4.bölüm ( Düzenlendi)

40.9K 1.3K 169
                                    


GÜLCE'DEN ;

eve girer girmez duvarlarda beni karşılayan çerçeveler içimin burkulmasına neden oldu hiç bir sebep yokken.
Beni bir kere görmek için gelmemiş iyi miyim diye merak etmemiş neler yaşadığımdan habersiz olan adamın ailesi ile mutlu mesut yaşaması mutlu aile pozları vermesi boğazıma bir yumru oluşmasına neden oldu.
Olmamalıydı..
Hiç bir şeyim olmayan insanlar beni üzmesine izin vermemeliydim.

Derin bir nefes alıp yavru ördek gibi onları takip ettim sade ama hoş bir salona geldiğimizde tekli olan koltuğa attım kendimi hemen üzerimde ki gözleri yok sayarak.

"tam olarak olan biteni anlatacak mısınız artık" diye söze girdim kimsenin konuşağı yoktu yoksa.
Boş gözlerle bana bakan barkın evet barkın arabada ki tepkilerinden sonra onlara abi diyecek kadar salak değilim.
Sanki babalarını ben öldürmüşüm gibi kin ve nefretle bakan cenk ve Anıl en başından beri gülümseyip sıcak davranan can ile bskışmaktan sıkılmıştım.
"yurtta da dediğim gibi babam sana sahip çıkmamızı istemiş vasiyetinde daha Reşit bile değilsin yanımızda kalmalısın" diye konuştu buzdan farksız sesiyle barkın.
"aklı başına 17 yıl sonra mı gelmiş 17 yıl boyunca neredeydiniz *mına koyım" diye tepki verdim haklıydım.
Anıl birden ayağa kalkıp işaret parmağını bana doğru sallamaya başladı konuşurken.
"haddini aşma ne babamla alakalı konuşa bilirsin ne küfür edebilirsin bize karşı kimse sana terbiye vermedi mi kızım" diye çemkirdi. Küçük boy sırıtıyordu bok var gibi.
"terbiyesizlik yapma" diye uyarıda bulundu barkın bey sadece benim dediklerimi duyarak.
"terbiye alıp almadığım kimseyi ilgilendirmez ayrıca şu tavırlarınızdan sonra saygı göstereceğim insanlar olamazsınız ve Anıl senin baban şeyimde bile değil istediğimi derim" diye konuştum.
Doğruydu şuan içimde babalarına karşı inanılmaz bir öfke vardı nasıl vicdanı izin vermişti beni orada bırakmaya.
Yoksa hiç bir olana bitene tepki göstermez konuşmazdım içine kapanık kendi halinde biriydim.
"bana bak kızım elimde kalırsın kimse alamaz kimseye güvenme burda seni gerçekten isteyen kimse yok mecburiyetsin" diye kin kustu.
Cevap olarak güldüm sadece diyecek bir şeyim yoktu doğruydu bu seferde o haklıydı mecburiyettim, fazlalıktım, istenmeyendim zaten kimseye de güvenemezdim tek başımaydım.
"gel güzelim seni odana çıkarayım dinlen biraz" diye yumuşak sesle konuştu can.
Barkın alayla gülümseyip "ikinci katta ki misafir! odasını hazırlattık gülce'ye can" dedi misafirin üstüne basa basa.
Peki barkın.
Bende onun gibi gülümseyip konuştum "artık beni şu misafir odasına götürsene can".
Geldiğimden beri sesi çıkmayan en küçük boy konuştu bu sefer.
"banyoyu da göster abi orda ne zaman banyo etti Allah bilir temizlensin evide kirletmesin" dedi yüzünü buruşturarak.
Temizdim bi kere ben daha dün gece banyo yapmıştım ama yinede içimde bir yerlerde ki kız çocuğunun kalbi kırıldı.
Sadece gözlerine baktım belki kırgınlığımı görür diye ama sadece nefret vardı.
İnşallah seni asla affetmeyeceğim şeyler yapmazsın cenk.

"düzgün konuş cenk haddini aşma" diye çıkıştı can şaşırdım beni korumuştu.
Yürümeye başladığında takip ettim daha fazla onları görmek istemiyorum.
2.kata geldiğimizde güler yüzüyle bana döndü "burası senin odan karşısı anıl abimin sonda ki cenkin benim odam üst katta sağda ki bir şeye ihtiyacın olursa cekinme gel yanıma" dedi.
İçten bir şekilde gülümserken konuştum "teşekkür ederim gelirim".
Aşağı inmeye başladı sonra demek ki konuşacakları var onların kardeş kardeşe!.
İçeri girdiğimde göz gezdirdim sade hoş bir odaydı duvara gömmeli dolap camın önünde ki puf koltuk kenarda ki kitaplık güzel bir odaydı ama benim değildi ben misafirdim burda.
Uyusam iyi olacaktı kendimi direkt yatağa attım pis pis!!

Uyandığımdan hava kararmıştı uykumu da almıştım.
Duşa girsem iyi olacaktı terlemiştim.

Duştan çıktıktan sonra saçlarımı taramış ama kurutmamıştım üşendim.
Uzun saçlarım vardı seviyordum saçlarımı.
Üzerime siyah eşofman takımlarımı giydim yapacak bir şey yoktu aşağı inmeye çekindim alışık değildim buraya ve istenmiyordum.
Neden gelip aldılar o zaman diye düşünmeden edemiyorum açıklamadıkları bir şeyler var gibiydi.
Camın önünde ki puf koltuğa oturup dışarıyı izledim biraz birazda kitap okudum.
Kapım çalındıktan sonra yavaşça açıldı can kafasını uzatıp "gelebilir miyim" diye sordu.
"tabi gel" dedim.
"neden saçlarını kurutmadın hasta olursun" diye söylenerek banyoya gitti.
Geldiğinden elinde kurutma makinesini vardı.
"bakma şaşkın şaşkın da gel" diye çağırdı.
Önüne oturdum saçlarımı kurutmaya başladı o kadar dikkatli ve yavaştı ki canımı acıtmaktan korkar gibi.
Ahh can ah doktor kekim kardeşlerin acımadan canımı acıtırken sen nasıl korkarsın.
İçimde ki küçük kız sevinçle yerinde zıplıyordu abisi onunla ilgilendiği için.
"hadi kalk bakalım şaşkın yemek vakti" dedi elimden tutup kaldırırken.
Ellerimize bakıp gülümsedim.
"teşekkür ederim her şey için" dediğimde lafımı kesti "etme ben senin abinim biliyorum ikimiz içinde çok yeni ama bu bir gerçek sen benim kardeşimsin ve ben hep bir kız kardeş istemişimdir ileride ne olur bilemem ama ben zamanla bir birimize alışıp abi kardeş olacağımıza inanıyorum" dedi.
Donup kaldım beni istiyordu kabul ediyordu kendi isteğiyle.
"b-ben bende isterim zamanla aramızın daha iyi olmasını ab-abim olmanı teşekkür ederim beni kabul ettiğim için" diyip dolu gözlerime inat güldüm.
Burnumun ucuna işaret parmağıyla vurup konuştu "hadi o zaman seni doyuralım".
Sadece başımı sallamakla yetindim.

G Ü L C EHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin