On dokuz

13.8K 717 248
                                    

Medya: Afra Bayraktar

🍒

5 gün... Hastaneden çıkıp eve geleli tam beş gün olmuştu.

Boğazım artık iyi sayılırdı, acımıyordu. Sargı bezlerini çıkaralı bir gün olmuştu, boğazımdaki derin yara izi yavaş yavaş iyileşiyordu.

Ve bugünkü planımı yapmıştım bile. Bugün tam olarak kimseye haber vermeden Sena'nın yanına gidecektim!

Yengemleri ve babaannemleri de misafir ermiştik bir süre. Onlar da henüz dün gitmişti, iyi olduğumu inandırmam biraz zor olsa da bunu başarmıştım.

Çok güzel ama bunları yapmak için önce yataktan kalkmalıydım.

Yatağımdan doğrulduğumda gözlerim güzel yastığıma takıldı. "Sen beni burada bekle, ben çok yakında geleceğim, tamam mı?" dedim ve yatağımı el çabukluğuyla topladım.

Kendi işimi kendim yapmayı seviyordum.

Dolabımı açtım önce, hemen sonra düşüncelere daldım. Giyinip aşağıya insem şüphelenirlerdi.

Üstelik o Kürşat kesin arkama adam takardı. Bu yüzden erkek milleti topluca şirkete gittikten sonra burayı terk etmem daha mantıklı olurdu. Evet evet, çok zekiyim.

Yani istikamet, yemek odası!

Üzerimde pijamlarım vardı ama hiç onları çıkarmak için uğraşamam yani.

Saçlarımı toplayıp inanılmaz bir enerjiyle zıplaya zıplaya odamdan çıktım. Bir yandan da üzgündüm biraz, yarın okul vardı.

'İnşallah uzaylılar dünyayı istila ederler de yarın okul olmaz' demedim tabii. Okula gidersem o Kürşat'ın yüzünü görmem. Bu iyi bir şey mi? Tabi ki evett!

Gözlerim kapalı kanguru gibi zıplaya zıplaya aşağıya inerken birden bedenimin sert bir şeye çarpmasıyla sendeledim, çarptığım dağ ayısının kazağını tuttum.

"Ananı!"

"Ne?"

Gözlerimi hızla açmamla karşımda Kıvanç'ın o hayırsız suratını görmem bir oldu.

Çatık kaşlarla kazağını bıraktım hemen. Cümlemi tamamlamadım çünkü onun anası benim de anamdı.

Ben bir salağa bakar gibi ona bakarken o beni süzmekle meşguldü.

"Yataktan kalktığın gibi geldin mi?" diye sordu bana.

"Evet yataktan kalktığım gibi geldim, dağ ayısı. Sen bir kendine bak, ormana salsak ayı diye hayvanat bahçesine götürürler seni." dedim sinirle.

Cümlem onu şaşırtıken ona arkamı döndüm ve yürümeye devam ettim. Bir yandan da söyleniyordum.

"Milletin üzerinden araba geçiyor benim üzerimden ayı geçti, Kıvanç ayısı."

Evet, açılışı Kıvanç'la yaptık, bakalım kiminle devam ettireceğiz.

Yemek odasına geçerken İnci abla yolumu kesti. Anlamayarak ona baktım, o ise endişeli görünüyordu.

"Boğazın nasıl canım? İyi misin?" diye sordu. Gülümseyerek başımı salladım, İnci ablayı çok seviyordum, benimle diğer ablalardan daha yakındı ve beni merak ediyordu.

"Teşekkür ederim İnci abla, çok iyiyim. Taş gibiyim, taş." dedim gülerek.

İnci abla da gülerek elini omzuma koydu.

"Bir şeye ihtiyacın olursa bana mutlaka söyle, tamam mı?" diye sordu.

"Tamam. Çok teşekkür ederim." dedim gülümseyerek.

Abi TerörüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin