"Tamam, ona söylemeyeceğim" "Ses kayıt cihazında iki kişinin konuşma ses kaydı vardı ama artık ben kırdım" "Kimin?" "Maalesef bunu söyleyemem. Lütfen bu konuyla fazla ilgilenme" "Mümkün mü? Yılmaz'la çalışıyorum" "Biliyorum ama... Her neyse Furkan'ın tahmini vardı, onun kaynağı olarak o ses kaydı işe yarayacaktı. Ama bunu ben kırdım" "Anladım, öyleyse sen ses kayıt cihazını kırmakla Furkan'ın planını bozmuşsun, ama neden bozdun?" "Furkan'ın açıklamadığı çok şey var. Ona güvenmedim ve onun planına katılmak istemedim, sesi kaydeden benim. Büyük bir şey olacağını sezdim" "Seni anlayabilirim ama eğer Furkan sakin davransaydı sen şirketten ayrılayabilirdin... Onun işini engelledin" "Önmeli değil, her neyse sen de Yılmaz'dan uzaklaşmalısın" "Ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyorum ama sen de Furkan gibi hiçbir şey açıklamıyorsun" deyip çantasını eline aldı Merve. "Geçmiş olsun, yine gelirim" dedikten sonra Umut'a hiç bakmadan gitti. Yine geleceğini düşünmek zordu. Öğle yemeği artık bebek maması gibi değildi. Yemeyi bitirince yine boş vakti oldu. Akşam, hiç tahmin etmediği bir ziyaretçi geldi. "Senin burada olduğunu Ahmed'den duydum" diyen ses Büşra'nındı. "Birden geldiğim için seni şaşırttım galiba. Aslında Ahmed'le konuşacaktım, ama işim var diyerek benden kaçtı, yalan değildi galiba..." dedi Büşra.
"Doktor Ahmed'le neler konuşacaktınız?" "Ses kayıt cihazı hakkında..." Hiç beklemediği bir kelimeydi. Ses kayıt cihazı artık yoktu ve Büşra nasıl onu biliyordu? "Ses kayıt cihazı?" "Nur'la dinledim ama dinlememeliydim..." Büşra'nın söylediklerini anlamıyordu Umut. Ses kayıt cihazı burada ve Umut onu kırdı. Nasıl dinleyebilirler? Umut'un bilmediği bir şeyler mi oluyor? "Şimdi, Nur'u buraya çağırabilir misiniz?" diye sordu Umut, onunla konuşma ihtiyacı duydu. "Evet... Onu arayayım" dedi ve telefon etmeye gitti. Ses kayıt cihazı Nur'da mı? Öyleyse raftaki o kırılan ses kayıt cihazının parçası ne? Düşünülebilecek tek şey buradakinin sahte olduğunuydu... Yani gerçek ses kayıt cihazı, Nur'da. O zaman Umut'un kırdığı ses kayıt cihazı nereden geldi? "Otuz dakika içinde buraya gelebilirmiş. Nur, senin burada olduğunu bilmiyordu ve seni merak ediyordu" dedikten sonra Umut'a portakal suyu verdi. Büşra'nın elinden alınca pipetle içmeye başladı. Büşra'ya sormak istedikleri vardı ama Nur'un gelmesini bekledi Umut. Yirmi dakika kadar geçtiğinde buraya aceleyle yaklaşan ayak seslerini duydular. Nedense hemen Nur olduğunu anladılar ve bu doğruydu. Nur, Umut'u görünce özür diledi, çantasından ses kayıt cihazını çıkardı. Umut, iç çekti, sonra "Ne zaman benden almıştın?" diye eline aldıktan sonra sordu.
"Otelde uyurken çantandan sessizce aldım... Senin atölyeye geleceğini tahmin ediyordum, o zamana kadar tamamen aynı model ses kayıt cihazını alıp hazırladım. Yani sana verdiğim ses kayıt cihazında ses kaydı yoktu" diye anlattı ve onun yüzünde büyük bir pişmanlık vardı. Umut, ona hiçbir şey söylemeden sustu, kızdığından dolayı değildi. "Sanırım, benden dolayı böyle oldun, başeditör bunu fark etti, değil mi?" dedi ve rafın üstündeki kırmızı ses kayıt cihazı parçasına baktı Nur. Yanlış anlıyordu ama Umut da şimdi ne olduğunu kavrayamıyordu. "O ses kayıt cihazını, ben kırdım ve bu kaza hiç senin yüzünden değil. Ona vermemek için ben kırdım, sonra o kızdı ve yaralandım" diye anlattı Umut ama bu sözüyle Nur hiç rahatlayamadı. "Anladım... Peki, sen bunu da mı kıracaksın?" "Bilmiyorum ama en azından saklamalıyım... Furkan, bunu bilmiyor. Bu arada siz bunu dinlemişsiniz" "Evet, Büşra Hanım'la dinledim, ondan sonra Büşra Hanım atölyeye gelmedi..." deyip ona baktı Nur. Onların arasında da bir şey olmuş. Akşam güneşi, pencereden Nur'un yüzünü aydınlatıyordu. Büşra "Bunun hakkında sonra sana anlatacağım" dedi Nur'a, sonra Umut'a "Ahmed'e söylemek istediklerim var, ama Marco notu eline aldı. Ahmed'in ameliyatının başarısız olacağını da düşünmek zor...
Öyle olursa bizin yapabileceğimiz bir şey var mı? Sen de öğrendin, Ahmed buraya kaçar gibi geldi ve bunun sebebi..." dediğinde odaya hemşire geldi, akşam yemeği zamanıydı. Nur ve Büşra, Umut'a yakın bir zamanda yine geleceklerini söyleyip gittiler. Dışarı baktığında Nur ve Büşra'nın yürüyerek uzaklaştığını gördü. Nur'un o gece o kadar korkmasına rağmen böyle bir şey yapması Umut'u şaşırttı. Büşra için mi? Ses kayıt cihazının oynatma düğmesine bastı, Doktor Ahmed ve Marco'nun sesi oradaydı. Gerçekten Umut'un kırdığı ses kayıt cihazı sahteydi. Ne kadar düşünüp kırmaya karar vermesine rağmen her şey boşuna muydu? Birinin ayak sesleri Umut'a yaklaşıyordu, hemen ses kayıt cihazını durdurdu. "İyileşmişsin, yakın zamanda buradan ayrılacaksın" dedi Doktor Ahmed. "Evet, sayenizde. Burası güzel bir hastaneymiş, güzel bir bahçesi var. Gazeteci olarak geldiğim zaman ilgimi çekmedi ama böyle hasta olarak burada yatınca hemen gözüme çarptı. Sanırım, orayı beğenen hastalar var, her gün yürüyenler görüyorum" diyen Umut'un sözünü duyunca Doktor Ahmed dışarı baktı, bu kez Doktor Ahmed'in yüzü aydınlandı. "Önceki çalıştığım hastanede bahçe yoktu, dediğin gibi güzel bir bahçe ama meşgul olduğum için orayı gezemiyorum ama benim için başka bir yer var" derken o kaset çalan odadan bahsettiğini hemen anladı Umut ama bunu söylemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sara'nın Duası
Narrativa StoricaDoktor Ahmed için Sara en sevdiği kadındı. En yakınında olmasına rağmen bilmediği şeyler vardı. Onlardan biri pencerenin yanında dua eden endamıydı. Ne için dua ediyordu? Sara'nın duasının anlamı neydi? Bunu merak eden sadece Doktor Ahmed değildi...