Medya: Alp Bayraktar
🍒
Midem bulanıyordu ve kendimi kusmamak için zor tutuyordum. Ama Alp hâlâ elindeki çorba dolu kaşığı ağzıma uzatıyordu!
"Allah rızası için bırak beni Alp, bak koltuğa kusarsam Ebru hanım sana kızar. Ama ben o kadar iyi bir kardeşim ki senin başının belaya girmesini istemiyorum bak." dedim beklentiyle.
Alp başını sağa sola doğru sallayarak kaşığı tekrar ağzıma doğru uzattı. Şunu hemen gözümün önünden çekmezse kusacaktım!
"Hayır abiciğim, annem ne dedi? Gerekirse evin her yerine kussun, ama yine de o çorbayı bitirsin dedi. Hadi güzelim aç ağzını."
Yok yok, o şeyin adını bile duyunca kasıyorum, bir de yersem ne olurdu Allah bilir.
Başımı yana doğru çevirdim. Kürşat yine odasında toplantıda olmalıydı, Arda veleti okula gitmişti. Ben hasta olduğum için gidememiştim.
Yan tarafta Kıvanç hem bize bakıp bakıp gülüyor, hem de telefonu ile oynuyordu.
"Hayır hayır, çek şunu yemek istemiyorum. Bak ne olursun çek!" diye feryat ettim. Alp sıkıntıyla oflayıp Kıvanç'a döndü.
"Gel şuraya biraz da sen yedir şunu. Sabahtan beri uğraşıyorum, sen orada telefonla oynuyorsun." dedi.
Çok haklı, bu zavallı burada ölmek üzere. O orada at gibi anırıp telefonla oynuyor. O telefona bir gün bir şey yapmalıyım ama ne?
"O seni dinler, ben uğraşamam şimdi. Yedir şunu, yoksa annem bana kızacak." dedi.
Çünkü Kıvanç doktor olduğu için Ebru hanım komşuya gitmeden önce beni yemek yedirmesi için Kıvanç'ı görevlendirmişti ama ben onu istemediğim için bu görevi Alp'e devretmişti.
Alp tekrar bana döndü. Direkt olarak itiraz ettim.
"Sakın onu ağzıma koyayım de-" dediğim sırada kaşığı ağzıma tıkmıştı. Elimle ağzımı kapatıp çorbayı yutmak için mücadele vermeye çalıştım.
Yüzümün renkten renge girdiğine emindim. Sonunda çorbayı yutmayı başardığımda Alp çok mutlu görünüyordu.
"Sonunda bitti. Sakın bir daha hasta olayım deme, tamam mı abiciğim?" dedi tatlı tatlı. Elindeki tabağı masanın üzerine koyunca Kıvanç gülmekten ölüyordu.
Rahatlıkla gülümsedim, sonunda bitmişti. Çok çabuk hasta olup ta hemen iyileşmeyen insanlardandım. Çünkü bünyem çok zayıftı. Çok az çiğ köfte yediğimden herhalde.
"S-sen hep hasta ol, bu sinemayı bir kez daha izlemek istiyorum." dedi gülerek Kıvanç. Yanımdaki yastığı ona fırlattım. Tam da kafasına gelmişti.
Yastığın kafasına yaptığı basınç gülmesini çok da engellemedi. Kollarımı önümde birleştirdim. Yine ateşim çıkmıştı, yandığımı hissediyordum.
Oturduğum koltukta yatar hale gelince Alp yerinden kalkıp yanıma geldi ve elini anlıma koydu.
"Ateşin var. İyi misin, hastaneye gidelim mi?" diye sordu. Kendimi bitkin hissetsem de hastaneye gitmeye gerek yoktu.
"İyiyim ben." dedim bitkince. Hastaneye gitmek şuan isteyeceğim en son şeydi. Buradan kalkmak bile bana çok zor bir şeymiş gibi geliyordu.
"Küçük böceğimiz sustu mu? Ama ben gülmek istiyorum." dedi Kıvanç. Dua et hastayım, yoksa o güzel elimi suratına yapıştırırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abi Terörü
Acción17 yaşında, ailesi olmasına rağmen bir yalanın mahkumu olan ve hayatını yetim hanede geçiren Afra, ailesi bir anda hayatına girerse ne olur? Yeni ailesi, abileri ve kardeşine hemen alışabilir mi? Ya abileri Afra'nın deyişiyle terörist olursa? Afra...