Papatyanın yanında

6 0 0
                                    

"Doktor Ahmed, neredeydiniz? Sizi aradım" diyerek masasına oturmak üzere olan Ahmed'in yanına geldi Doktor Emre. Cebinden kalemininin düştüğünü fark etmedi. Ahmed, kendi ayaklarına gelen kalemi eline aldı ve onun cebine geri koyarak "Bahçedeydim" dedi, Emre buna inanmadı. "İlk defa..." "Yalan söylemiyorum. Bu arada niçin bana geldin?" "Yarınki ameliyat hakkında konuşmaya karar vermiştik, değil mi? Ve o genç gazeteci de gelmiş, bahçeye gitmiş olabilir, onunla karşılaşmadınız mı?" Şimdi Umut'un Daliya'yla konuştuğunu tahmin etmek zor değildi. "Her neyse, kalp akciğer pompasıyla ilgilenen doktor ve anestezi doktoru nerede?" diye sorunca onların artık odada Ahmed'i beklediğini söyledi Emre ve masadan gereken dosyaları alınca Doktor Emre'yle onların beklediği odaya gitti Ahmed.

Kapıyı açınca konuşan doktorlar, asistanlar vardı, boş koltuğa Ahmed ve Emre oturdu. İşte böyle her zamanki gibi ameliyat toplantısına başladılar. Ameliyat planını, hastanın durumunu, birbirleriyle bilgilerini paylaştılar. Bu ameliyatın ne kadar zor olacağını anladılar. Ahmed için başka bir anlamda da bu ameliyat önemliydi. Toplantı bittiğinde Doktor Emre'yle biraz odada kaldı. "Yarın ne olacağı belli değil, sen de artık benimle birçok ameliyata girdin. Ama yarınki ameliyat senin için de özel bir ameliyat olabilir. Her zaman dediğim gibi tekrar tekrar kafanda simülasyon yap, tamam mı?" "Anlıyorum, bunun için hazırlandım" "Evet, inanıyorum sana" dedi ve Emre'nin omzuna elini koydu Ahmed.

Sadece hastalar değil, doktorlar da ameliyatta endişe hissedebilir ama bunu hiç göstermez. Doktorların elleri titreyebilirdi galiba. Ondan sonra Ahmed, lobiye gitti ve hemen Umut'u buldu. "Nasılsın? Barıştın mı onunla? Kavga etmemelisin, artık yetişkinsin" "Boş verin, önemli değil bu. Yarın onun ameliyatı var, değil mi?" "Önemli olmayan ameliyatım yok, ama demek istediğini anlıyorum. Daliya'nın ameliyatı var. Daliya'nın kim olduğunu da biliyorsun, değil mi?" Ahmed'in bu sözüne yanıt veremedi. "Biraz konuşabilir miyiz?" diye sordu Umut. "Bunun için geldin, değil mi? Önce telefon etmelisin, bugün biraz vaktim var, ama her zaman böyle değil" dedi Ahmed, Umut'un neyi ne kadar  bildiğini merak ediyordu.

Bu yüzden konuşmayı kabul etti. "İstersen yemek yiyelim, hastanede küçük bir yemekhane var" "O zaman oraya gidelim" dedi ve onu takip etti Umut. Dediği gibi geniş değildi, şirket veya üniversite yemekhanesi gibiydi, Umut da okuduğu üniversitenin yemekhanesini hatırladı. "Burada uzun zamandır çalışıyorum, ama buraya gelmem birkaç kez olabilir. Son olarak ne zaman geldiğimi hatırlayamıyorum" "Öyle mi? Normalde nerede yemek yiyorsunuz?" "Masada çabuk yiyorum" dedi Ahmed ve yakındaki boş bir koltuğa oturdular ve yemek yemeye başladılar. Gerçekten Doktor Ahmed buraya gelmiyormuş, ona seslenenler vardı ve onlarla konuşurken yemekhanede Doktor Ahmed'i ilk defa gördüklerini söylüyorlardı.

Doktor Ahmed de onlara yanında oturan adamın gazeteci olduğunu anlatıyordu. "Benim hakkımda yazdıktan sonra Marco hakkında mı yazacaksın?" "Bilmiyorum, benim karar verebileceğim bir şey değil bu..." "Öyle mi? Sen daha gençsin, bu normal. Neden Marco'yu araştırıyorsun?" "Aslında politikayla ilgili bir makale yazmak istiyordum ve Marco'nın sırları var, bunu açıklamak istiyorum... Bununla kurtarılanlar varsa yazacağım makalenin bir anlamı olacak..." Bu yalan değildi. "Öyle düşündüğün hiç aklıma gelmedi, öyle olabilir bence" "Doktor olarak  siz birçok insanı kurtarıyorsunuz" dedi Umut, buna hemen cevap vermeden önce  suyundan içti Ahmed.

"Haklı olabilirsin ama kurtaramadıklarım da var, kurtarabilsem de tedavi sonrasındaki hayatına karar verme hakkı hastada..." derken Ahmed'in aklına altı basamaklı numara geliyordu. "Bu arada, Daliya'nın burada mı ameliyat olması gerekiyordu?" "Hayır, Mısır'da da ameliyat olabilirdi ve beni öneren bir doktor vardı, onunla Amerika'da beraber okudum ve çalıştım. Sadece sen değil, Marcolar da benim hakkımda araştırdı galiba. Onun ameliyatı biraz özel olabilir, bunun hakkında fazla detaylı anlatmama gerek yok, sen anlayamacaksındır. Marco'nun beni seçme sebebini bilmiyorum, ama bana güvendiği için en iyisini yapmak zorundayım doktor olarak..." derken Ahmed'in yüzü biraz melankolik göründü. "Marco'dan mı telefon geldi?"

Sara'nın DuasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin