Dokuz

22.8K 997 117
                                    

              Medya: Afra Bayraktar

                                 🍒

"Abla, abla hadi kalk. Sabah oldu! Hadi kalk!"

Neler oluyor lan? Hey beynim, orada mısın? Oradaysan bana bir ses ver.

Buradayım, merak etme.

"Kalksana! Bak Kürşat abim geldi, o seni zorla kaldıracakmış." 

Duydum şeyle hemen gözlerimi açıp yatakta oturur duruma geldim. Günüme o gavurun tipsiz suratını görerek başlamak istemiyordum. Bir insan tipsizlik hastalığına yakalansa bu kadar tipsiz olmazdı.

Fakat odada Kürşat la değil de kollarını göğsünde birleştirmiş ve bu halime gülen bir adet dört göz Arda ile karşılaştım.

"Ne oluyor lan? Sen nasıl girdin buraya? Ben kapıyı kilitlemedim mi?" diye sorularımı sıraladım.

"Hangisine cevap vermemi istiyorsun?" diye sordu. Koycam bi tane göreceksin gününü.

"Hepsine. Ben odayı kilitlemiştim. NASIL GİRDİN İÇERİYE SEN?" dedim cümleme vurgu yaparak. Biraz düşündü.

"Odayı kilitlemedin. Kanepenin yanında uyumuşsun. Seni buraya Kıvanç abim getirdi. Sanırım kavga etmişsiniz. Kürşat abimle..."

Doğru ya. Dün kavga edince sinirle koltuğun kenarına gidip orada uyumuştum. Sonra karpuz Kıvanç beni odama götürmüştü.

Desene, Ayder yaylasında bir tek hayalimde gitmiştim, nasıl olduysa o Kürşat da benim peşimden gelmişti.

"Soruların bittiyse aşağıya gel ablacığım." Dedi gülümseyerek. Anında kaşlarım çatıldı ve Arda'nın suratına bakakaldım. Abla mı demişti o bana?

"Ne?" dedim şaşkınca. Aslında ne dediğini tabi ki duymuştum ama bana bu şekilde seslenmesi beni o kadar mutlu etmişti ki bunu tekrar etmesini istemiştim.

"Abla, dedim. Ablam değilmisin sen benim?" dedi kaşlarını çatarak. Aq, bu dört gözün ağzına abla kelimesi çok yakışıyor lan.

"Kabullendin yani.." dedim gülümseyerek, "ablan olduğumu." Başını salladı.

"Bu arada biraz üşüdüm sanki. Orası sıcak mı? Az kayda yanına geleyim." dedi. Yiaaa, seni şapşik.

Yana doğru kayarak, "gel, dört göz gel." dedim. Gülerek yanıma geldi ve örtüyü kapattı. İlk defa kendimi bu kadar mutlu hissetmiştim, çünkü kardeşim yanımdaydı ve bana abla diyordu.

Gülümseyerek ona bakarken birden kollarıyla belimi sıkıca sardı, bana sarıldı. Bunu beklemediğim için önce biraz afallamıştım. Sonra bende vakit kaybetmeden ona sıkıca sarıldım.

Onunla bu yaşımda tanışmıştım ve çocukluğumu bile onunla geçirmemiştim. Buna rağmen kendimi Arda'ya karşı uzak hissetmiyordum.

"Hindistan cevizi gibi kokuyorsun." diye mırıldanınca gülümseyip, "hindistan cevizli duş jeli kullandığım içindir." dedim.

Keşke diğer parazitlerle de Arda gibi anlaşabilseydik. Aptal gibi ön yargılı olmasalardı, şimdi gayet mutlu bir aile olurduk.

"Kürşat abim dün sana ne dedi?" diye sordu. Aslında o günü hiç konuşmak istemiyordum. O Kürşat denen cellat, sinirlerimi yeterince bozmuştu.

"Bana buraya ölen kardeşlerinin eksikliklerini tamamlamak için geldiğimi, ve bir kukla olduğumu söyledi." dedim.

Arda başını kaldırıp bana baktı. Pişmanlık ve hüzün vardı mavi gözlerinde.

Abi TerörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin