38.bölüm

21.8K 1.1K 92
                                    


Medya; model - mey




Bir süre sahilde oturduktan sonra pınar ablayı aramak gelmişti aklıma.
Telefonu tekrar açıp aramış ve bir iki gün onda kalabilir miyim diye sormuştum.
'sorman bile hata hemen gel' demişti.
Taksiye bindiğimde pınar ablanın attığı konumu söylemiştim.
Aynı zamanda abim ve Cenk'e pınar ablaya gideceğime dair mesaj atmıştım merakta bırakmak istemezdim onları.

Asaf'ın aradığını görünce açmıştım hemen.
Barkın onları da arayıp telaşlandırmış.
Olan biteni anlattığımda 'yarın oradayım gül kızım onları dinlemeden çekip gitmen hata bunu unutma' demişti.
Biraz konuştuktan sonra kapatmıştık.

Pınar ablaya geldiğimde çok güzel ağırlamıştı beni.
Onunla da geç saatlere kadar uzun uzun konuşmuştuk.
O da Asaf gibi haklı olduğum yerler olsa bile gerçeği onlardan dinlemeden böyle yapmamın yanlış olduğunu söylemişti.
Ama ben hep yanındayım ne zaman istersen yine çık gel demeyi unutmamıştı.

Şimdi ise Asaf ile buluşmak için çıkmıştım pınar abladan.
Herhalde akşam eve giderdim konuşmak için.
Psikolojim iyi değildi bu aralar.
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu düşünemiyordum.

Taksiden indiğimde sahilde ki kafeye doğru yürümeye başlamıştım.
Kahvaltı edecektik beraber.
Ama ben sanki ilk defa görecek gibi heyecanlanmıştım ayrıca çok özlemiştim.

İçeri girip Asaf'ı gördüğümde ona doğru adımlarımı yönelttim.
Kalbim o kadar hızlı atmaya başlamıştı ki umarım Asaf farketmezdi.
Yanına gittiğimde parmak uçlarıma yükselip kollarımı boynuna doladım.
Anında elleri belimi bulurken sımsıkı sarıldım.
Çok fazla özlediğimi şu an daha iyi anlıyorum.
Ben geri çekilirken boynumdan öpüp koklaması midemin kasılmasına sebep olmuştu.

"seni çok özledim" dedim karşı tarafına geçip otururken.

"bende seni çok özledim gül kızım" dedi.

"güzel geçti mi tatilin kimlerle görüştün" diye sordum.
Aslında o fotoğrafta ki kızı merak ediyordum.

"seni özlemem dışında güzeldi teyzemler, dayımlar ve kuzenlerleydim hep hani şu fotoğraf attığım kuzenim" diyip sırıttı.

Utanmıştım amacımı anlamıştı ama ne yapayım o günden beri aklımda sadece o kızın kim olduğunu vardı.
Sohbet ederek kahvaltımızı yapmıştık.
Kahvaltıdan sonra Asaf benim için çikolatalı pasta kendi için kahve istemişti.
Neyi ne kadar sevdiğimi biliyordu.

Bizim yaşlarımızda gibi görünün garson siparişleri getirdiğinde hemen koca bir çatal alıp ağzıma atmıştım.

"başka bir isteğin var mı yenge" demesiyle pasta boğazıma kaçtı ve öldürmeye başladım.
Ne yengesiydi lan ben mi yenge bana mı yenge.
Olsam fena olmaz aslında.

"yengenin başka istediği yok sağ ol kardeşim" diyip gönderdi çocuğu Asaf.

Ama benim takılı kaldığım yer 'yengenin' demesiydi.
'yiiaaa yengesi miyim gerçekten' demek gelmişti içimden ama şu an çok Utanmıştım.
Kızardığımı eminim.
Asaf'a baktığımda göz kırpıp kahvesini içmeye devam etti.

Ne olmuştu bir haftada bu çocuğa lan.
Şeytan diyor tut kolundan götür eve damadınızı getirdim de şok olsunlar.
Ama yemezdi bunu yapmak.
Abimleriden kurtulsam babam vardı.
Genç yaşta çocuğun başını yakmak istemem.

Biraz daha oturup sonrasında sahilde yürümek için kalkmıştık.
Yürürken kolunu omzuma atması bile heyecanlanmama sebep oluyordu.
Daha öncede böyle gezerdik ama o zaman Asaf'a olan duygularımı kendime itiraf edememiştim.
Gerçi bu seferde onun duygularını bilmiyordum ama kardeş veya arkadaş gibi bakmadığı belli oluyordu.
Kendimi geri çekmeyip ana göre yaşamaya karar vermiştim.

G Ü L C EHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin