G Ü L C E

37.bölüm

BARKININ ANLATIMINDAN ;

Gün geçtikçe bebeğim bize alışıyordu.
Artık kendi isteği ile bizimle vakit geçiriyor istediği gibi davranıyordu.
Cenk ile aralarının düzelmesine çok sevinmiştim Cenk gerçekten pişmandı ve Gülce bunun farkındaydı.
İki gündür amcamlarda kalmak istiyordu.
İzin vermediğimde yüzüme bile bakmamıştı.

Ama onun evden iki günlüğüne de olsa gitme fikri kalbimin sıkışmasına neden oluyordu.
Sabah gitsin akşam gelsin ama evinde ait olduğu yerde uyusun.
Onu çok fazla sıktığımın farkındayım ama kahretsin ki engel olamıyorum.
Onu koruma iç güdümle yaklaştığım için o bundan bunalıyordu.
Hele beni kıskanması yok mu bitiyorum.
Kıskanç kedim benim.

Onu da anlıyorum aslında pınarı kıskanmıyor hatta bizden çok seviyordu.
Onun kıskançlığı derdi bize zarar verebileceğini düşündüğü insanlar.
Hele yaseminle uğraşması yok mu.
O küçücük haliyle delirtmişti yasemini.
Gerçi o da hakediyordu.
Yıllardır peşimdeydi hatır umut falanda vermedim.
Ama işinde iyi olduğu için çıkaramamıştık.

Onun yüzünden küçüğüm bana küsüp amcamlara gitmişti.
Birde orada kalmıştı.
Gidip almak için çok uğraştım ama Can ve Cenk engel oldular her defasında.
Ne kadar inatçı olduğunu biliyorduk.
Gelmez daha beter süründürürdü bizi.

Sabah tekrar işe gelmişti şerefsiz ayaz bırakmış bebeğimi.
Onu odama götürüp sıkı sıkı sarılmıştım bir günde bile o kadar çok özlemişim ki.
Evde bıcır bıcır konuşmasını sürekli Cenk'e sataşmasını.
Hele kendini haklı çıkarmaya çalışıyordu bu gülmeme sebep oluyordu.
Eve hayat gelmişti o gelince.

Hele baba demesi.
O baba diyince akan sular duruyordu.
Biyolojikman kardeşim olması umrumda değildi.
Benim nüfusumdaydı zaten.
Bende kızım gibi hissediyor görüyordum.
İnsanların ne düşündüğü umrumda değil hiçbir zamanda olmamıştır.

Bugün yemekhanede yaptıkları doğru değildi belki ama onu o raddeye yasemin getirmişti.
Bebeğim oyunu kuralına göre oynuyordu sadece.
Zorla o muzlu şeyleri yemişti yasemine inat olsun diye.
Hele teyze demesi delirtmişti resmen.
Birde hiçbir şey olmamış gibi masumca konuşuyordu.

Tekrar işlerimizin başına döndüğümüzde bir dosya istemek için masasına bakmıştım ama yoktu.
Allah bilir yine ne oyunlar peşindeydi.
Birde onu çetin piçinden uzak tutmaya çalışıyordum.
Benim kızımı yürüyor utanmadan it herif.

Odaya anıl'ın birden dalmasıyla kaşlarım çatıldı.
Kapıyı çalmadan girmezdi.
Biliyordu katı kurallarımı.
Gülce neden gitti diyince şok olmuştum.
Ne gitmesi lan diye ayağa kalktığımda.
Ellerinin titrediğini ağlayarak asansör beklediğini söyleyince anıl'ı itip bağırmıştım.
Ne olduğunu bilmiyordum ama o halde nasıl gitmesine izin vermişti.
Güvenliği aradığımda koşarak şirketten çıktığını söyledi.
Ne oluyordu amk.

Cenk'i arayıp odama çağırdım.
O gelene kadar Can'ı arayıp sormuştum bilmediğini söyleyip telaşlanmıştı.
Cenk geldiğinde olanları anlattım kahretsin o da bilmiyordu art arda aradığımızda telefonu kapattı.
Can arayıp ona mesaj attığını söyledi.
Ne kafa dinlemesi ne yalnız kalması hemde bir kaç gün.
Kafayı yiyecektim ki Cenk'in dediği ile kendime geldim.
Kameralara bakalım demişti.
Koşar adımlarla güvenlik odasına gidiyorduk.
Anıl da geliyordu o da merak etmiş ve telaşlanmıştı.

Kameraları izlediğimizde gülerek telefonda konuşuyordu aniden kızarmaya başladı ve telefonu kapattı.
Eliyle kendine yelpaze yapmaya başladı.
Her hareketini biliyordum onun.
Utanmıştı telefonda ki kişiden.
Büyük ihtimalle asaf itiydi.
Onun Gülce'ye farklı baktığını anlamıştım işin kötüsü bebeğim de ondan hoşlanıyor gibiydi.