" diye sordu Büşra. "Yeni bir şey almadım, ama biraz değiştirdim. Bunun özel bir sebebi yok" diye yanıt verdi ve kendi koltuğuna oturdu, sonra işe başladı. Öğleyi biraz geçtiğinde zil çaldı, kim geldi diye koltuktan kalktı ve kapıya gidip açtı. Nur'un önünde Umut vardı, dünküyle hemen hemen aynı kıyafetlerleydi. Başka kıyafeti yok mu? Bu Nur'un aklına gelen birinci soruydu. "Büşra Hanım burada mı?" "Evet, burada" dedi ve Umut'a içeri girsin diye işaret etti. Tam öğle molası vermek üzereydiler. Sanki bunu bilmiş gibi atölyeye gelmişti Umut. Ama hiç öyle değildi, tesadüftü. Büşra'ya sormak istediği bir şeyler vardı. Büşra da onun geleceğini tahmin ediyordu, o yüzden şaşırmadı. Ama Umut'un sorusu bunun aksine tahmin ettiği şeyden farklı bir konuydu. Doktor Ahmed'e ait bir şey değil, bir bakıma Büşra'ya ait bir şeydi... "On beş yıl kadar önce kim ölmüştü?" diyen Umut'un sorusuna cevap vermek kolay değildi ve Büşra'yı telaşlandırdı. Uzun zaman asistanı olarak çalışan Nur'a da bu konudan bahsetmemişti. Saklamak istediğinden değil, söylemesine gerek yoktu. Fakat Nur da içinde bir yerlerde bir şey sezmiş olabilirdi.
"Arkadaşım ölmüştü... Bunun hakkında anlatacağım bir şey yok, birden gelip böyle bir şey sormamalısın bence" dedi Büşra, sorulmasını istemediği bir konuydu. "Aynen, özür dilerim. Sizi rahatsız ettim..." diyen Umut'un yanıtından ve yanındaki Nur'un yüzünden bunu düşündüğünden çok daha yüksek bir sesle söylediğini fark etti Büşra. Umut da birkaç tane daha soru soracaktı ama sormadan susup kaldı. "Makaleye yazmayacaksan biraz sana onun hakkında anlatabilirim, ama bu işine yaramayacaktır, değil mi?" dedi oldukça sakin bir sesle Büşra. "Anladım, yazmayacağım. Doktor Ahmed'le nasıl bir ilişkiniz olduğunu merak ediyorum" dedi Umut. Bu kez Nur "Doktor Ahmed kim?" diye sordu. Buna ve Umut'un sorusuna cevap vermeden önce onlara öğle yemeği yemeyi önerdi Büşra. Atölye sanki küçük bir ev gibiydi, mutfak da, bir küçük buzdolabı da vardı. Büşra ve Nur mutfağa gitti, Umut da orada bekledi. Beş dakika kadar geçtiğinde onlar geri Umut'un yanına dönüp geldi. Nur, Umut'un önüne sandviç ve çay koydu. "Afiyet olsun" dedi Büşra. Sandviç yerken hemen hemen hiç konuşmadan yediler, dışarıdan gelen kuşların sesini duyabildiler. Öğle yemeğini bitirince Nur ve Umut, Büşra'nın ağzını açmasını bekliyordu. Büşra da bunu seziyordu ve derin bir nefes alıp "Arkadaşım Ahmed'in eşi Sara hakkında anlatacağım" dedi. Uzun zamandan beri ilk defa söylediği bu ad, Büşra'ya birçok şey hatırlattı. Sadece onunla ilgili anıları değil, o zamanki kendini de Ahmed'i de. On beş yıl önce ölen kişi Umut'un tahmin ettiği gibi Ahmed'in eşiydi, kütüphanede tesadüfen eline aldığı makaleden böyle bir şey çıkacağını hiç düşünmemişti.
Aslında bir gün bununla yüzleşmek zorundaydı Büşra ve o zaman geldi, Umut'a anlatması kendi için de iyi olacak diye düşündü. Umut'a ne kadar anlatacağını düşündü. Anlatamam deyip ondan kaçmak kolaydı ama öyle yapmadı Büşra. Yanındaki Nur da çekmecenin en arkasındaki parfüm tarifini merak ediyordu. O tarifi okuyan Büşra'yla birkaç kez karşılaşmıştı. Duanın Bahçesi ismi verilecekti, neden o adı kabul etmediğini de anlatmıyordu. Nur'dan bir şey saklayarak beraber çalışmak iyi bir şey değildi. Onun içindeki şüpheyi çözme fırsatı da olacak diye düşündü Büşra. "İlk defa onun adını duydum, o saklanan tarifle ilgisi var mı?" diye sordu Nur, onun daha önceden bir şey sezdiğini biliyordu ama açıkça anlatmadan şimdiye kadar vakit geçmişti. Nur da Büşra'nın yüzüne bakınca bir şeyler tahmin ediyordu. Büşra, çayından içti ve ağzını ıslattıktan sonra "Sanırım, ben söylemeden önce de Sara'nın onun eşi olduğunu biliyordun, peki bunu nasıl öğrendin?" diye Umut'a sordu. Kütüphanede Büşra'ya ait bir makaleyi tesadüfen okuduğunu ve orada okuduğu ölmüş arkadaşının Doktor Ahmed'le ilgili bir insan olacağını düşündüğünü Büşra'ya söyledi. Fotoğraftaki küçük bir şişe, makale okurken aklına gelmişti. Büşra'nın yüzünden Sara'nın ne kadar önemli bir insan olduğunu anlayabildi Umut.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sara'nın Duası
Fiction HistoriqueDoktor Ahmed için Sara en sevdiği kadındı. En yakınında olmasına rağmen bilmediği şeyler vardı. Onlardan biri pencerenin yanında dua eden endamıydı. Ne için dua ediyordu? Sara'nın duasının anlamı neydi? Bunu merak eden sadece Doktor Ahmed değildi...