"Hayır, öyle değil, yağmur yağmadan önce de buradaydım" "A, öyle mi? Yağmurun yağacağını biliyor muydun?" "Öyle değil, sadece oturmak için buraya uğradım" dedi Nur ve tam o sırada garson sipariş verdiklerini masaya koydu. Umut, o garsona "Bana da aynısını getirir misiniz?" dedi ve garson onaylayıp gitti. "Senin geldiğin günden beri Büşra, normal davranmaya çalışıyor ama bunu saklayamıyor. Sen onun dediği apartmana gittin mi?" Bunu sorunca çatalla pastayı kesti ve ağzının yanına getirdi Nur. Umut, sorusuna cevap vermeden "İlk tanıştığımız günde burada oturuyorduk, değil mi?" dedi. Pastayı ağzına koydu Nur. Güzel bir tat onun ağzını doldurdu. "Evet" demenin yerine başını salladı Nur. Garson, Umut'un pastasını ve çayını da masaya koydu. "Yeni tanıştığım sana böyle bir şey söylemem ayıp olabilir ama kötü anlamda değil. Benim düşündüğüm gibi bir gazeteci değilsin, nedense gazeteciliğin sana uygun bir meslek olmadığını düşünüyorum" dedi Nur. Neden birden böyle bir şey dediğini anlamadı Umut. "Bunun sebebini anlatmak zor ama her neyse öyle geliyor. Çocukluğundan beri mi gazeteci olmak istiyordun?" Nur'un sorusuna cevap vermek için bir düşünmesi lazımdı. Gazeteci olmayı hiç düşünmemişti, arkadaşlarından sporcu, çiçekçi veya öğretmen olmak isteyenler vardı. Fakat Umut'un öyle bir mesleği yoktu. Üniversiteden mezun olduktan sonra bir yıl hiçbir şey yapmadan geçirdi. Öyle bir zamanda tesadüfen şimdi çalıştığı şirketin iş ilanını görmüştü ve oraya özgeçmişini göndermişti. Orada çalışmak istediğinden değil, annesine ve babasına çalışacağını göstermek içindi. Yanıt geleceğini düşünmüyordu ama yanıt geldi. Şirkete gidip Furkan'la konuştu, kendiyle ilgili neyi beğendiğini anlamadı. Görüşmeyi bitirdiğinde Furkan, Umut'a yarından itibaren gelsin diye Umut'u işe almaya karar verdi.
Umut, evet anlamında başını salladı, buna annesi ve babası sevindi ve Umut gibi şaşırdılar. Sonraki gün şirkete gitti. Pencerenin yanında kendi masası hazırlanıyordu. Bir bakıma şanslıydı ama sadece iyi bir şeyler değildi. Kendi yapmak istemediği işleri ona yaptıran Furkan'a tekrar tekrar öfke doluyordu. Furkan, kendine itaat edecek bir insan istemiş gibiydi ve tam o sırada Umut gelmişti. Öyle düşünmek istemiyordu ama öyle hissediyordu Umut. Hepsini Nur'a anlatmadı, ancak gazeteci olmayı hiç düşünmediğini ona söyledi. Bu konu fazla ilgisini çekmemişti, hemen konuyu değiştirdi Nur. "Faure'yi seven Doktor Ahmed, değil mi? Araştırdığın insan Faure'yi seviyordu, o zaman araştırdığın insan Doktor Ahmed miydi?" "Evet, doğru. Peki, sen Faure'yi seviyor musun? En azından müzik dinlemeyi seviyorsun" "Doğrusu onun müziğini çok dinlemedim. Yani çok beğendiğim bestecilerden biri değil. Onun kaseti evde var mıydı, emin değilim" "Öyle mi?" "Evet, Doktor Ahmed, başka müzik dinliyor mu?" Nur'un başka sormak istediği bir şey varmış, öyle seziyordu Umut. "Bilmiyorum, ben de onu araştırmaya yeni başladım" diye yanıt verdi. Yağmur artık yağmıyordu, dışarda şemsiye tutanlar yoktu ve yağmurun sesi de duyulmuyordu. Nur çayından içti ve "Doktor Ahmed'in fotoğrafındaki parfüm şişesinden Büşra Hanım'ı ziyaret etmişsin, ben de o fotoğrafa bakmak istiyorum" dedi. Umut çantasından dosyayı çıkardı ve o fotoğrafın olduğu makaleyi göstererek "Bu fotoğraf, fotokopisi olduğu için açıkça göremeyebilirsin" dedi. Nur ciddi ciddi fotoğrafa bakıyordu.
"Bu kişiselleştirilmiş bir parfümmüş, eski bir şişe kullanılmış. Satılmak için değil kesinlikle. Bu parfümün, Sara isimli o kadının ölümüyle ilgisi var mı?" Nur'un bu sözü Umut'a değildi. Sara isimli kadının her şeyin ortasında olduğunu düşünüyordu Nur. Ahmed ve Büşra'nın ortak bir tanıdığıydı. Onun hakkında öğrenmek Ahmed'i ve Büşra'yı tanımakta işe yarayacaktı galiba. Büşra, Sara'nın ne için dua ettiğini çözmesinde Umut'a güvendi ve inanıyordu. Ama bu mümkün mü? Umut'a ve Büşra'ya asla söyleyemezdi ama bu olasılık hemen hemen hiç yok gibiydi. Umut da bir insanın dua ettiği şeyi nasıl araştırabilirdi ve o insan ölüydü, başlama noktasını bile kolayca bulamıyordu. Bir şey araştırırken video veya fotoğraf varsa bununla ipucularını takip edebilir, ama bunda öyle bir şey yoktu. Büşra bunu bilen tek kişi olabilirdi. Öyle düşününce onun dışında Ahmed de olabilir ama ölmüş karışı hakkında konuşacak mı? Aslında Büşra ona bunu sorabilirdi. Ahmed'e telefon ederken onların uzun zamandır konuşmadığını hissetti Umut. Açık bir sebep yoktu ama Büşra'nın davranışı, biraz ilginçti. Onların arasında ne olduğunu bilmiyordu fakat bu Sara'yla ilgiliydi galiba. "Sara isimli bir kadın hakkında Büşra Hanım'dan bir şey duymuş muydun?" diye sordu Umut ama eğer bilseydi daha önce söylerdi diye hemen aklına geldi. "Hayır, ilk defa duydum. Büşra'nın Ahmed'e verdiği parfüm özel bir parfüm ve onun tarifini arada okuyor. Neden okuduğunu bilmiyorum maalesef" dedi Nur. Öyleyse bunun hakkında sorabileceği tek kişi sadece Ahmed kaldı. Büşra'nın neden bu kadar onun duasını merak ettiği de Umut'a biraz ilginç geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sara'nın Duası
HistoryczneDoktor Ahmed için Sara en sevdiği kadındı. En yakınında olmasına rağmen bilmediği şeyler vardı. Onlardan biri pencerenin yanında dua eden endamıydı. Ne için dua ediyordu? Sara'nın duasının anlamı neydi? Bunu merak eden sadece Doktor Ahmed değildi...