Medya: Evgeny Grinko-Field (Bu
bölümü bu müzikle okumanızı
tavsiye ederim)
🍒Yağmur bugün neden bu kadar şiddetli yağıyordu? Çakan şimşek sesi beni ürkütmeye yetiyordu. Ama korkacak bir şey yok, bütün ışıklar zaten yanıyordu.
Bu Kürşat cellatı da iki saattir bir susmadı zaten. Ne toplantıymış kardeşim, iki saate bitmedi. Kafam kabak oldu yemin ederim ya.
Ebru hanımlar gideli 1 saat falan oluyor. Ve beni yüz kere arayıp bir şeye ihtiyacım olup olmadığını sordular. Sanki varsa oradan buraya mi gelecekler ki?
Ben ne ara bu kadar nankör oldum? Adamlar bana iyilik yapmaya çalışıyor. Ama ben o kadar negatif bir insanım ki, herşeyin altında saçma sapan anlamlar arıyordum. İçindeki şeytanı dinlememeliyim, evet.
Of çok sıkıldım. Alya da uyumuştur şimdi, biraz dedikodu falan yapsak kendime gelirdim.
Zaten o okulda da yalnızım. Okul açılsa da, şu Melisa denen sarı çiyan a gününü göstersem. Tüm hafta sonu ona ne yapacağımı düşünerek geçirdim. Artık hayallerimi gerçek olaylara döndürmek istiyordum.
Tabi ya! Melih bey ile konuşup Alya'yı kendi okuluma aldırayım! Yoksa ben daha çok yalnız kalırım. Zaten o saçma okulda da benim gibi kafa dengi bir insan bulamam. Alya'yı bulmuşum, bu nimete sıkı sıkı sarılmalıyım.
Şimdi kalkıp şu Kürşat'in odasına gidip o suratının tam ortasına bir tane yumruk germek istiyordum. Ve susmazsa bu olacaktı, evet.
Telefonumun zil sesini duyunca bıkkınlıkla elime aldım telefonu. Yine Ebru hanım arıyordu. Müq bir olayın içindeyim gerçekten.
"Alooo?" Dedim telefonu açar açmaz. Karşı taraftan gelen sesi duyunca gülmemek için kendimi zor tuttum.
Müziğe bakılırsa gelin ve damadın dans etme sahnesini izliyorlardı şuan. Hayatım boyunca en merak ettiğim şeylerden bir tanesi, gelin ve damadın dans ederken ne koniştuklarıydı. Bütün millet onları izliyor, onlar orada sohbet ediyor.
"Alo Afra?" Arayanın Arda olduğunu anladığım an gülmeye başladım. Şu an yüz ifadesini görmek için nelerimi vermezdim!
"Ne gülüyorsun lan?" diye serçe konuştuğunda, derhal eski Afra'ya döndüm.
"Neden aradın lan yine beni dört göz?" diye sordum. Gözlük takanlara dört göz demek çok mantıklıydı aq, böyle zekice bir şeyi benden önce kim bulmuş olabilir?
"Bana dört göz deme.." Dedi sertçe. Direkt olarak laf attım:
"Emredersiniz paşam, başka bir isteğiniz var mı? Eğer biraz daha sinirlenirsem sana yarım akıllı derim ona göre." diye çok saçma bir tehtidde bulundum.
"Ben de sana bücür derim. Malum, boyun yer cücesi kadar ya..." deyince sinirle yutkundum. Hep ben malzeme veriyorum bu dört gözün ağzına, neden boyumu söyledim ki ya ben? Neden?
"Ya bi kes be, ne istiyorsun yine?" diye aşırı argo içeren bir cümle kurdum.
"Annem ara, ne yapıyor bak dedi. Ben de meraklı değilim sana. Ne yapıyorsun çabuk söyle, kapatacağım." dedi.
"Yemek yiyorum, gel yiyelim." diye bir dalga konusu attım ortaya. Sonra Arda'nın karşıda iç çektiğini duydum.
"Sahi mi? Ne yiyorsun? Bende acıktım, ne biçim düğün bu? Yemek falan da dağıtmadı şerefsizler." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abi Terörü
Hành động17 yaşında, ailesi olmasına rağmen bir yalanın mahkumu olan ve hayatını yetim hanede geçiren Afra, ailesi bir anda hayatına girerse ne olur? Yeni ailesi, abileri ve kardeşine hemen alışabilir mi? Ya abileri Afra'nın deyişiyle terörist olursa? Afra...